DİHA - Dicle Haber Ajansı

Kültür Sanat

Şarkılarıyla hem kadını hem barışı anlatıyorlar

 
7 Aralık
09:13 2015

İSTANBUL (DİHA) - Mitolojide "70 dilde konuşmayı öğreten melek" anlamına gelen ve sadece kadınlardan oluşan Dina Etnik Ensemble, kurulduğu 2013 yılından beri İspanyolca, Yahudi İspanyolcası olan Ladino, Azerice, Gürcüce, Arapça, Kirmançkî, Yunanca, Boşnakça, Makedonca, Lehçe ve Ermenice dillerinde seslendirdikleri şarkılarla hem kadını hem de barışı anlatıyor.

Mitolojide "70 dilde konuşmayı öğreten melek" anlamına gelen ve sadece kadınlardan oluşan Dina Etnik Ensemble, kurulduğu 2013 yılından bu yana farklı dillerde halk ezgilerini seslendiriyor. Yerel halk ezgilerini özgün şekilde düzenleyerek, yeniden yorumlayan kadın müzisyenler, Dina'yı ve çalışmalarını anlattı. Grubun kurucularından biri olan müzisyen Çiğdem Ergun Güvenç, sadece kadınlardan oluşan bir orkestra kurma nedenlerini, "Bir kere bizim çok büyük bir kaygımız var, ülkede ve dünyada kadına yönelik şiddetin bu kadar yoğun olması aslında bu bizi zorunlu kıldırdı grup kurmaya. Çünkü biz de duyarlı kadınlar olarak elimizi taşın altına koymak ve kadına yönelik şiddete dikkat çekmek istiyoruz" sözleriyle anlattı. Güvenç, mücadeleyi en iyi müzik yaparak anlatabilecekleri fikrinin grubun oluşmasında etkili olduğunu söyledi.

Repertuarlarını oluşturmadan önce bol bol müzik dinlediklerini ve özellikle de farklı ülkelerin müziklerini üzerinde yoğunlaştıklarını dile getiren Güvenç, "Hem kadın hem de barışla bir derdimiz vardı. Bu yüzden de çok dilli şarkılar söylemek istedik. Dil, ırk ve cinsiyet farkının savaşa, kavgaya neden olamayacağını da bir yandan anlatmak istiyoruz, şarkılarımızı da buna göre belirliyoruz" diye konuştu.

Gruptakiler hem solist hem enstrümanist

Anlamını bilmedikleri şarkıları seslendirmediklerini söyleyen Güvenç, amaçlarının her söyledikleri şarkıyı dinleyicilere aktarmak ve anlatmak olduğunu kaydederek, "Çünkü her birinin bizim için anlamı vardır. Böylece hem kadına hem de barışa şarkının içinde de vurgu yapmış oluyoruz. Böyle bir yol izledik. Gruptakiler hem solist hem enstrümanist oluyor, hepimiz çalgı değiştiriyoruz, neye ihtiyacımız varsa ona göre düzenliyoruz. Böylelikle iyi müzik yapmak istiyoruz" ifadelerini kullandı.

'Kadınları müzik yapmaya çağırıyoruz'

Devletin erkek olmasının toplumun her kesimine yansıdığını belirten Güvenç, bu etkinin müzik dünyasına da yansıdığını söyleyerek, şunları söyledi: "Enstrüman çalanlar genellikle erkek, söyleyen kadın oluyor. 'Biz hem çalabiliriz hem söyleyebiliriz' diye inat ediyoruz ve buradan da kadınları müzik yapmaya çağırıyoruz. Biz bu alanda da olabiliriz, hayatın her alanında olabiliriz, müzik alanında da elbette olabiliriz."

Kadınlar hem söylüyor hem de çalıyor

Yeterince anlaşılma noktasında karşılaştıkları eksikliklere de değinen Güvenç, "Biz orkestrayız. Orkestrayız, sadece kadın orkestrasıyız dediğimizde bize, 'Orkestra ne demek, bilmedikleri için koro musunuz?' diye soruyorlar. Kadınlar sadece şarkı söyleyebilirler imajı o kadar yerleşmiş ki herkeste, kültür seviyesi hiç fark etmiyor. 'Koro musunuz? Şarkı mı söylüyorsunuz?'. Hayır hem çalgı çalıyoruz hem söylüyoruz, hem söylüyoruz hem çalışıyoruz. Bu da iyi anlatıyor, bunun üzerinden yürüyoruz" dedi.

Birçok dilde etnik şarkı seslendiriyorlar

Grubun bir diğer üyesi Bircan Katırcı ise, grubun isminin mitolojide, "70 dilde konuşmayı öğreten melek" anlamına geldiğini söyledi. Katırcı, "Biz de her dilde şarkılar söylüyoruz. Bu isimin bize çok uygun olacağına kanaat getirip grubumuzun ismini Dina koyduk. Her dilde etnik şarkılar söylüyoruz" diye konuştu. Dillerin folklor yapısına göre şarkılar tercih ettiklerini dile getiren Katırcı, "Birçok dilde şarkı söylemeye çalışıyoruz çünkü acıların, sevinçlerin farklı dillerde de olsa aynı olduğunu düşünüyoruz, dillerin kültürlerin kardeşliğini savunuyoruz" şeklinde konuştu. Katırcı, şu ana kadar İspanyolca, Yahudi İspanyolcası olan Ladino, Azerice, Gürcüce, Arapça, Zazaca, Yunanca, Boşnakça, Makedonca, Lehçe ve Ermenice dillerinde şarkılar seslendirdiklerini kaydetti.

Hedefleri Beyrut'ta konser vermek

"Kadın çalgı çalamaz" algısını kırmak istediklerini söyleyen müzisyen Feryal Günal ise, "Kadın çalgı çalabilir, çok iyi çalan, çok iyi beste yapan kadınlar var. Bu vakit kadına verilmiyor. Vakit bulan her kadın çalgı çalabilir" derken, Aslıgül Şahiner de, "Kadın mücadelesine inandığımız için Dina'yı kurduk" dedi. Şahiner, şöyle devam etti: "Kadın mücadelesi içinde şu an 'Dina' olarak yer alıyoruz. Her şeyi birbirimizle paylaşıyoruz. Hüzünleri de, mutlulukları da. Birlikte dayanışma içersindeyiz."

Grup üyeleri hedeflerinin Beyrut'ta konser vermek olduğunu da sözlerine ekledi.

(se/rk/rp)



Paylaş

EN ÇOK OKUNANLAR