- Hükümetin çevrede talan politikası 2007'de devam etti
MUSTAFA AYDIN / FERİT SEVER
İZMİR (DİHA) - 1970'li yıllarda ilk çevre örgütünün kurulduğu Türkiye'de 1983 yılında Çevre Kanunu yürürlüğe girdi, 1991 yılında Çevre Bakanlığı kuruldu. Türkiye'nin çevre korumaya ilişkin uluslararası alandaki pek çok anlaşmaya imza atmasına rağmen çevre sorununa çözüm getirilmediği gibi gerekli önlemler de alınmadı. Türkiye'nin sağlıklı çevre politikalarının olmaması nedeniyle çevreyle ilgili sorunlar gün geçtikçe artmaya devam etti. Uluslararası altın tekellerinin siyanürle altın araması ve bu tekellere karşı yerel güçlerin yürüttüğü mücadeleler bu yıla damgasını vururken, ülkenin kültürel ve doğal zenginlikleri kâr amacıyla yok edilmeye devam edildi. AK Parti Hükümeti, Allioni, Hasankeyf, Munzur, Çamlıhemşin, Fırtına Vadisi gibi doğal ve kültürel varlıklar talan edilmesine neden olacak baraj yapımında ısrarını sürdürdü. Ormanlık alanlar bölgede güvenlik gerekçesiyle batı illerinde ise turizme açılarak kâr amacıyla yok edilmeye devam edildi. Hükümet ise bu orman katliamlarına sessiz kaldı.
Türkiye'nin yeraltı kaynakları AK Parti Hükümeti'nin neoliberal politikaları sonucu yaptığı yasal düzenlemelerle uluslararası madencilik şirketlerine açıldı. Madencilik konusunda kamuoyunun değil, uluslararası tekellerin sesine kulak veren Hükümet, küresel iklim değişikliğine yol açan sera gazlarının atmosfere salınımını sınırlamak amacıyla düzenlenen Kyoto Protokolü'ne ilgisiz kalmaya devam etti. Anayasal bir hak olan insanın sağlıklı bir çevrede yaşam hakkı ilkesini görmezden gelen hükümet, madencilik, küresel iklim değişikliği, nükleer ve termik santraller, zehirli atıklar ve depolanması, kültürel mirasların korunması gibi konularda olumsuz icraatlarla karşımıza çıktı.
'Ölüler altın takmaz'
Uluslararası altın tekelleri, siyanürlü liç yöntemiyle altın işletme amacıyla, Kazdağları, İzmir Efemçukuru, Kozak Yaylası, Uşak-Eşme-Kışladağ, Erzincan İliç Çöpler Köyü, Artvin Fırtına Vadisi, Tunceli gibi Türkiye'nin bir çok ormanlık alanında faaliyet yürüttü. Bergama'nın Ovacık Köyü'nde siyanürlü liç yöntemiyle altın madenciliği yapan Koza Altın Madencilik Şirketi'ne karşı yaklaşık 20 yıldır mücadele eden Bergamalı köylülerin sıkça kullandığı "Ölüler altın takmaz" sloganı, altın tekellerine karşı yürütülen
mücadelelerin temel sloganı oldu.
Küresel ısınmanın sonuçları Türkiye'de görülmeye başladı
Kapitalist sanayileşmeyle birlikte artarak devam eden küresel ısınmanın, susuzluk, kuraklık, sel, kasırga, deniz ve göl sularının kuruması gibi sonuçlar doğuracağı beklenirken, bu durumun etkileyici sonuçları Türkiye'de de görülmeye başladı. Türkiye'de Göller Bölgesi'nde irili ufaklı 35 göl tamamen kururken, Meke ve Akşehir gölleri de kuraklıktan nasibini aldı. Göllerin kurumasıyla birlikte su sıkıntısı da gündeme geldi. Özellikle Ankara, İstanbul ve İzmir gibi metropollerde yaşanan su sıkıntısı, yağışların da yeterli miktarda düşmemesiyle birlikte günlük yaşamı olumsuz etkilemeye başladı. Su sıkıntısına karşı en ilginç çözüm ise AK Parti'li Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'ten geldi. Gökçek, su sıkıntısını gidermek için çareyi Ankaralıları tatile göndermekte buldu. Küresel ısınmaya karşı Kyoto Protokolü'nün imzalanmasını isteyen çevre örgütlerine 59. Hükümet'in Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe, Protokolü imzalamayacaklarını açıkça ifade etti. 60. Hükümet'in de aynı politikayı devam ettireceği görülüyor.
Nükleer Yasa Meclis'te kabul edildi
Hükümetin uyguladığı enerji politikaları da tartışılan diğer önemli çevre konuları arasında yer aldı. Nükleer Güç Santralarının Kurulması Ve İşletilmesi İle Enerji Satışına İlişkin Kanun Meclis'te kabul edildi. Söz konusu yasa ile nükleer santrallerin yanı sıra termik santraller de teşvik ediliyor.
Hükümet Hasankeyf'i taşıyarak Allianoi üzerini mille kapatarak kurtaracak!
Hükümetin politikasına göre kâr sağlanacak her alan yağmalanabilir, enerji kaynağı olarak kullanılabilir. İşte bu alanlardan ikisi de Hasankeyf ve Allianoi. Binlerce yıllık tarihi ve çok çeşitli kültürel motifleri bünyesinde barındıran bu iki kültürel varlık, yapılacak barajlar nedeniyle sular altında bırakılacak. AK Parti gerek Türkiye gerekse de batılı kamuoyunun karşı çıktığı bu kıyım inadından vazgeçmedi. Hasankeyf üzerine yapılacak olan Ilısu Barajı için gerekli kredileri Almanya'dan temin eden hükümet, Alliaoni üzerinde yapılacak Yortanlı Barajı için de yargı kararlarını dahi beklememekte. Gelen tepkileri "Hasankeyf ve Alliani kurtarılacak" diyerek savuşturan AK Parti'nin 'kurtuluş projesi' de ilginç. Hasankeyf taşınacak; Allianoi ise üzeri mille kapatılacak!
473 bin hektar orman arazisinin satılması hedefleniyor
Hükümet orman vasfını yitirmiş hazine arazilerinin satışını öngören 2/B Yasası'nı tekrar gündeme getirdi. Bir önceki dönem Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından veto edilen 2/B Yasası, 60. Hükümetin de programında yer aldı. Yasa çıkarıldığı takdirde satılacak orman arazilerinden yaklaşık 7 milyon orman ve çevresindeki köylüler olumsuz olarak etkilenecek. Anayasaya göre 2/B kapsamında olan araziler orman köylüsü dışında hiç kimseye tahsis edilemez. Ancak hükümet çıkaracağı yasa kapsamında 473 bin hektar orman arazisini satarak gelir elde etmeyi düşünüyor. Yasayla ilgili benzeri düzenlemeler daha önce de hayata geçirilmeye çalışılmış, ancak Anayasa Mahkemesi bu düzenlemeleri iptal etmişti.
Orman yakıldı, hükümet seyirci kaldı
Orman yangınları ülkenin kanayan yarası olmaya bu yılda devam etti. Çeşitli bölgelerde çıkan uzun süre devam eden orman yangınları da çeşitli iddiaları beraberinde getirdi. Eylül ayında Manisa'da bir hafta boyunca aynı bölgede çıkan 6 orman yangınının taşocağı işletmesi kurulabilmesi için çıkarıldığı iddia edilirken, Bodrum, Marmaris gibi turistik yörelerde yaşanan bir kısım orman yangının da 2/B Yasası nedeniyle çıkarıldığı iddia edildi. Bölge illerinde özellikle Bingöl, Tunceli, Hakkari ve Şırnak illerinde uzun süreli orman yangınları meydana geldi. Bölgedeki yangınların bölgede süren operasyonlar nedeniyle güvenlik gerekçesiyle güvenlik güçleri tarafından çıkarıldığı iddia edildi. Yine bölgede orman yangınlarına güvenlik gerekçe gösterilerek müdahale edilmezken, yangınlar yurttaşların çabaları sonucu söndürülmeye çalışıldı. Bölgedeki orman katliamlarına hükümetin yanı sıra batı illerindeki orman yangınlarına karşı tepkilerini ortaya koyan çevre örgütlerinin de sessiz kalması dikkat çeken bir diğer nokta oldu.
Ormanlık alanlar ve kıyılar turizm tesisi oldu
Hükümetin başka bir icraatı da Türkiye sahillerinin bakir kalan kıyılarını turizm yağmasına açmak oldu. 2003 yılında değişiklik yapılan Turizm Teşvik Yasası ile birlikte kıyılar kamuoyuna kapatılarak özel golf alanlarına dönüştürülürken, orman arazileri 49 yıllığına kiralanarak turistik tesis haline getirildi. Anayasa Mahkemesi'nin Turizm Teşvik
Yasası'nın orman alanlarını turizme tahsisini sağlayan maddesini iptal etmesine rağmen, orman alanlarında ve kıyılarda yağma devam etti.
Çevre, insan hakkı gibi hayvan hakları da unutuldu
Türkiye taraf olduğu Hayvan Hakları Evrensel Bildirgesi'ne uygun olarak 5199 Sayılı Hayvanları Koruma Yasası'nı kabul etti. "Bütün hayvanlar yaşam önünde eşit doğarlar ve aynı var olma hakkına sahiptirler. Bütün hayvanlar saygı görme hakkına sahiptir. Bir hayvan türü olan insan, öbür hayvanları yok edemez. Bu hakkı çiğneyerek onları sömüremez" ifadelerinin yer aldığı sözleşmeye rağmen hayvanlar da sokaklarda eziyete uğramaya devam etti. Türkiye'de 2007 yılında diğer tüm canlıların hakları gibi hayvan hakları da unutuldu.
Türkiye'de çevreye ilişkin alınan kararlar ve çevre örgütlerinin çevre korumasına ilişkin yaptığı eylemler şu şekilde:
* Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe, basın mensuplarına yaptığı açıklamada
Mayıs ayında ölçülen hava sıcaklığı ve yağış miktarının Türkiye'nin ciddi bir kuraklık tehdidi ile karşı karşıya olduğunu gösterdiğini belirterek, vatandaşları suyu tasarruflu kullanmaları yönünde uyardı.
*Mardin Valisi Mehmet Kılıçlar'ın "Ilısu Barajı Projesi'ne karşı çıkanlar terör örgütü ve yandaşlarıdır" şeklinde suçladı. Kılıçlar hakkında demokratik kitle örgütleri suç duyurusunda bulundu.
*AK Parti Hükümeti küresel ısınmaya karşı acil eylem planını açıkladı. Hükümet eylem planında suya ek bedel getireceğini, çiftçinin teşvik edileceğini söyledi. Türkiye Yeşilleri Hareketi, hükümetin eylem planına alternatif acil eylem planı hazırladı. Planın ilk adımı olarak, Türkiye'nin Kyoto Protokolü'nü vakit kaybetmeden imzalaması gerektiği kaydedildi.
* Aliağa'ya bağlı Aşağı Şakran Köyü'nde kurulan taş ocağına yol açmak için yapılan çalışmalarda bine yakın ağaç kesildi. Köylüler ağaç katliamının yanı sıra kendi köy sınırları içinde olan taş ocağına da tepki gösterdi.
* Allianoi'nin sulara gömülmesini engellemek için açılan davalarda henüz yürütmeyi durdurma konusunda bir karar verilmemesine rağmen, İzmir 2 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Allianoi'yi yeniden gündemine aldığını duyurdu.
3 Ocak: 16 Aralık 2006 yılında Bakanlar Kurulu kararnamesiyle termal kültür ve turizm koruma ve gelişim bölgesi ilan edilen Allianoi'de baraj yapım faaliyetlerinin sürdürülmesine çevreciler tepki gösterdi.
10 Ocak: Çevre ve Tüketici Haklarını Koruma Derneği (ÇETKODER) üyeleri hava
kirliliğinde yaşanan artışın insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çekmek amacıyla maskeli eylem yaptı.
13-14 Ocak: Doğu Akdeniz Çevre Dernekleri'nin 75. Bölge Toplantısı Hatay'da gerçekleşti. Toplantının sonuç bildirgesinde, Asi Nehri'nin sınır ötesi operasyon ve yerel nedenlere dayalı olarak kirletildiği, Amik Ovası ve Asi Nehri'nin artan nüfus ve sanayiden kaynaklanan kirliliğin etkisi altında bulunduğu vurgulandı.
17 Ocak: TBMM Çevre Komisyonu'nda görüşülen Nükleer Güç Santrallerinin Kurulması Ve İşletilmesi İle Enerji Satışına İlişkin Kanun Tasarısı komisyon tarafından kabul edildi. Komisyonda yer alan AK Parti Sinop Milletvekili Cahit Can "Bırakın biraz da biz zehirlenelim" diyerek nükleer enerji santrallerini savundu.
18 Ocak: Çoruh havzası üzerinde yapılması planlanan barajlardan biri olan Yusufeli Barajıyla 15 bin insan zorunlu göç tehdidiyle karşı karşıya. Yusufelililer yol açacağı telafisi imkansız hasar nedeniyle projeden vazgeçilmesini talep etti.
31 Ocak: Bursa Orhangazi'de 1. derece verimli tarım arazisi üzerinde kurulu bulunan Cargill firmasının mahkeme kararıyla durdurulan faaliyetlerine olanak tanıyan, 'Cargill'e af yasası' olarak ta tanımlanan 5557 Sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Meclis'te kabul edildi. Söz konusu kanun daha önce de 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'e sunulmuş ancak veto edilmişti.
5 Şubat: TBMM Çevre Komisyonu üyeleri, Yalova'nın Hersek Bölgesi'nde yapımı
devam eden ve bir süre önce Danıştay 6. Dairesi tarafından hakkında yürütmeyi durdurma kararı verilen Tersane Dolgu Alanı'nda yapılan incelemelerde Kıyı Kanunu'nun ciddi oranda tahribata uğradığı tespiti yapıldı.
6 Şubat: Bodrum yarımadasının imar yetkisi Bodrum yerel yönetimlerinden alınarak Kültür ve Turizm Bakanlığı'na verildi. İmar yetkisinin Bakanlığa verilmesi, Gökova Körfezi başta olmak üzere SİT alanı olan bir çok koy, siyasi tercihlerle imara açılabileceği endişesini doğurdu.
13 Şubat: Meclis Genel Kurulu'nda CHP ve AK Parti milletvekillerinin verdiği,
küresel ısınma ve iklim değişikliğinin etkilerinin araştırılmasına ilişkin Meclis Araştırma Komisyonu kurulmasıyla ilgili önerge kabul edildi.
15 Şubat: Danıştay 6. Dairesi Beykoz Belediyesi'nin Acar İstanbul'a verdiği yapı ruhsatının iptaline ilişkin yerel mahkeme kararını onadı.
18 Şubat: Uluslararası çevre örgütü Greenpeace, İstanbul, Kudüs ve Buşehr kentlerinde 'Nükleersiz Ortadoğu' sloganı ile nükleer santrallere karşı kampanya başlattı
19 Şubat: Kültür ve Turizm Bakanlığı, Danıştay'ın orman arazilerinin turizm amaçlı tahsislerinin yürütmesini durdurma kararının ardından, bu kapsama giren 53 tahsisi iptal etti.
27 Şubat: Eldorado-Tüprag Şirketi'nin Kışladağ'da siyanürlü liç yöntemiyle altın madenciliği faaliyetleri yürütmesine olanak tanıyan 'İşyeri açma ve çalışma ruhsatlarına ilişkin yönetmeliğin' 20. maddesinin yürütmesi, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu tarafından durduruldu.
1 Mart: Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de 19.55 ile 20.00 saatleri arasında, sadece beş dakikalığına enerji kullanılmadı. Küresel ısınmaya dikkat çekmek amacıyla yapılan eylem, Türkiye'de ilgi görmedi.
7 Mart: Avrupa Parlamentosu Başkanı Hans-Ger Pöttering Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan'a Allianoi'nin korunması için Avrupa Parlamentosu'nun ricasını ileten bir mektup yazdı.
17 Mart: Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği ile Şişli Belediyesi ortaklığında 17 Haziran 2006'da Şişli'de açılan 'Yüzde 100 Ekolojik Halk Pazarı' 40. haftasını doldurdu. Önceleri 40 haftalık bir proje olarak planlanan pazar, bundan böyle sabit bir pazar olarak hizmet verecek.
18 Mart: Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler "Nükleer santral yapımı bizim için adeta bir namus meselesi oldu" diyerek nükleer santrallerden vazgeçmeyeceklerini dile getirdi.
20 Mart: İzmir 1. İdare Mahkemesi, Allianoi'nin korunmasına ilişkin proje hazırlanmadan barajın su tutmaması kararını hukuka uygun buldu.
21 Mart: AK Parti Hükümeti'nin çevre politikasını protesto amacıyla çevre örgütleri, hükümetin Dünya Ormancılık Haftası etkinliklerine katılmadı.
28 Mart: Almanya tarihi Hasankeyf'i sular altında bırakacak olan Ilısu Barajı Projesi'ni onayladı.
6 Nisan: Tehlikeli Gemi Sökümünü Önleme Girişimi, Türkiye'de sökülen gemilerin ülkeye yalan beyanla sokulduğunu, tesislerin çevreye verdikleri zarar kadar çalışanlarına da zarar verdiğini açıkladı.
20 Nisan: Mersin Üniversitesi Ulusal Çevre Sempozyumu düzenledi.
25 Nisan: Bodrum'da 30'a yakın kedi ve köpeğin zehirlenerek öldürülmesi üzerine hayvan severler harekete geçti. Hayvan Hakları Derneği'nden Yıldız Kürkçü, hayvanların tarım ilaçlarıyla zehirlendiği şüphesini dile getirerek, ölümlere sebep olanların bulunamadığını kaydetti.
17 Mayıs: TBMM Küresel Isınma Komisyonu, nükleer enerjinin, küresel ısınmaya
yol açıp iklim değişikliğine neden olan karbondioksit salınımının azaltılmasına katkıda bulunacağını kaydetti.
18 Mayıs: New York'ta gerçekleştirilen C 40 Büyük Kentler İklim Zirvesi'nde konuşan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, hava kirliliği bakımından Türkiye'nin ve Avrupa'nın üst sıralarında yer alan İstanbul için yeni projeler geliştirerek iklim değişikliğiyle mücadele ettiklerini söyledi.
30 Mayıs: Sayıştay, kuruluşunun 145. yıldönümünde Çevre Denetimi Sempozyumu
düzenledi.
3 Haziran: TBMM'de Jeotermal Ve Doğal Mineralli Su Kaynakları Hakkındaki Kanun kabul edildi.
5 Haziran: Dünya Çevre Günü resmi ve sivil toplum kuruluşları tarafından
ayrı ayrı yapılan etkinliklerle kutlandı.
8 Haziran: TMMOB Ankara'da 2 gün süren Çevre Sempozyumu'nda çevre sorunları masaya yatırılarak, alternatif çözüm yolları tartışıldı.
7 Temmuz: Ankara Zirai Mücadele Merkez Araştırma Enstitüsü'nün, büyük indüksiyon döküm fabrikalarında 2 bin derecede imhası gereken zirai ilaç atıklarını, Beypazarı ve Ayaş gibi ilçelerde toprağa gömdüğü ve kanalizasyon sistemine verildiği iddia edildi. Enstitü'nün üzerinde çalıştığı kanserojen etkisi olan ilaçların atıklarıyla ilgili olarak da Valilik ve Belediye'ye bilgi vermediği öne sürüldü.
9 Temmuz: Kanadalı Eldorado Gold şirketine bağlı TÜPRAG Metal Madencilik'in
Kışladağ mevkisinde altın madeni işletmesi hakkında Danıştay 6. Dairesi yürütmeyi durdurma kararı aldı.
30 Temmuz: 22 Temmuz seçimleriyle çevrenin de kaybettiğini belirten Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) Türkiye'nin bir beş yıl daha çevresiz bir politikaya mahkum edildiğini bildirdi.
15 Ağustos: Taşıdığı asbest miktarının yanlış beyan edilmesi nedeniyle 2006 yılında Hollanda'ya geri gönderilen Otopan Gemisi'nin Türkiye'ye tekrar getirilme talebi reddedildi.
27 Ağustos: Şırnak'ın Silopi İlçesi'nde 1999 yılında kurulan termik santraline ek ünite kararına karşı Silopi Gençlik İnisiyatifi, 10 bin kişinin katılımıyla miting düzenledi. Termik santrale karşı yürümek isteyen vatandaşlar ile polis arasında çıkan arbede de 1 kişi yaralandı. Mitingde sembolik tabutlar taşıyan binlerce kişi, termik santralin kaldırılmasını
istedi.
19 Eylül: Adana'nın Tufanbeyli İlçesi'ne bağlı Kayarcık Köyü'nde kurulacak
olan Tufanbeyli Termik Santrali'ne karşı çeşitli sivil toplum kuruluşları tarafından imza kampanyası başlatıldı.
24 Eylül: Ağrı Çevre Orman İl Müdürlüğü tarafından Ağrı Belediyesi'ne çevreyi kirlettiği gerekçesi ile 103 bin YTL para cezası kesildi. AK Parti'li Belediye Başkanı Ekrem Aktaş "Ceza art niyetli kesilmiştir" dedi.
24 Ekim: TMMOB Çevre Mühendisleri Odası, Ulusal Çevre Mühendisliği Kongresi'ni İzmir'de düzenledi.
9 Kasım: Nükleer Güç Santrallerinin Kurulması Ve İşletilmesi İle Enerji Satışına İlişkin Kanun Meclis'te kabul edildi.
20 Kasım: Danıştay tarafından yürütmeyi durdurma kararının verildiği Eldorado Tüprag Şirketi'nin Kışladağ'da altın arama faaliyetlerine devam ettiği öne sürüldü.
28 Kasım: Türkiye Çevre Platformu'nun düzenlediği etkinliğe katılan çevreciler, "Sürdürülebilir Bir Yaşam İçin Yürüyoruz" sloganıyla 7 ilden Ankara'ya yürüdü. Çevre ve Orman Bakanlığı önünde basın açıklaması yapan çevreciler, Maden Yasası'nın iptal edilmesini istedi.
8 Aralık: İstanbul Kadıköy Meydanı'nda bir araya gelen çevre örgütleri, 78 ülkede eş zamanlı olarak gerçekleştirilen 'Küresel Isınmaya Hayır' mitingi düzenledi. Mitingde Türkiye'nin Kyoto Protokol'ünü imzalaması talep edildi.
16 Aralık: Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, Manisa Çal Dağı'nda nikel
madeni çıkartabilmek için gerekli orman alanı tahsisi iznini bekleyen İngiliz Sardes Madencilik şirketini ziyaret etti. Bakan ile görüşmek isteyen maden karşıtı çevrecilere barikat kuran jandarma, maden sahasına yaklaştırmadı.
(rk/vp)