'Rüzgarın Hatıraları'nda yüzyıllık mücadele 2015-12-15 09:16:04 İSTANBUL (DİHA) - "Sonbahar" ve "Gelecek Uzun Sürer" filmlerinin yönetmenliğini üstlenen Özcan Alper'in 1940'ların Türkiye'sinde yaşayan Ermeni yazar Aram'ın hikayesi üzerinden geçmişe ışık tutan yeni filmi "Rüzgarın Hatıraları" vizyona girdi. Alper, filmi 1940'lı yılları anlatsa da, "Geçmiş asla geçmiş değil" sözleriyle günümüzdeki olayları da anlattığını söyledi. Yönetmen Özcan Alper'in son filmi "Rüzgarın Hatıraları" vizyona girdi. "Sonbahar" ve "Gelecek Uzun Sürer" filmleriyle yönetmenlik koltuğuna oturan Alper, Son filminde 1940'ların Türkiye'sinde yaşayan Ermeni ressam ve yazar Aram Pehlivanyan'ın hikayesini anlatıyor. Türkiye'nin 100 yıllık rejimini hükümete muhalif bir gazete çıkaran gayrimüslim yazar Aram üzerinden anlatan Alper, "Rüzgarın Hatıraları"nın bellek görevi taşıdığını söyledi. Filmin hikayesinden bazı bölümleri anlatan Alper, hikayenin filmin ana karakteri Aram'ın İstanbul'dan kaçmasıyla başladığını söyleyerek, "Kendi içinde toplumsal travmalar ve bunlarla yüzleşmek için bir bellek oluşturan bu temalar etrafında ilerleyen film, aslında bir taraftan da çok basit üçlü bir aşk hikayesi içerisinde ilerliyor. Film, İstanbul'dan kaçmak zorunda kalmasıyla başlıyor. Ama bu kaçış onun hayatındaki geçmişteki bir sürü üzerini örttüğü, yüzleşmek istemediği geçmişiyle de tekrar yüzleşmesini gerektiriyor. Ve Sovyet sınırındaki bir dağ köyündeki sıkışma ve kaçışla ilgili film" dedi. 'Geçmiş asla geçmiş değildir' Nobel ödüllü yazar William Faulkner'in "Geçmiş asla geçmiş değildir" sözüyle başlayan filmin toplumsal barış isteyen entelektüelliklerin geçmişine ışık tuttuğunu söyleyen Alper, "Türkiye'deki, travmalar, toplumsal ve yüzleşme meseleleri yüz yıldır devam etmekte. Tam tersine kronikleşmiş ve hiçte geçmiş değil tam tersine geleceğimizi ilgilendiren bir durum. Son altı ayı bile düşününce maalesef otoriter rejimlerdeki entelektüellerin özgürlük ve demokrasi arayışları, toplumsal barış isteyen entelektüelliklerin hayatta kalma mücadelesi bir nevi aslında… Bir şekilde geçmiş dönem filminden ziyade bu güne çok referansları var o yüzden de öyle bir cümle kullandım geçmiş asla geçmiş değildir" dedi. '1915'le yüzleşilseydi bu karanlık bitmiş olurdu' Aram'ın yaşamının Sabahattin Ali, Nazım Hikmet ve Walter Benjamin gibi aydınların yaşamından izler taşıdığını dile getiren Alper, 1915 Ermeni Soykırımı'nı hatırlatarak, "Türkiye de 1915 konuşulabilseydi, üstü örtülmeseydi, toplum kendi karanlık geçmişi ile yüzleşseydi, şimdi Türkiye'de Kürt meselesi çok daha farklı bir yerde olurdu. Farklı bir şekilde tartışılmış ve çözülmüş olurdu" diye konuştu. Hem kişisel hem de toplumsal belleğe hitap ediyor "Rüzgarın Hatıraları" filminin hem kişisel hem de toplumsal bellekle ilgili mesajlar taşıdığını ifade eden Alper, "Özellikle de büyük toplumsal travmaların yaşandığı durumlarda, bunu anlatmak, tanıklık etmekte çok kolay olmuyor" diye konuştu. Filmde çözüme dair ipuçları var Alper, "Yok saymaya yok edilmeye karşı bir direnç var Kürdistan da. O yüzden tabi ki kendi yaşadıkları travmalar, 30 yıldır düren savaş var. Film de de bu meselelerin yüzyıla yayıldığı ve nasıl çözülmesi gerektiğine dair ipuçları taşıyan bir film, bir birey üzerinden anlatıyoruz" sözleriyle de filmin güncelde Kürdistan'da yaşananları da anlattığını söyledi. (se/rk/kk)