2007 kadınlara yaramadı - 1
ROJDA KIZGIN
HABER MERKEZİ (DİHA) - Türkiye ve dünyada devletin, toplumun ve ailelerin şiddetine maruz kalan kadınlar, yine öldürülerek cezalandırıldı. 2007'de dünyanın birçok yerinde devam eden çatışmalar nedeniyle kadınlara yönelik şiddet her yönüyle devam etti. BM rakamlarına göre dünya genelinde her yıl 5 bini aşkın kadın namus adı altında katlediliyor. Türkiye'de de kadınlar güvenlik güçlerinin, eşlerinin, yakınlarının ya da tanımadıklarının tacizine, saldırısına ve tecavüzüne uğradı; eğitim, sağlık, çalışma gibi yaşamın tüm alanlarında ayrımcılığa tabi tutuldu. Bir yılda onlarca kadının yaşam hakkı 'namus' adı altında sonlandırıldı.
Korunmasız durumda kaldığı için devletin kollarına koşan kadınlar, resmi olmamakla birlikte var olan yaklaşık 30 sığınma evinin yetersizliği nedeniyle ölümün kollarına atıldı. Kadınlar, Türkiye'nin farklı bölgelerinde farklı illerinde aynı nedenler gerekçe gösterilerek yakınları tarafından katledildi. Yapılan yasal düzenlemelere rağmen mahkemelerin kadınlara yönelik ayrımcı kararları da yasalarda yapılan değişiklikleri adeta boşa çıkardı. İdari ve yargı mekanizmaları kadın cinayetleri ve kadına yönelik şiddete karşı sorumluluklarını hiçe saydı.
İşte Türkiye'de yalnızca 2007 yılında korku ve cinayet filmlerini aratmayacak kadına yönelik şiddet ve cinayetler:
* Şanlıurfa'da ailesinin izni olmadan sevdiği kişiyle evlenen ve bir süre önce de yakınlarının yanına gelerek eşinden ayrılmak istediği iddia edilen 19 yaşındaki Yasemin K, geç saatlerde boş bir arazide tabancayla öldürülmüş halde bulundu. Polis ekiplerinin olay yerine gittiğinde cesedin başında bulduğu Yasemin K'nin babası İbrahim Halil Ç., ilk ifadesinde kızının intihar ettiğini öne sürmüş, daha sonra cinayeti işlediğini itiraf etmişti.
* Şanlıurfa'nın Suruç İlçesi'nde 21 yaşındaki Halise T'nin cesedi, başına silahla bir el ateş
edilmiş halde belediye çöplüğünün döküldüğü alanda bulunmuştu. Olayla ilgili başlatılan
soruşturma kapsamında Halise T'nin imam nikahıyla bir süre birlikte yaşadığı Salih B. (23) gözaltına alınmıştı. İfadesi alınan Salih B, daha sonra serbest bırakılmıştı.
* Diyarbakır'da 5 çocuk annesi Ayşegül Alparslan 'fuhuş' yaptığı suçlamasıyla nikahsız yaşadığı eşi Abdurezzak Dikici tarafından öldürüldü. Ailesi tarafından sahiplenilmeyen Alpaslan'ın cenazesi kadın örgütleri tarafından toprağa verdi. Ayşegül Alparslan'da öldürülmeden önce eşinin esrar kullanıp şiddet uygulaması üzerine defalarca Bağlar Karakolu'na ve diğer adli makamlara başvurmuştu. Son olarak Haziran 2006 tarihinde eşi tarafından yaralanan Alparslan, Çermik İlçesi Cumhuriyet Savcılığı'na müracaat ederek şikayetçi olmuştu. Alparslan ölümle tehdit edildiğini, her gün işkence gördüğünü belirtmesine rağmen yetkisizlikle Diyarbakır Cumhuriyet Savcılığı'na gönderilen dosya, altı ayı aşkın süre derdest durumda kalmıştı. Alpaslan'ın en küçüğü 7 aylık, en büyüğü 7 yaşında olan 5 çocuğu ise devlet tarafından koruma altına alınmıştı.
* Asyen Cihangir ile kızı Bahargül Öztürk, eşlerinden dayak yedikleri için Kars'taki evlerini terk ederek Gebze'nin Dilovası Beldesi'ne yerleşti. Kısa bir süre sonra anne ve kızı evlerinde sopayla dövülerek öldürülmüş şekilde bulundu. 19 yaşındaki Ersin Cihangir annesi ve ablasını yeğenlerinin gözleri önünde öldürdüğü gerekçesiyle gözaltına alındı. İki kadın cinayetten önce polise kapılarının zorlandığını bildirmişti.
* Eşi cezaevinde olan Gaziantep'te yaşayan bir çocuk annesi Gönül Dede, evden kaçtı. Başka bir erkekle kaçtığı gerekçesiyle ailesi tarafından şikayet edilmesi üzerine polis tarafından bulunan Dede ailesine teslim edildi. Genç kadın iki gün sonra 17 yaşındaki kardeşi tarafından öldürüldü.
* 21 Mayıs'ta ailesinin tüm engellemelerine karşın 16 yaşında iken okulunu yarıda bırakarak Halil İbrahim Uçan (24) ile nikahsız yaşayan Oya Can (17), 7 aylık çocuğu Feritcan'ın gözleri önünde, kaçtığı eşi tarafından öldürüldü.
* Adana'da Süleyman Ariç (31), şiddetli geçimsizlik yüzünden bir yıl önce boşandığı eşi Fadime Yılmaz'ı çıkan tartışma sonucu bıçaklayarak öldürdü. Ariç, eşini bıçakladıktan sonra 112'yi arayarak, 'Eşimi bıçakladım hemen ambulans gönderin ölüyor' dedi.
* İzmir'de bir devlet kurumunda elektrik teknisyeni olan Fatih Aguş (31), 9 yıllık eşi Sevgi Aguş (24) ve 7 ve 5 yaşındaki iki çocuğuyla alışveriş merkezine gitti. Alışveriş merkezinde dolaştıkları sırada iddiaya göre, eşinin bir erkekle konuştuğunu görünce sinirlenen Fatih Aguş, "Çevrendekilerle cilveli konuşuyorsun" diyerek karısıyla tartışmaya başladı. Otoparkta da devam eden tartışmada Fatih Aguş, iki çocuğunun ve onlarca müşterinin gözleri önünde karısını 15 yerinden bıçaklayarak öldürdü.
* Yozgat'ın Şefaatli İlçesi'nde, 3 yıl önce ailesinin karşı çıkması üzerine kaçarak evlenen 22 yaşındaki Zehra, 27 yaşındaki eşi Barış Akbaba ile 11 aylık bebeği Aleyna, Zehra'nın 25 yaşındaki kardeşi İlhan K. tarafından öldürüldü. İlhan K., ifadesinde kız kardeşinin kaçarak evlenmesini içine sindiremediğini ve bunu namus meselesi yaptığını, cinayetleri bu nedenle işlediğini söyledi.
* Trabzon'da yaşayan 54 yaşındaki Şükran Civelek, evinde balyozla kafası ezilerek öldürülmüş halde bulundu. Katil zanlısı kocası Kenan Civelek (53), Maçka'da saklandığı yerden jandarma tarafından gözaltına alındı. Polise teslim edilen Kenan Civelek, emniyetteki ifadesinde, "Benimle ilgilenmiyordu. Beni bunaltmıştı. Bir aydır sadece makarna pişiriyordu" dediği öğrenildi. Trabzon Adliyesi'ne sevk edilen Civelek nöbetçi savcılıkta sorgulanmasının ardından çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.
Kadın katliamlarında 'tahrik' indirimi
Kadın cinayetlerinde mahkeme kararlarında sadece yasaların kadının lehine değiştirilmesinin yeterli olmadığını yasa uygulayıcılarının da bakışının değişmesi gerektiğini bir kez daha ortaya koydu. Mahkemelerde çıkan dava sonuçları hukuku uygulayan kişilerin de toplumsal cinsiyet açısından hizmet içi eğitimden geçmesi gerektiğini gündeme getirdi. 1998 yılında çıkan 4320 Sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanun'a göre ekonomik, psikolojik, cinsel ve her türlü şiddet gören kişi hakkında koruma kararı çıkarılması gerektiği, kişinin karara uymaması halinde 3-6 ay hapis cezası verilmesi ibaresi yer alıyor. Gaziantep Aile Mahkemesi psikolojik şiddet uygulayan eşi evden uzaklaştırması olumlu bir örnek oldu. Ancak İzmir'de veresiye bebek bezi aldığı için eşi tarafından sokak ortasında dövülen Müjgan Çetindel, şikayetçi olmadığı için bir şey yapılmadı. Oysaki kanuna göre kadının şikayetçi olması gerekmiyor. Çevredekilerin olayı anlatması bile yeterli. Bir diğer örnekte Diyarbakır'da yaşandı. Bağlar Beldesi'nde yaşayan Ayşegül Alparslan eşi Abdurrezzak Dikici tarafından 5 çocuğunun gözü önünde öldürüldü. Ayşegül'ün öldürülmeden önce defalarca savcılığa giderek korunma talebinde bulunmuştu. Eşi Abdurrezak Dikici yapılan yargılaması sonucunda müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Dikici'nin cezası resmi nikahı olmadığı gerekçesiyle 25 yıla indirildi. Halbuki söz konusu kanunda 'aynı çatı altında' olunması yeterli eşlerin resmi nikahının olup olmaması önemli değil. Bu yıl da kadın katliamlarıyla ilgili açılan davalarda verilen tahrik indirimleri problem olmaya devam etti. Bu davalara bir kaç örnek:
Kocasını yataktan itmesi ceza indirimi oldu
Kocaeli'nde kocası Ümit Yapıcıoğlu'nu yataktan attığı için kocası tarafından öldürülen Özlem Yapıcıoğlu'nun (23) olayıyla ilgili davada Yargıtay'ın verdiği karar günlerce gündemi meşgul etti. Kocaeli 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanan Ü.Y. "Karım cinsel birleşme isteğimi kabul etmedi. Beni yataktan itip yere düşürdü ve hakaret etti" dedi. Mahkeme bunu sanık için "haksız tahrik" saydı. Kocaya indirimle 24 yıl hapis ve 440 YTL para cezası verildi. Yargıtay Başsavcılığı, "Evlilikte eşler her zaman cinsel talebi yerine getirmeye mecbur değil" dedi ama Yargıtay 1. Ceza Dairesi Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın bozma talebini yerinde görmeyerek yerel mahkeme kararının onanmasına hükmetti.
Kadının uyruğu mahkeme tarafından tecavüz kriteri sayıldı
Bir diğer skandal karar ise İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde verildi. Mahkeme, 'Fuhuş amacıyla örgüt kurmak' iddiasıyla yargılanan Ejder Toprak ve Mehmet Doğan'a yönelik tecavüz iddiasını "Yabancı uyruklu kadınların Türkiye'ye ne amaçla geldikleri bilinen bir gerçek" diyerek beraat kararı verdi.
11 Ekim 2006 da Afyonkarahisar'da İsmail Kiraz, "Neden çok sık banyo yapıyorsun? Yoksa beni aldatıyor musun?" diyen eşi Ümmü Kiraz'ın boğazını bıçakla kesti. Hamile eşini benzin döküp yaktı. Afyonkarahisar 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada İsmail Kiraz, olay günü eşinin kendisini tahrik ettiğini ileri sürdü. Eşinin kendisini aldattığını savunan ve birlikte olduğu erkekle fotoğraflarını mahkemeye delil olarak sunan Kiraz, önce ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı. Ancak, ağır tahrik unsuru göz önünde bulundurularak hapis cezası 15 yıla indirildi. Kızını yaralamaktan da 5 yıl ceza alan İsmail Kiraz'ın toplam hapis cezası 20 yıl olarak belirlendi.
Mahkemelerden tecavüze teşebbüs indirimi
Çorum'un Sungurlu İlçesi'nde komşusunun evine giren S.T., evde yalnız olan kadına tecavüze yeltendi. S.T., kadının bağırarak yardım istemesi ve direnmesine rağmen tecavüz girişimine devam ederek mağdurenin çamaşırlarını çıkardı. Çığlıkları duyan komşuların eve gelmesi üzerine kaçan S.T. hakkında, 'tecavüz' suçlamasıyla dava açıldı. Yerel mahkeme, önce sanığın tecavüz suçundan 10 yıl hapsine karar verdi; sonra da eylemin teşebbüs aşamasında kalmasını dikkate alarak cezayı yarı yarıya indirdi. Davanın temyiz incelemesini yapan Yargıtay 5. Ceza Dairesi ise 'tecavüz eyleminde teşebbüs indirimi olmaz' dedi. Kararı bozan Yargıtay, eylemin teşebbüs aşamasında kalmasının sanığın iradesiyle değil, üçüncü şahısların olay yerine gelmesiyle oluştuğunu, bu durumda 'teşebbüs indirimi' uygulanamayacağına dikkat çekti.
'Cilveli' konuşmaya tahrik indirimi
İzmir'de, kot pantolon giyip, cilveli şekilde bir başka erkeğe saati sorduğu iddiasıyla karısı
Sevgi Aguş'u, alışveriş merkezinde, iki çocuğunun önünde öldüren Fatih Aguş hakkında,
ağırlaştırılmış ömür boyu hapis verildi. Mahkeme, daha sonra sanığın haksız tahrik altında cinayeti işlediği ve pişmanlık duyduğu gerekçesiyle cezasını 20 yıla indirdi.
'15 dakikada tecavüz olmaz'
Almanya'da çalışan Adanalı Öznur T, 7 yıl önce zihinsel engelli kızına tecavüz ettiğini ileri sürdüğü, ancak "15 dakikada tecavüz olmaz" savunmasıyla beraat eden zanlı için AİHM'in vereceği kararı bekliyor. Adana 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanan zanlı için 4 Temmuz 2003 tarihinde verilen beraat kararında, "Bu kadarlık çok kısa bir süre sayılabilecek zaman içinde, sanığın, hiçbir iz bırakmayacak şekilde mağdurenin ırzına geçmesi mümkün görülmemiştir" ifadelerine yer verilmişti.
Bıçak tehdidiyle 11 yaşındaki kız çocuğuna tecavüz etmek üzereyken yakalanan eski Yüzbaşı Bülent Altın'ı yargılayan Bakırköy Adliyesi 4. Ağır Ceza Mahkemesi, daha önce 15 yıl hapse mahkûm olan Altın'ın cezasını suçu gerçekleştirmek üzereyken yakalandığı ve tecavüz eylemi teşebbüs aşamasında kaldığı gerekçesiyle 3 yıl 9 aya düşürdü. Karara büyük tepki gösteren küçük kızın ailesi ise temyize gitmeye karar verdi. Hadımköy 1'inci Zırhlı Tugay Komutanlığı'nda görevli iken ordudan ihraç edilen Bülent Altın'ın kan ve sperm örnekleri üzerinde yapılan DNA incelemeleri sonucunda İstanbul'un değişik semtlerinde 7 kız çocuğuna tecavüz ve cinsel istismarda bulunduğu tespit edilmişti.
(vp)