Bir kadının 21 yıllık inanılmaz mücadelesi 2016-08-03 10:41:20 ANKARA (DİHA) – Yaşamını mücadele ederek geçiren 64 yaşındaki Ümmüsü Seyfi, 21 yıldır hem erk zihniyete hem de hayata karşı direniyor. Çalıştığı işyerlerinde uğradığı inanılmaz mobbing uygulamalarına ve tehditlere rağmen yıllar yılı direnmekten vazgeçmeyen Seyfi, "Seni Kürtlere, Apoculara öldürtürüz" sözlerine karşılık, "Onlar beni neden öldürsün ben emekçiyim bana saygı duyarlar" diyerek o dönem yaşadıklarını anlattı. 15 yıldır Kızılay’da hediye paketi satarak ayakta durmaya çalışan Seyfi, ne olursa olsun kadınların pes etmeden kendi ayakları üzerinde durması gerektiğini vurguladı. Ankara’nın Kızılay ilçesinde 15 yıldır hediye paketi satarak hayatını idam ettiren Ümmüsü Seyfi hergün güler yüzüyle 600’e yakın esnafı gezerek hediye paketi satıyor. 64 yaşında olmasına rağmen hiç bıkmadan yaşam mücadelesini sürdürüyor. Asıl mücadelesinin 95 yılından bu yana sürdüğünü belirten Seyfi, tüm kadınlara da çalışarak kendi yaşam savaşlarını vermeleri çağrısında bulundu. 'Sosyalist olduğum için sürdüler' Ankara Büyükşehir Belediyesi’nde 1995 yılında temizlik işine başlayan Seyfi, eşinin ‘kadın kısmı çalışmaz’ sözlerine aldırmadan önce aile içinde mücadele etmek zorunda kaldığını söyledi. Seyfi, iş hayatına başladığında ise 2 bin erkekle çalışmak zorunda kaldığını ve Melih Gökçek'in belediye başkanı olmasındna sonra belediyede başlatılan "kadrolaşma" kapsamında işten çıkarıldığını belirterek, “İşten çıkmam için her yolu denediler. Benim sosyalist solcu biri olduğumu biliyorlardı. Ve bunun üzerine sürgüne gönderdiler beni. Önce vardiya usulü bekçiliğe gittim, oradan Mamak Çöplüğe gittim, oradan İskenderun’a gönderdiler oraya gittim. Gönderdikleri her yere gittim çünkü çalışmam gerekiyordu” dedi. 'Sosyalistler olmak fuhşa yatkınlıkmış' Gönderdikleri sürgün yerlerinden biri olan Kurtuluş Parkı’nda gece nöbetçiliği yapan Seyfi, “Benim sosyalist biri olduğumu biliyorlardı. Ve bunun üzerine sosyalist insanların fuhuşa yatkın insanlar gibi göstererek beni oraya gönderdiler. Solcu olmak bu anlama geliyormuş” diye konuştu. 'Yemek yemek yasaktı' Son sürgün yeri olarak İskenderun’a gönderilen Seyfi, burada yine kötü muameleye maruz kaldığını belirtirken, İskenderun’da gemi limanında çalışmaya başladığını söyledi. Seyfi, “Öyle ki bizlere yemek vermedikleri sürece yemek yiyemiyorduk. Kendi paramızla yemek alamıyorduk” dedi. Kendisine yönelik uygulanan mobingin yıllar yılı sürdüğünün altını çizen Seyfi, kendisini "Diyarbakır'a göndermekle ve Kürtlere öldürtmekle" tehdit ettiklerini belirterek şunları söyledi: "Bende onlara Apocular beni neden öldürsün. Ben oraya gidersem bana saygı gösterirler. Emekçiyim ben dedim. Bide baktım ki akşam benim iş hakkım fesh olmuş.” 'Kötü niyet davasını kazandım' İş hakkının fesh edilmesi üzerine hemen Ankara’ya dönen Seyfi, “Ankara’ya döner dönmez hemen mahkemeye başvurdum. O ara bana sendika avukat gönderdi. 5’nci duruşmada mahkemeyi kazandım. Ardından hemen ‘solcu insanlar fuhşa yatkındır’ söylemi üzerinden de kötü niyet davası açtım ve onu da kazandım” dedi. 'Yapmadığım iş kalmadı' Bu arada hiç boş kalmadan sürekli çalıştığını belirten Seyfi, “Mendil sattım, simit sattım, ağaçları ilaçladım, temizlik işi yaptım. Yani anlayacağınız yapmadığım iş kalmadı. Bir tek onların dediğini yapmadım mücadele etmekten vazgeçmedim” diye konuştu. 'Bizim çifte sarayımız yok' Şimdi ise Kızılay’da hediye paketleri satan Seyfi yaklaşık 15 yıldır bu işi yapıyor. Gündüz esnaflara, akşam ise işportalara hediye paketi satan Seyfi, darbe girişimi ardından ilan edilen OHAL’den kaynaklı işlerininde azaldığını belirtiyor. Çoğu zaman hem esnafın hem de kendisinin siftah yapmadan eve gittiğini belirten Seyfi, “İşlerimiz yok ancak yinede bir umut geliyorum. Şunu söyleyeyim yorgunum ama bir o kadar da çalışmaya muhtacım. Bütün insanlar muhtaç çünkü bizim çifte sarayımız, işlerimiz yok, aldığımız aylık 15 günlük simit parası. Diğer 15 gün ne yapacağız” diye konuştu. 'Kadın isterse neler yapmaz' Kadınların vazgeçmeden çalışmaları gerektiğine vurgu yapan Seyfi, “Olduğu yerde yakınan vay bu böyle oldu demek yerine kendi ayakları üzerinde durmayı tercih etsinler. Ben bu yaşımda bu kadar çalışıyorsam diğer kadınlar neler yapmaz. Yeter ki insan istesin neler yapmaz” dedi. (sdt/kk)