KMO'dan 'asit yağmurları' hakkında açıklama 2016-10-29 10:04:49 İSTANBUL (DİHA) - Musul'daki kükürt madeni ve petrol kuyusu yangınları sonrasında kamuoyuna yansıyan 'kezzap, asit yağmurları' haberleri hakkında açıklama yapan Kimya Mühendisleri Odası (KMO), yurttaşlara olası bir durumda uyarılarda bulundu. Kimya Mühendisleri Odası (KMO) İstanbul Şubesi, Musul'daki kükürt madeni ve petrol kuyusu yangınları hakkında yazılı açıklama yaptı. Türkiye'nin olağanüstü zamanlardan geçtiğinin belirtildiği açıklamada, "Buna bir de yanı başımızda süren savaş eklendiğinde, coğrafyamız acılar coğrafyasına dönmüş oluyor. Bu yaşananlar yetmezmiş gibi, bir de son günlerde basında çokça yer alan toksik kükürt dumanları ile ilgili haberler endişelerimizi daha da artırdı. Konuyla ilgili pek çok kişi ve kurum elinde yeterli bilgi olmadan gerçekleştirdikleri açıklamalar ile bu endişenin artmasına katkıda bulunmuşlardır. Kamuoyunda bu durum 'kezzap, asit yağmurları' yağacak gibi ifadeler ile yankı bulduğunda, konu ile ilgili bilimsel bir açıklama ihtiyacı doğmuştur ki bazı meslek örgütlerimiz de benzer saiklerle açıklama yapmışlardır" denildi. Açıklamada, olayın nasıl yansıdığı şu sözlerle dile getirildi: "Basına yansıdığı şekliyle IŞİD, Musul yakınlarında bir sülfür santralini/fabrikasını/tesisini yaktı ve oluşan dumanlar 1000'den fazla insanın etkilenmesine yol açtı. Güneydoğu illerimizde tehlikenin ciddi boyutlarda olduğu, pek çok haber kanalı, web sitesi ve gazetede yayınlandı. Söz konusu kükürt tesisi Musul'un zengin yeraltı rezervleri arasında yer alan kükürt tepelerinin hemen yanında, Kayyara-Musul ana yolu üzerinde yer alıyor. Tesisin baş mühendisi Salih Osman, Anadolu Ajansı'na verdiği demeçte; 1971 yılından bu yana faaliyet gösteren tesisin ABD'nin Irak'ı işgal ettiği 2003 yılından sonra elektrik kesintilerinden dolayı kapısına kilit vurulduğunu söyledi. O dönemden kalan stoktaki 50 bin ton kükürtün, tesisin arka kısmında tutulduğunu belirten Osman, "IŞİD burayı yaklaşık iki buçuk yıl boyunca elinde tuttu. Irak ordusunun buraya ilerleme kaydettiğini fark edince ateşe verdi. İlk olarak NASA'nın küresel gözlemevi (rasathanesi) 20 Ekim'de söz konusu bölgede olağan dışı bir sıcaklık artışı olduğunu tespit etti. 22 Ekim'de El- Mişrak'taki kükürt tesisinden yükselen dumanlar ile Kayyarah Petrol Bölgesinden yükselen koyu renkli dumanları tespit edip görsellerini paylaştı. NASA 24 Ekim tarihli gözlemine göre oluşan kirletici tabakanın yaklaşık dağılım haritasını da ayrıca yayınladı. Bu haritaya göre söz konusu yayılımın Türkiye sınırları içine de uzandığı görülmektedir. NASA olayı halen izlediğini belirtmekte ve gelişmeleri web sitesinden paylaşmaktadır" diye konuştu. Açıklamada, kükürt yangını tehlikeli olması ise şöyle açıklandı: "Ham kükürt yandığı zaman kükürt dioksit (SO2) isimli madde açığa çıkar. SO2 keskin kokulu, renksiz ve insan sağlığı açısından tahriş edici özelliğe sahiptir. Ham petrolün ve işlenmiş ürünlerin yanması sonucu pek çok toksik kimyasal oluşur ve bunların sağlık üzerindeki etkileri maruziyet süresi ve miktarına bağlı olarak ciddi sonuçlar doğurabilir." Açıklamada, "Bu yangınlar ülkemizi etkileyecek mi?" sorusuna ise şu cevap verildi: "Eldeki verilerin yetersizliği nedeniyle bu soruya kesin evet ya da hayır şeklinde yanıt vermek mümkün gözükmemektedir. Ülkemizde, kimyasalların hava ile taşınması sonucu neden olacakları zararlara yönelik ulusal ve erişilebilir bir program bulunmamaktadır." Açıklamada, yurttaşlara şu uyarılarda bulunuldu: * Etki alanı içindeki Güneydoğu illerimizdeki vatandaşlarımızın, soludukları havada rahatsız edici keskin bir kükürt kokusu duymaları durumunda kapalı mekanlara geçmelerini tavsiye ederiz. * Özellikle yaşlıların, solunum yolları rahatsızlığı olanların, hamilelerin ve bebeklerin aşırı keskin kokulu ve yağmurlu havalarda dışarı çıkmamaları isabetli olacaktır. * Kapalı mekanlara hava girebilecek kapı, pencere, menfez gibi boşluklar yalıtılmalıdır. * Yağmur ile ıslanan ve cildinde yanma / tahriş hissedenlerin bol suyla yıkanmaları gerekmektedir. * KMO İstanbul Şubesi olarak, eldeki mevcut verilerin yorumlanması sonucu maruziyet miktarının düşük olacağını öngördüğümüz için, soludukları havadan rahatsızlık duyan vatandaşların CE belgeli, EN 149:2001+A1:2009 standardına uygun FFP3 kodlu bir soluk koruyucu maske kullanmalarını tavsiye ediyoruz. * Rahatsızlık hissedenlerin en yakın sağlık kuruluşuna başvurmaları rica olunur. KMO, devletten beklentilerini ise şöyle açıkladı: * Çevre ve Şehircilik Bakanlığının havaizleme.gov.tr sitesinden, Diyarbakır, Batman, Mardin, Urfa'daki ölçüm istasyonlarından 28 Ekim itibariyle veri alınamamaktadır. Teknik bir arıza nedeniyle veri alınamadığı belirtilmekle birlikte böylesi acil bir durumda bu verilerin bir an önce alınması ve kamuoyuyla paylaşılması gerekmektedir. * Yörede yaşayan vatandaşların korunmasına yönelik, düşük konsantrasyonlu maruziyetler için TS EN 149:2001 standardına sahip FFP3 maske temininin nasıl yapılacağı açıklanmalıdır. * Yüksek konsantrasyonlarda maruziyete karşı, TS EN 141 standardına uyumlu ve ABEK kodlu maske filtrelerinin nasıl sağlanacağı açıklanmalıdır. * Kimyasallardan kaynaklanacak tehlikelerin etkilerini ve dağılımlarını tahmin etmek için coğrafi bilgi temelli ve ulusal bir modelleme programı hazırlanmalıdır. Bu programın ilgili kişi ve kurumların kullanımına açık olması önem taşımaktadır. * Kimyasallardan kaynaklanacak risklerin yönetimine ilişkin, içinde meslek odalarının da yer alacağı ulusal bir yönetim politikası ve programı hazırlanmalıdır. * Karar üretme süreçlerinde Kimya Mühendisleri Odası gibi ilgili diğer meslek odalarının görüşleri alınmalıdır. (za/ag)