Amed Fuarı ve yayınevlerini sahiplenme çağrısı 2016-05-19 11:10:25 AMED (DİHA) - Amed Kitap Fuar'ında Aram Yayınevi'nin kitap afişlerinin sökülmesi ve çalışanının gözaltına alınmasına tepki gösteren yayınevleri ve yazarlar, fuarı ve yayınevlerini sahiplemeye çağırdı. Baskın sırasında stantta kitaplarını imzalayan Şair Ehmed Huseynî, "O fotoğrafı oradan indirdiklerinde şöyle düşündüm; oradan indirdiler ama halkın gönlünde çıkaramayacaklar ve başaramayacaklar" dedi. Amed Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen 2. Amed Fuarı'nda kitapları yoğun ilgi gören Aram Yayınları, dün polis baskınına maruz kaldı. MİT tetikçisi Ömer Güney tarafından Paris'te katledilen Sakine Cansız ile Özgür Gündem Gazetesi eski Genel Yayın Yönetmeni Gurbetelli Ersöz'ün kitap afişlerini bahane eden polis, yayınevi çalışanı Emine Özkeskin'i de gözaltına aldı. Kürdistan'daki tüm baskı ve çatışmalı ortama rağmen çok sayıda yayınevinin Amed'e gelerek stant açmasını ve Aram Yayınları'na yapılan baskını değerlendiren yayınevleri temsilcileri ile yazarlar, bunun kendileri için sindiremeyeceğini aksine daha fazla insanı kitapla buluşturma çabasını güçlendireceğini söyledi. 'Korkutmaya çalışıyorlar' Öteki Yayınevi'nin sahibi Vedat Yeniçeri, Aram'ın Türkiye'de yeni bir yayınevi olmadığını ve durduğu nokta ile yaptıklarının herkes tarafından bilindiğine dikkat çekti. Amed'de çatışmalar nedeniyle 2. Amed Kitap Fuarı'nın yapılamayacağını düşündüklerini ifade eden Yeniçeri, "Amed'de bunun yapılabileceğini ve ilginin de oldukça yoğun olduğunu görünce bir anlamıyla sabote edilmek isteniliyor. İnsanların fuara gelmelerini önlemek için baskın yapıyorlar. Diyarbakır halkı duyarlı bir halk, tam tersi bir davranış gösterip, kitap fuarına sahip çıkması gerekiyor. Yani polisin, savcılığın bu tavrı benim için açıkça hiç sürpriz değil. Çünkü uzun bir süredir Türkiye'de inanılmaz bir yasa dışılık, keyfi tutum ve davranış sürmekte. Yani fuara yansıyan boyutu da beni açıkçası şaşırtmadı" şeklinde konuştu. 'Savaşın edebiyata ve sanata yansımasıdır' Yazar Yıldız Çakar ise saldırının sadece yayınevine, bir kitaba ve bir insana yapılmadığının altını çizerek, "İstediğimiz zaman geliriz sizin için önemli olan değerli olan bir şeyi sizin gözünüzün önünde kaldırabiliriz" mesajı verilmeye çalışıldığını ifade etti. Polislerin herkesin gözü önünde silahlarla baskın yaparak, insanları korkutmaya çalıştığını söyleyen Çakar, şöyle devam etti: "Burada bulunan insanlar onların bu yapmış oldukları şeye karşı gereken cevabı verdi. Aram'a yönelik böylesi bir şeyin yapılmasının sebebi Aram Yayınevi'nin oldukça takip edilmesi ve dikkate alınmasıdır. Bunu bildikleri için böylesi kirli bir şeye giriştiler. Yaptıkları şey ile Aram Yayınevi'nin önünü kesmeye çalışıyorlar. Bu sahadaki savaşın edebiyata ve sanata olan yansımasıdır. Yapılan bu saldırıyı kınıyorum. Başaramayacaklar galip gelemeyecekler" dedi. 'Silahlarla fuara girdiklerinde eskileri hatırladım' Baskın sırasında Aram Yayınevi standında okur buluşmasında bulunan ve kitaplarını imzalayan Şair Ehmed Huseynî, "O fotoğrafı oradan indirdiklerinde şöyle düşündüm; oradan indirdiler ama halkın gönlünde çıkaramayacaklar ve başaramayacaklar. Nasıl halkın bu insanlara karşı olan sevgisini bitirecekler" diyerek tepki gösterdi. Huseynî, "Silahlarla içeri girdiklerinde bir anı aklımda canlandı. Bir zamanlar kitapları evlerimizin avlularında yaktıklarında halka saldırıyorlardı. Sadece bu kitapları okuduğumuz için böylesi şeyler ile karşı karşıya kalıyorduk. Bu anı çok acı ve üzüntü verici bir anıdır" diyerek, baskının geçmiş günlerin şiddet baskılarını hatırlattığını söyledi. 'Böyle gitmeyecek' Kitabı Aram Yayınları'ndan çıkan ve baskın sırasında yayınevinin standında kitabını imzalayan sanatçı Mikail Aslan da, süreçten sanatçılar ve yayıncılar olarak etkilendiklerini ancak bu durumun kaderleri olmadığını vurguladı. Bütün çatışmalı sürece rağmen halkın sanata ve kültüre yoğun ilgisinin olduğuna dikkat çeken Aslan, "Sakine Cansız'ı tanıyan biri olarak ve onun üzerine klam yazmış biri olarak fotoğrafının indirilmesi bende çok farklı etkiler bıraktı. Bu şahsiyetin duruşuna, asaletine karşı bir kindir. Gözümün önünde fotoğraflarının indirilmesi, sanki o cenaze gününü bir kez daha yaşamış gibi oldum. Seyit Rıza gibi, Sakine Cansız gibi insanlar yok edilemez. Onlar fiziki, bedensel olarak yanımızda olmayabilirler. Ama onların ruh hali, onların asaleti mezara gömülemez, öyle büyük bir şeydir ki toprağa, yere sığmaz" dedi. 'Tahammülleri yok' "Bazı insanları öldürdüğünüzde bile, onları gömemezsiniz. Çünkü onlar normal insanlar değildir" diyerek fotoğraflara el konulmasına tepki gösteren Aslan, "Onların ölüsü birçok yaşayandan daha diridir. Sakine Cansız'ın fotoğrafının indirilmesi bizim tarihimize, yaşamımıza karşı olan kinlerinin ifadesidir. Öldürülmüş bir insana bile tahammül edememektir" dedi. 'Birlik olmadığımız sürece saltanat bitmez' Bugün Sûr ve Cizîr'de devam eden anlayışla 1938'teki anlayışın aynı olduğunu kaydeden Aslan, şunları aktardı: "Bu coğrafyada yaşayan ve Türk İslam kimliği dışında olan, Ezidiler, Ermeniler, Aleviler bütün etnik gruplar nasibini almıştır. Bu zihniyet bu şekilde devam ediyor. Bu saltanata karşı bütün ezilenlerin, vicdanlı insanların yan yana gelmesi gerekiyor. Biz birlik olmadığımız sürece bu barbar saltanat bitmez. Bir söz vardır, 'mağdurlar birleşmediği sürece padişahların saltanatı yıkılmaz' diye. Ateş bir ocağa düşer ama biz nerede olursak olalım bu savaş bir gün bizim kapımızı da çalar, yurtdışında olsak, bundan kaçmaya da çalışsak bir gün bunlarla yüz yüze geleceğiz. Herkesin bu konuda duyarlı olması gerektiğini düşünüyorum." (az-şo/fç/pu)