2015: Şiddet ideolojiktir özsavunma haktır - KADIN
ROJDA KORKMAZ/ZUHAL ATLAN
İSTANBUL (DİHA) - Erkek-devlet saldırılarının yaşamın her alanında yoğunlaştığı 2015 yılına kadının özsavunması damga vurdu. Geçtiğimiz yıllardan farklı olarak bu yıl devletin özellikle Kürdistan’da kadının yaşam hakkı ve özgürlük mücadelesine yönelik başlattığı topyekun saldırılara, özyönetim ilanları ve özsavunmayla cevap veren kadınlar, mücadelede yeni bir süreci başlattı.
Erkek-devlet saldırılarının yaşamın her alanında yoğunlaştığı 2015 yılı, kadınların özsavunma yılı olarak tarihe geçti. Kadınlar, geçtiğimiz yıllardan farklı olarak bu yıl devletin özellikle Kürdistan’da kadının yaşam hakkı ve özgürlük mücadelesine yönelik başlattığı topyekun saldırılara, öz yönetim ilanları ve özsavunmayla cevap vererek, Türkiye ve Kürdistan’da kadın mücadelesinde yeni bir süreci de başlattı. Bu yıl öne çıkan önemli gelişmelerden biri Kürt kadın mücadelesinin çatı örgütü Demokratik Özgür Kadın Hareketi’nin (DÖKH) 10-11 Ocak’ta “Kürdistani ve demokratik toplum" şiarıyla gerçekleştirdiği 1. Kadın Kongresi’nde kendini fes ederek, Türkçe, “Özgür Kadın Kongresi” anlamına gelen Kongreya Jınen Azad (KJA) çatısı altında örgütlenme kararı alması oldu. Kadın özgürlükçü, demokratik, ekolojik toplum hedefinin inşasına öncülük eden, Kürt toplumu başta olmak üzere Ortadoğulu kadınlara da önemli bir ivme kazandıran ve 11 yıllık bir geçmişi olan DÖKH, "Sakine'nin mücadelesi; kadın özgürlük mücadelesidir" şiarıyla 300 delegenin katılımıyla Diyarbakır’da gerçekleştirdiği 8’inci Olağan Kongrede, Kobanê'nin yeniden inşası, PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın özgürlüğü için her alanda mücadelenin yükseltilmesi, Kuzey Kürdistan kadın mücadele tarihinin yazılması ve Kadın Müzesi'nin Diyarbakır'da oluşturulması gibi kararların yanı sıra, “ekonomi”, “ yerel yönetim”, “kültür-sanat” ve “basın alanı” alt başlıklarıyla da önemli kararlar alındı.
Şengal Direniş Birlikleri'nde çetecilere karşı mücadele eden YBŞ'li Ezidi kadınların, Ocak ayında Yekîneyên Parastina Jin ê Şengalê (YPJ-Şengal) adı altında aldıkları örgütlenme kararı bu yıl öne çıkan bir diğer gelişme oldu.
Özgecan için alanlara çıkan kadınlar örgütlenme çağrısı yaptı
Mersin'in Tarsus ilçesinde Çağ Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü 1'nci sınıf öğrencisi Özgecan Aslan’ın 11 Şubat’ta tecavüz saldırısına direndiği için yakılarak katledilmesi Kürdistan ve Türkiyeli kadınlar tarafından büyük bir öfkeye neden olurken, kadınlar, cinayete AKP iktidarının cinsiyetçi söylem ve politikalarının neden olduğunu belirterek şiddet, taciz, tecavüz ve katliamlara karşı örgütlenerek mücadeleyi yükseltme kararı aldı.
8 Mart’ta özgür yaşamı büyütme çağrısı
8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nün 2015 yılı sloganı "Kobanê'de direnen kadınla örgütlenelim yaşamı özgürleştirelim" oldu. KJA öncülüğünde, startı 1 Mart’ta Özgecan anınsa Mersin ve Cizre’de verilen 8 Mart haftasında kadınlar Türkiye ve Kürdistan’da çeşitli eylem ve etkinlikler yaptı. Eylemlerde, kadınlar DAİŞ çetelerine karşı mücadele eden YPJ’lilerin direnişine selam göndererek, katliamlara karşı özgür yaşamı büyüteceklerini haykırdı. DAİŞ saldırılarına öz savunma gücüyle cevap olarak zafere öncülük eden YPJ'li savaşçılar, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü Kobanê cephelerinde karşıladı. Sergiledikleri tarihi direnişle kadın özgürlük mücadelesi tarihine not düşmeye devam eden YPJ'liler, 8 Mart'ta alanlara çıkan kadınları "Tüm dünya kadınlarının özgürlüğü için savaşıyoruz" diyerek selamladı ve öz savunmalarını geliştirme çağrısında bulundu.
PKK Lideri Öcalan’ın mesajı damga vurdu
Kobanê sınırındaki Mehser köyünde düzenlenen 8 Mart Dünya Kadınlar Günü mitinginde PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın mesajı okundu. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kendisinin söylediğinin tersini söylediğini belirten Öcalan, "3 çocuk, erken evlilik diyor. O da bilinçli olarak söylüyor, ben de bilinçli olarak söylüyorum. İki anlayış çatışıyor. Benim buradaki demokratik çözüm başlıklarımda da kadın özgürlüğü birinci maddedir" dedi. 9 bin yıllık çökmüş olan kadın gerçeğini özgür kadın olarak ayağa kaldırmaya çalıştıklarını kaydeden Öcalan, "Bu nedenle tüm müzakere çalışmamızın özü, çiçeği kadın çalışmasıdır" dedi.
Xosrawani’nin özgürlük ateşi Türkiye’deki kadınları da yaktı
7 Mayıs’ta İran’ın Mahabad kentinde bulunan Tara Oteli'nde çalışan Kürt kadın Ferinaz Xosrowanî, İtlaat elemanlarının tecavüzünden kurtulmaya çalıştığı sırada, otelin 4'üncü katından 3'üncü katına balkondan inmeye çalışırken, düşerek yaşamını yitirdi. Xosrowanî’nin ölümünün ardından tecavüzcü ve katil istihbaratçılarını koruyan İran rejimini protesto eden Mahabadlılar, otelin bulunduğu sokağa çıkıp, "Rejimin tecavüz odası" olarak adlandırdıkları Tara Oteli'ni ateşe verdi. On binlerce Mahabadlı’nın Xosrowanî’nin ölümüne ilişkin gerçekleştirdiği protesto eylemine gerçek mermilerle müdahale eden polis 2 kişiyi katletti. İran'ın şiddet ve tecavüz rejimine karşı kadının özgürlük çığlığı olan Xosrawani için Türkiye ve Kürdistan’da da KJA öncülüğünde onbinlerce kadın, İran rejimini lanetleyerek devlet şiddetine karşı özsavunma ve özgürlük isyanını büyütme çağrısı yaptı.
Bu yılın öne çıkan gündemlerinden biri de 7 Haziran seçimlerine kadın rengiyle giren HDP oldu. 7 Haziran seçimleri öncesinde “Biz’ler kadınız” sloganıyla açıkladığı seçim beyannamesi ve yüzde 50 kadın kotasıyla dikkat çeken HDP’nin eş başkanlık ve eşit temsiliyetle Türkiye siyasetine getirdiği yeni soluğun rüzgarıyla Meclis'te kadın vekil oranı yüzde 18’e çıktı.
Çamlıhemşinli kadından: Devlet bizim sayemizde devlettir
11 Temmuz’da Karadeniz Bölgesi’nde 8 ilin yaylalarını birbirine bağlayacak “Yeşil Yol Projesi” için Rize’nin Çamlıhemşin İlçesi Yukarı Kavrun Yaylası’na tepkiler nedeniyle sokulamayan iş makineleri, vadinin arka tarafındaki Samistal Yaylası’na komando birlikleri eşliğinde yol çalışmasına başlamıştı. Dozerin geçeceği güzergahın önüne elinde sopasıyla oturan Rabia Özcan (Havva Ana) ise yol çalışmasına engel olarak, “Ne mahkemesi, ne mahkemesi? Mahkeme nedir, mahkeme biziz. Halktır halk. Devlet yok, halk var! Kimdir devlet ya! Devlet bizim sayemizde devlettir” sözleri ile tepki gösterdi.
Öz savunmanın yılı: 2015
İstanbul Feminist Kolektif (İFK) Türkiye’de kadın mücadelesi ve öz savunma açısından bir ilki gerçekleştirerek, geçtiğimiz Ocak ayında, “Kadınlar hayatlarına sahip çıkıyor” raporunu yayınlamaya başladı. Erkekler tarafından gerçekleştirilen fiziki, sözlü ve cinsel saldırılara karşı meşru savunma hakkını kullanan kadınlara ilişkin aylık veri paylaşan İFK’nin kadın öz savunma raporuna göre Ocak ayında 8, Şubat’ta 16, Mart’ta 6, Nisan’da 5, Mayıs’ta 7, Ağustos ve Eylül aylarında 12, Ekim’de 3 kadın öz savunmasını yaptı. Buna göre kadınlar 2015’in ilk altı ayında şiddet gördüğü 20 erkeği öldürdü, 29 erkeği ise yaraladı.
Öz savunmanın öne çıktığı 2015’te kadınlar yalnızca erkek şiddetine karşı değil, erkek devlet şiddetine karşı da öz savunmalarını gerçekleştirdi. Cizre, Silvan, Nusaybin, Derik ve Sur’da olmak üzere Kürdistan’da özyönetimlerin ilan edildiği mahalle ve ilçelere yönelik saldırılara kadınlar öz savunmalarıyla cevap oldu. Saldırılara karşı direnişi ile tarihi kimliğine her gün yeni bir sayfa ekleyen “sokağa çıkma yasağı”nın sürdüğü Sur'da kadınlar özsavunma oluşturdu. Kadınlar tarafından oluşturulan 'Mor alan'larda YPJ, KJK flamaları, Yurtsever Devrimci Genç Kadın (YDG-K) asayiş noktaları keskin nişancı saldırılarına karşı mor ve pembe brandalar çekildi. Yasaklar kadınların öncülük ettiği ses çıkarma eylemleriyle de protesto edildi.
Kadının kendisi de emeği de hiçleştirildi
Cinsiyetçi politika ve söylemleriyle öne çıkan AKP Hükümeti’nin son bir yılında kadın ekonomik olarak da yaşamın dışına itilerek, eve hapsedildi. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) tarafından Haziran ayında yayınlanan raporda, 2015 yılında kadın işsiz sayısı, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 12,9 oranında artarak 1 milyon 97 bine ulaştı. Kadın işsiz sayısı bir yılda 126 bin kişi artarken, toplam işsizlik içinde kadının oranı yüzde 38,1’e ulaştı.
Kadının sendikal alandaki temsilinde 2015 yılında da bir şey değişmedi. Türk-İş, DİSK ve Hak-İş'e bağlı sendikalarda bulunan 489 yönetim kurulu üyesinin sadece 19'u kadınlardan oluşurken, kadın genel başkan yok. Türk-İş üyesi sendikalardan sadece Hava-İş ve Türkiye Gazeteciler Sendikası'nda kadın yönetici mevcut. DİSK'e bağlı 5 sendikada 11 kadın yönetici bulunurken, Hak-İş'e bağlı sendikaların genel merkez yönetim kurullarında hiç kadın üye bulunmuyor. KESK'e bağlı sendikaların 5'inde kadın genel başkan bulunuyor. Dev Sağlık-İş üyelerinin yüzde 40'ı kadınlardan oluşuyor. Erkek işçiler arasında sendikalaşma oranı yüzde 10, kadın işçiler arasında ise yüzde 4. Sendika üyelerinin yüzde 90'ını erkekler, yüzde 10'unu kadınlar oluşturuyor.
OCAK
Ezidi kadınlar 74’üncü fermana karşı öz savunmaya geçti
6 Ocak: Şengal Direniş Birlikleri'nde çetecilere karşı mücadele eden YBŞ'li Ezidî kadınlar, yaptıkları toplantının ardından Yekîneyên Parastina Jin ê Şengalê (YPJ-Şengal) adı altında özgün örgütlenme kararı aldı. Ezidi kadınlar, "Kadın özgürlük mücadelesini yükseltmek ve 2-3 Ağustos'ta yaşanan fermanda kaçırılan, esir alınan, kızların özgürlüğünü sağlamak için mücadele etmek" gibi önemli kararlar aldıklarını duyurdu.
16 Ocak: Meclis Kadına Yönelik Şiddetin Sebeplerini Araştırma Komisyonu'nun başkan ve divan üyeleri belirlendi. Kurulan Meclis Araştırması Komisyonu'na 4'ü erkek 10 AKP'li, 4 CHP'li kadın, bir MHP'li erkek milletvekili ile bir de HDP Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan seçildi.
23 Ocak: Şakran Cezaevi'ndeki siyasi kadın tutsaklar, aileleri aracılığıyla gönderdikleri mektupta, cezaevindeki adli tutsaklara yapılan işkenceleri anlattı. Cezaevinin adeta işkencehaneye dönüştüğünü belirten kadınlar, cezaevinde acilen inceleme başlatmasını istedi.
ŞUBAT
2 Şubat: Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) Kadın Meclisi, AKP'nin siyasal ve ideolojik hedefleri doğrultusunda oluşturulan 4+4+4 eğitim sistemi modeline karşın, "Eğitim ve yaşamın dinselleştirilmesine, kadının köleleştirmesine hayır" sloganıyla kampanya başlattı.
18 Şubat: HDP Kocaeli İl Örgütü Aday Ada'yı Belirleme Komisyonu, 7 Haziran'da gerçekleşecek genel seçimler için partilerinden aday adayı olacak kişilerin kadın özgürlük ve eşit temsiliyet ilkesini benimsemiş ve kadına yönelik şiddet içeren davranışlarda bulunmaması şartı getirdi.
18 Şubat: Mersin'de L.U. isimli kadının maruz kaldığı şiddet, erkek ve devlet sisteminin nasıl iş birlik içerisinde işlediğini gözler önüne serdi. Yıllarca eşi ve ailesinin şiddetine maruz kalan L.U. gittiği karakolda, kendisinin değil de şiddet uygulayan eşinin şikayetini işleme alan karakol tarafından "Bir ay evden uzaklaştırma" cezası aldığını öğrendi.
20 Şubat: 71 kadın örgütünün imzacı olduğu Şiddete Son Kadın Platformu, Meclis Kadına Yönelik Şiddetin Sebeplerini Araştırma Komisyonu'na, "Acilen Kadın Bakanlığı kurulması, şiddet ve can güvenliği yaşayan kadınlara yönelik danışma merkezileri açılması, yasalarda kağıt üzerinde kalan şiddeti önleme maddelerinin etkinleştirilmesi, kadınları ev yönlendiren değil toplumsal hayata katılımın sağlayan düzenlemelerin yapılması, kadın örgütlerinin her türlü süreçlere aktif dahil edilmesi, İçişleri Bakanlığı bünyesinde illerde kadına yönelik şiddetle mücadele amaçlı koordinasyon komiteleri kurulması" şeklindeki taleplerin yer aldığı dilekçeyi teslim etti.
MART
1 Mart: Kongreya Jinên Azad'ın (KJA), 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'ne ilişkin Bitlis ve ilçelerine astığı pankartlar Bitlis Cumhuriyet Savcılığı kararıyla kaldırıldı.
6 Mart: Kadın Adayları Destekleme Derneği (KA.DER), Mart ayında Türkiye'nin "Temsilde Kadın-Erkek Eşitliği" karnesinin 8'ncisini açıkladı. Karar alma mekanizmalarında kadın oranının yerinde saydığını belirten KA.DER, Türkiye'nin 43 ilinde kadın milletvekili olmadığını vurgulayarak, 535 milletvekilinin 77'si, 26 Bakan'ın 1'i, 81 valinin 2'si, 25 müsteşarın 1'i, 30 Büyükşehir Belediye Başkanı'nın 3'ü, Yüksek Yargı Organı Başkanlarının 1'i, 174 rektörün 14'ünün kadın olduğuna dikkat çekti.
7 Mart: İHD İstanbul Şubesi Cezaevi Komisyonu, 282'si ağır 721 hasta tutsağın bulunduğu cezaevlerinde Marmara Bölgesi’ndeki cezaevlerinde bulunan kadın hasta tutsakların sayısını açıkladı. Marmara Bölgesi’nde cezaevlerinde bulunan 26 kadın hasta tutsağın isimleri şöyle: Remziye Yardımcı, Sultan Özer, Nuray Atmaca, Aynur Doğanay, Aygül Kapçak, Songül Tamir, Ayfer Ayçiçek, Şükran Avşar, Dilek Öz, Feride Arğus, Fatma Tokmak, Hazine Alçı, Makbule Özbek, Süreyya Bulut, Sevcan Atak, Zerrin Yılmaz, Zeynep Erdem, Özlem Yavuz, Zeliha Bulut, Deniz Tepeli, Ferda İldan, Nurcan Bakır, Sevda Aldağ, Songül Bağıtır, Sabriye Çaçan, Şirin Paksoy.
7 Mart: Adana'da öz savunma vurgusunun öne çıktığı 8 Mart Dünya Kadınlar Günü mitingi polis ve TEDAŞ yetkilileri mitingi sabote edildi. Polis kadınların ellerindeki resimleri toplarken, TEDAŞ da "Panoda elektrik yok, kablo yetersiz" gerekçesiyle mitingi engellemeye çalıştı. Engellemelere rağmen mitingi gerçekleştiren kadınlar, “Mücadelemizi durduramazsınız" mesajı verdi
7 Mart: Dünya Kadın Yürüyüşü (DKY) için Nusaybin'de buluşan binlerce kadın, buradaki programları ardından Mardin merkeze yürüyüş gerçekleştirdi. Etkinlik çerçevesinde YPJ'lilerin resimlerinin olduğu fotoğraf sergisine gelen polisler, "Barış sürecinde silahların resmi olmaz" diyerek resimlere el koydu.
17 Mart: Iğdır’da 8 Mart etkinliklerinde taşıdıkları pankart gerekçesiyle 17 Mart’ta ifadeleri alınmak üzere emniyete çağrılan kadınların fotoğraf çekileceği esnada başörtüleri zorla çıkarıldı. Olay, kentte düzenlenen açıklamayla protesto edildi.
25 Mart: Isparta'nın Yalvaç İlçesine bağlı Koruyaka köyünde kendisine tecavüz eden Nurettin Gider'i öldüren Nevin Yıldırım'ın yargılandığı davanın 25 Mart’ta görülen karar duruşması öncesinde Yıldırım'ın avukatları ve kadınların adliyeye girmesini engelleyen polis, başsavcının talimatıyla kadınları darp etti.
NİSAN
1 Nisan: Van'daki kadın örgütleri, artan kadın katliamlarına dikkat çekmek ve kadına yönelik şiddete "dur" demek amacıyla, "Kadın yaşamı örgütlüyor, ahlaki politik toplumu inşa ediyor" şiarı ile kampanya başlattı.
14 Nisan: Türkiyeli Feministler Nisan’da ayında 7 Haziran seçimlerine "Yeni yaşam" sloganıyla giren HDP'ye desteklerini açıklayarak, internet üzerinden, "HDP'ye oy veriyor ve HDP'ye oy vermeye çağırıyoruz" adlı imza kampanyası başlattı.
24 Nisan: Dünya Kadın Yürüyüşü Türkiye Koordinasyonu, Bangladeş'te büyük çoğunluğunu genç kadınların oluşturduğu bin 138 işçinin ölümüyle sonuçlanan işçi katliamını ve katliamda sorumluluğu bulunan Colin's, LC Waikiki, De Facto gibi markaları Colin's'ın önünden LC Waikiki'ye kadar yürüyerek protesto etti.
28 Nisan: Şakran Cezaevi'nde ortaya çıkan tecavüz skandalının ardından bir gurup kadın, sorumlularının yargılanması talebiyle Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın İstanbul İl Müdürlüğü binasını işgal etti. Müdürlüğü işgal eden 8 kadın daha sonra polislerce gözaltına alındı.
MAYIS
9 Mayıs: Bilgi Üniversitesi Dolapdere Kampüsü’nde, Kongreya Jinên Azad (KJA) öncülüğünde Demokratik Çözüm ve Müzakere Sürecinde Kadın Özgürlük Çalıştayı düzenlendi. Çalıştaya katılan farklı kesimlerden kadın örgütü temsilcileri, akademisyen ve gazeteciler iki gün süren atölye çalışmalarıyla kadının müzakerelerdeki rolü ve pratiği üzerinden tartışmalar yürüttü.
3 Mayıs: 1996 yılında 2 buçuk yaşındaki oğlu Azad ile gözaltına alınan ve gördüğü işkence ve cezaevi koşullarından kaynaklı kalp hastalığına yakalanan Fatma Tokmak, durumunun kötüleşmesi üzerine bulunduğu Mehmet Akif Ersoy Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Hastanenin Kardiyoloji Servisi’ne kaldırılan Tokmak’ın yapılan tetkikler sonucu tıkalı olan 4 kalp kapakçığının iflas ettiği belirlendi. Doktorların yaşama şansı yüzde 10 dediği Tokmak, Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde yapılan kalp ameliyatı sonrasında yeniden Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’ne gönderildi.
Özgür basın çalışanı kadınlar polisin hedefindeydi
20 Mayıs: Batman'da JINHA muhabiri Zeynep Akın bir haber kaynağıyla görüşme için beklediği sırada yanına gelen iki kişinin sözlü tacizi ve silahlı tehditlerine maruz kaldı.
24 Mayıs: Yine JINHA muhabirlerinden Beritan Canözer evine giderken yanında geçen bir erkek tarafından, "İpinizi çekmeye az kaldı, bekleyin" şeklinde tehdit edildi.
29 Mayıs: Seçim çalışmaları kapsamında program çekimi için Tokat, Sivas ve Malatya'ya giden JINHA muhabirleri Asiye Tekin, Güler Can ve Asya Erdoğan'ın içinde bulunduğu araç sürekli takip edilip, rahatsız edilerek çalışmaları engellenmek istendi. Yine ajansın Van Büro muhabirlerinden Vildan Atmaca haber takibi yaptığı sırada gözaltına alındıktan sonra “Örgüt propagandası”, “Sosyal medyada cumhurbaşkanına hakaret etmek” suçlamasıyla tutuklandı. Diyarbakır’ın Silvan ilçesindeki sokağa çıkma yasağı ve G20 zirvesini protesto etmek için Almanya ve İngiltere konsoloslukları önündeki eylemin haber takibini yapan JİNHA muhabirleri Öykü Dilara Keskin ve Ceren Karlıdağ gözaltına allındı. Diyarbakır'ın Sur ilçesinde devam eden sokağa çıkma yasağının 8’inci gününde yasağı protesto etmek amacıyla yapılan eylemi takip eden DİHA muhabiri Beritan İrlan'a polis hedef gözeterek gaz bombası attı. İrlan, polisin fişeğin sağ bacağına isabet etmesi sonucu yaralandı.
HAZİRAN
1 Haziran: Seçim çalışmaları kapsamında Iğdır’a giden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kentin girişinde kendisini protesto etmek amacıyla sırtını dönerek protesto eden kadınlara, “Haysiyetsiz” diyerek, hakaret etti. Iğdırlı kadınlar, Erdoğan'ın kendileri hakkında sarf ettiği sözlere ilişkin suç duyurusunda bulundu. Erdoğan’ın sözlerine tepki gösteren Mersin Kadın Platformu üyesi kadınlar da Erdoğan’ın miting için Mersin’e gelen Erdoğan’ı aynı şekilde kentin girişinde sırtlarını dönerek protesto etti.
7 Haziran: Seçim günü İstanbul Fatih’te bulunan bir okulda seçimleri takip eden JİNHA muhabiri Melis Ilgaz, çıkan gerginlik sırasında polis tarafından darp edildi.
7 Haziran: Seçimlerde AKP 451, CHP 447, MHP 410, HDP 282 erkek aday gösterdi. Haziran seçimlerinin ardından savaşı tırmandıran AKP’nin isteğiyle 1 Kasım’da yeniden tekrarlanan seçimlerde AKP 7 Haziran'da 451 olan erkek aday sayısını 481'e çıkarırken, CHP'nin önceki seçimde 447 olan erkek aday sayısı ise 425'e düştü. MHP erkek aday sayısını 510'dan 474'e düşürdü. Bütün partilere göre kadın temsiliyeti en yüksek olan HDP'de de erkek aday sayısı önceki seçime göre arttı. Buna göre 7 Haziran'da 282 erkek aday gösteren HDP, bu sayıyı 1 Kasım için 325'e çıkararak, kadın aday sayısını düşürmüş oldu. Buna göre Meclis'e giren 4 siyasi parti toplamda bin 705 olarak erkek aday göstererek, erkek aday sayısını arttırdı.
7 Haziran seçimlerinin ardından HDP'den 32, AKP'den 41, CHP'den 20 ve MHP'den 4 kadın vekil Meclis'e girdi. 24. dönem milletvekili seçimlerinde 79 olan kadın milletvekili sayısı 25. Dönemde 97'ye yükseldi. HDP'nin eş başkanlık ve eşit temsiliyetle Türkiye siyasetine getirdiği yeni soluğun rüzgarıyla Meclis'te kadın vekil oranı yüzde 18’e çıktı. 1 Kasım seçimleri öncesinde HDP 225, CHP 125, MHP 76 ve AKP 69 kadın aday gösterdi. Seçimlerin ardından AKP’den 33, HDP’den 24, CHP’den 22 MHP’den ise 3 kadın meclise girdi. Yeni dönemde kadın vekil sayısı 98’den 82’ye düştü.
TEMMUZ
* Kürdistan ve Türkiye’de siyasi soykırım operasyonları 2015 yılında da devam etti. Özellikle 24 Temmuz’da AKP tarafından başlatılan savaş süreciyle birlikte Kürdistan merkezli olarak yoğunlaşan gözaltı operasyonlarında binlerce kişi tutuklandı. Buna göre cezaevlerinde bulunan kadın tutsakların sayısı 6 bine ulaşırken, tutsak edilen çocuk sayısı ise 2 bin 157’yi buldu. Cezaevinde annesiyle beraber kalan çocuk sayısı ise 510 olarak belirlendi.
AKP’nin savaşına karşı kadınlardan protesto eylemleri
* AKP’nin 24 Temmuz’da PKK’ye yönelik gerçekleştirdiği hava saldırısının ardından başlattığı savaş, kadınlar tarafından birçok merkezde protesto edildi. Savaşı durdurması yönünde AKP ve Cumhurbaşkanı Tayip Erdoğan’a çağrı yapan kadınlar, müzakere masasına dönülmesi gerektiğini kaydetti. 1 Ağustos’ta Barış İçin Kadın Girişimi'nin (BİKG) çağrısıyla 14 kentte toplanan kadınlar, AKP'nin savaş politikalarına karşı "Barışa ihtiyacımız var" diyerek ses çıkarma eylemi düzenledi. Oturma eylemi yapan kadınlar, barış taleplerini açtıkları pankart, taşıdıkları dövizler ve attıkları sloganlarla dile getirdi.
20 Temmuz: Suruç'ta Kobanê ile dayanışmak amacıyla bir araya gelen sol-sosyalist gençlere yönelik bombalı saldırı düzenlendi. Saldırıda Hatice Ezgi Sadet, Nazlı Akyürek, Ece Dinç, Ferdane Kılıç, NazegülBoyraz, Duygu Bozkurt, Büşra Mete ve Aydan Ezgi Şalcı, Polen Ünlü, Nuray Koçan isimli 10 kadın katledildi.
29 Temmuz: Meclis Genel Kurulu'nda HDP'li Osman Baydemir'e yanıt veren Bülent Arınç, bu sırada ayağa kalkarak tepki gösteren HDP Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan'a, "Hanımefendi sus, bir kadın olarak sus" diye bağırdı. Yine aynı tarihte Trabzonspor Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu, "Öleceksek de adam gibi öleceğiz, kadın gibi yaşamayacağız" cinsiyetçi sözleri sarf etti.
AĞUSTOS
‘#EkinWan direnişimizin çıplak halidir’
13 Ağustos: Muş'un Varto ilçesinde, 10 Ağustos günü yaşamını yitiren YJA Star gerillası Kevser Eltürk'ün (Ekin Wan) kıyafetleri çıkarıldıktan sonra çekilen fotoğrafları sosyal medyada teşhir edildi. Valilik Eltürk'e yapılan işkenceyi değil fotoğrafların çekilmesini kabul edilemez bularak, fotoğrafı çeken ve yayan hakkında soruşturma başlattığını açıkladı. Soruşturmayla ilgili henüz bir gelişme yaşanmazken, işkence Türkiye ve Kürdistan illerinde alanlara çıkan yüzlerce kadın tarafından protesto edildi. İşkencenin ardından sosyal medyada, “#EkinWan çıplak onurumuzdur”, “#EkinWan direnişimizin çıplak halidir” taglari açılarak, tepkiler dile getirildi.
24 Ağustos: Adana'nın Seyhan ilçesi Dağlıoğlu Mahallesi’nde Halk Meclisi'nin özyönetim ilan etmesinin ardından kitleye gerçek mermilerle saldıran polis aralarında 25 yaşındaki Figen Şahin’in de bulunduğu 10 kişiyi darp ederek gözaltına aldı. Gözaltına alınanlardan Şahin, polis otosunda ve götürüldüğü Adana Emniyet Müdürlüğü'nde cinsel işkenceye maruz kaldı. Şahin’in genital bölgesine ve göğüslerine tekme ve silah dipçiği ile vuran polisler, pantolonunu çıkardıkları Şahin’i çıplak fotoğraflarını çekerek sosyal medyada yayınlamakla tehdit etti.
26 Ağustos: Fransa'nın başkenti Paris'te, 200 sokağa verilen erkek isimleri feminist dernekler tarafından gece geç saatlerde kadın isimleriyle değiştirildi. Paris'te yapılan eylem büyük bir ses getirirken, iki gün sonra Türkiye’de bulunan Nar Kadın Dayanışma Ağı üyeleri, eylemin devamını getirerek Ankara'daki bazı sokakların ismini değiştirdi. Redaksiyon Kadın Atölyesinin kadın dayanışma ağı olan Nar, değişiklik yaptığı sokak isimlerini sosyal medyada #YaşasınBağzıSokaklar etiketi ile paylaştı. Sokaklara verilen, “Barışı kanatlandıran sokaklar, Barış Adlı Çocuk Caddesi, Sevgi Soysal Sokağı, Nevin Yıldırım Sokağı, Özgecan Aslan Sokağı, Ulrike Meinhof Sokağı, Ekin Wan Sokağı” isimleri dikkat çekti.
*Ağustos ve Eylül aylarında Urfa'nın Viranşehir ilçesinde gençlere ve çocuklara yönelik operasyonda polisler tarafından vurulduktan sonra gözaltına alınan Ş.Ç ve L.T. adlı genç kadınlar, Urfa Emniyeti'nde DAİŞ olduklarını iddia eden kişiler tarafından çocuklarla birlikte cinsel taciz, işkence ve saldırıya maruz kaldı.
EYLÜL
1 Eylül Dünya Barış Günü’nde Anneler Ankara’daydı
*Türkiye ve Kürdistan'ın birçok kentinden "Yeter artık çocuklarımızdan elinizi çekin" şiarıyla 31 Ağustos’ta yola çıkan Barış Anneleri, Cumartesi Anneleri, Gezi anneleri, Roboskili anneler ve asker anneleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde Ankara’da buluşarak Meclis'te barış taleplerini dile getirdi.
6 Eylül: Diyarbakır'da 6 Eylül'de gözaltına alınan Şükran Yıldız (27) ve Bismil'de 8 Kasım'da gözaltına alınan Gülizar Akad (23), gözaltında polisin cinsel işkencesine maruz kaldı. Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevi'nden mektup gönderen Akad ve Yıldız gözaltında polis tarafından maruz kaldıkları cinsel işkence ve tecavüzü anlattı. Diyarbakır’ın Körhat Mahallesi'nde gözaltına aldığı Yıldız’a, “dur” ihtarı yapmadan ateş eden polisler, Yıldız’ı yere yatırarak, darp etti. Yıldız’a yumruk ve tekmelerle yapılan saldırı sırasında serçe parmağı kırılan bir polis, “kendisinin saldırması sonucu oluştu” şeklinde tutanak tuttu. Yüzüne gaz sıkılan Yıldız, polisin, “Karnına vurun çocuğu olmasın” şeklindeki işkencesine maruz kaldı. Polis tarafından taciz edilen Yıldız, “Üstümü arama bahanesiyle vücudumun belirli yerlerini sıkıp taciz ettiler. Sonrada bir polis parmağıyla bana tecavüz etti. Bu çok ağırdı. Aynı anda çığlık çığlığa kalmıştım. Sonra da bayılmıştım. O halde beni nezarethaneye götürdüler. Çıplak arama dayatıldı. Ve çıplak arama yapılırken erkek polisler de içeri alındı. Küfür ve hakaret devam etti. Ben itiraz edince dövüldüm” dedi.
6 Eylül: Türk-İş Sendikası'na bağlı Türkiye Petrol Kimya Lastik İşçileri Sendikası'nın (Petrol-İş) 27'nci Olağan Genel Kurulu sonrasında sendikanın genel başkanlığına getirilen AKP'li Ali Ufuk Yaşar, "Kiminle istersem onunla çalışırım. Örgütleme alanı kadına göre bir alan değil" diyerek, 15 yıllık örgütlenme uzmanı Nuran Gülenç ile basın-yayın servisinde çalışan Elif Tuğba Şimşek'i işten çıkardı.
Cizre Belediyesi Eşbaşkanı İmret görevden alındı
11 Eylül: Sözcü gazetesinin 8 Eylül tarihinde yaptığı, “HDP’nin bir başka uzantısı DBP Cizre Belediye Başkanı Leyla İmret‘ten kan donduran açıklamalar geldi. İngiliz basınına konuşan İmret, “İç savaş Cizre’den başlayacak” başlıklı haberini gerekçe gösteren Şırnak Cumhuriyet Başsavcılığı, İmret hakkında, "terör örgütü propagandası" ve "isyana tahrik" iddiasıyla soruşturma başlattı. Hakkında soruşturma başlatılan ve Cizre'de halkın yüzde 82 oyla seçtiği Belediye Eşbaşkanı İmret, İçişleri Bakanlığı’nın kararıyla görevinden alındı.
16 Eylül: Muş Varto'daki "Şehit İsmail ve Şehit Ronahi Şehitliği"ne savaş uçakları ve helikopterlerle yapılan bombalama ardından 18 Eylül'de askerler tarafından alanda yaralı olarak alınan ve daha sonra tutuklanan YJA Star gerillası Ayşe Topçu, ağır taciz ve işkenceye maruz kaldı.
EKİM
2 Ekim: İstanbul'un birçok ilçesinde eş zamanlı yapılan siyasi soykırım operasyonlarında gözaltına alınan kadınlara işkence yapıldı. Gözaltına alınan kadınlara hakaretlerde bulunan kadın polislerin uyguladığı işkenceyi erkek polisler de izledi. "Bağırın ki biz de daha iyi dövelim. Dağa çıkın, Kobanê'ye gidin. Sizi yaşatmayız, öldürüp de atarız" şeklinde tehdit edilerek işkenceye maruz kalan kadınlar, suç duyurusunda bulundu.
Ankara’da 33 barış güvercini
10 Ekim: Ankara'da Türkiye halklarının barış sesini yükselttiği 10 Ekim günü düzenlenmek istenen mitinge DAİŞ çeteleri tarafından gerçekleşen saldırılarda Aycan Kaya, Ayse Deniz, Azize Onat, Basak Sidar Cevik, Bedriye Batur, Berna Koç, Bilgen Parlak, Dicle Deli, Dilan Sarıkaya, Ebru Mavi, Elif Kanlıoğlu, Emine Ercan, Fatma Esen, Fatma Karabulut, Fatma Filiz Batur, Gozde Arslan, Gulbahar Aydeniz, Gulhan Elmascan, İdil Guneyli, Kübra Meryem Mollaoğlu, Leyla Çiçek, Meryem Bulut, Necla Duran, Nilgün Cevik, Sarıgul Tullu, Sevgi Öztekin, Sevim Sinik, Seyhan Yaylagul Yıldız, Sezen Vurmaz Babatürk, Sebnem Yurtman ve Şirin Kılıcalp isimli 33 kadın katledildi.
KASIM
Barış Annelerinden Dolmabahçe önünde oturma eylemi
16 Kasım: İstanbul Barış Anneleri Meclisi, AKP hükümeti tarafından "Buzdolabı"na kaldırılan çözüm sürecinin diyalog aşamasından müzakere aşamasına evrilerek, Kürt sorununun demokratik yollarla çözümünü ön gören ve hükümet yetkilileri ile İmralı Heyeti arasında yapılan "Dolmabahçe Mutabakatı"nın görüşüldüğü; ancak hayata geçmediği yer olan Dolmabahçe'deki Başbakanlık Ofisi önünde her Çarşamba 13.00’dan 15.00’a kadar yapmak üzere oturma eylemi başlattı.
İşkence de 1990’lara dönüldü
17 Kasım: Muş'un Varto ilçesi kırsalında çıkan çatışmada yaşamını yitiren HPG'li Kevser Eltürk'ün (Ekin Wan) cenazesine askerlerce yapılan işkencenin ardından 17 Kasım’da ne zaman ve nerede çekildiği bilinmeyen HPG'li bir kadın gerillanın cenazesine yapılan işkenceyi gösteren fotoğraf ortaya çıktı. Kadın gerillanın cenazesini sarı bir ceset torbasına koyan askerler, HPG'linin alnına postalla basarak fotoğraf çekti. Kadın gerillanın gözlerinin açık olduğu fotoğrafta, yüzünün çeşitli yerlerinde ve saçlarında kan görülüyor.
21 Kasım: Gözaltında Cinsel Taciz ve Tecavüze Karşı Hukuki Yardım Bürosu, 1997 yılından Ağustos 2015'e kadar olan verilerin derlendiği raporu yayınladı. Rapor, kadınların en çok siyasi nedenler ve savaştan kaynaklı cinsel şiddete maruz kaldığını gösterirken, 1997 yılından 2015 yılının Ağustos ayına kadar büroya 432 başvuru yapıldığı belirtildi. Rapora göre çeşitli işkencelere maruz kalmış kadınlara işkence uygulayan faillerin 297'si polis, 108'i jandarma-asker, 20'si özel tim, 18'i korucu, 49'u infaz koruma memuru, 4'ü itirafçı, 25'i DAİŞ üyesi. Raporda, 313 Kürt kadınının farklı tarihlerde taciz, tecavüz ve işkencelere maruz kaldığı belirtilirken, şiddete maruz kalan diğer kadınların kimliksel statülerindeki dağılım ise şöyle: 111 Türk, 1 Alman, 4 Roman, 1 Bulgar ve 1 Romen.
25 Kasım: Toplumsal eril zihniyete karşı meclis tarihinde bir ilki gerçekleştirerek HDP Kadın Meclis Grubu’nu kuran HDP’li kadın milletvekilleri, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla kadın cinayetlerini teşvik eden bir mekanizmaya dönüşen TCK'deki ilgili maddelerde değişiklik yapılması talebiyle grup adına Meclis Başkanlığı'na kanun teklifi verdi.
30 Kasım: Kocaeli'nin Gebze ilçesi Arapçeşme Mahallesi Muhtarı Remzi Kandaz, sosyal medyadan "Kız çocuklarının akşam ezanından sonra parklarda velisi olmaksızın dolaşmasını görmek istemiyorum. Buna karşı davrananları eşek sudan gelene kadar döverim" dedi.
ARALIK
4 Aralık: Edirne’de, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla kurulan özgür kadın kürsüsünde ''slogan attıkları” gerekçe gösterilen Trakya Üniversitesi öğrencisi 7 kadın gözaltına alındı. Savcılığa sevk edilen kadınlar, "adli kontrol' şartıyla serbest bırakıldı.
9 Aralık: İstanbul Üniversitesi’nde okuyan kadın öğrenciler, Kasım ayında öğrencileri taciz eden öğretim görevlisi Doç. Dr. Murat Ali Karavelioğlu ile özel güvenlik çalışanı Emrullah Beyaz’ı teşhir ederek, cezalandırılmasını istedi. Üniversite yönetimi taciz karşısındaki sessizliğini korurken, teşhir edilmekten rahatsız olan Karavelioğlu ve Beyaz kendilerini teşhir eden öğrenciler hakkında suç duyurusunda bulundu.
11 Aralık: Sıkıyönetim uygulamalarının sürdüğü Diyarbakır’da Bağlar ilçesinde çekilen görüntü, kadına yönelik şiddet ve işkencenin boyutunu gözler önüne serdi. Bağlar ilçesinde Cezaevi üst köşe olarak bilinen mevkide genç bir kadın, polisler tarafından işkence edilerek gözaltına alındı. Başı kaldırım taşlarına vurulan kadına uygulanan şiddeti anlatan görgü tanıkları, halkın kadının gözaltına alınmasına engel olmak istediğini ancak polislerin havaya ateş açtığını söyledi. Gözaltına alınan kadın, Polis Okulu'na götürüldü.
13-14 Aralık: Diyarbakır’da gerçekleştirilen DTK Genel Kurulu'nda "Özgür Kadın Platformu" ile “Kadın gözlem ve izleme hattı” oluşturulması kararı alındı. Özgür Kadın Platformu’nun DAİŞ’in yaptığı saldırılarda esir aldığı kadınları kurtarmak amacıyla çalışmalar yapması, Kadın İzleme ve Gözlem Hattı ile ise kadınların, Türkiye'de yürütülen çözüm sürecine dahil edilmesi planlandı.
2015 yılında en az 266 kadın erkekler tarafından katledildi
*Kadına yönelik şiddetin “cins kırımına” dönüştüğü Türkiye’de 2015 yılında en az 266 kadın erkekler tarafından katledildi. Bu yıl 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Dayanışma Haftası kapsamında kadincinayetleri.org sitesi, Türkiye’de 2010-2015 yılları arasını kapsayan 5 yıllık dönemde işlenen kadın cinayetlerini veritabanı oluşturma amacıyla haritalandırdı. Buna göre; 5 yılda en az bin 134 kadın katledildi, katledilen iki kadından birinin faili eşi veya eski eşi oldu; 235 cinayet ise, devam eden ayrılık veya boşanma sürecinde yaşandı. 11 Şubat’ta yakılarak katledilen ve sokaklarda kadınların isyan çığlığı haline gelen Özgecan Aslan cinayetinden bir hafta sonra İstanbul Çengelköy'de Tahir K. 17 yıllık eşi Kübra K.’yi parçalayarak katletti. Kübra K.’nin katledilmesinden bir gün sonra ise, Şahin K. kız arkadaşı Hüsne Aslan’ı otomobille ezerek katletti.
Devlet 61 kadını katletti!
AKP hükümetinin savaş konsepti kapsamında asker ve özel harekat polisleri özyönetim direnişinin sürdüğü Kürdistan’da 58 kadını katlederken, son 4 ayda 3'ü İstanbul'da olmak üzere 4 kadın da, polis tarafından sabaha karşı yapılan ev baskınlarında "çatışma süsü" verilerek infaz yöntemiyle katledildi. Polis tarafından infaz edilen Günay Özarslan, Taybet Cansi, Dilek Doğan ve Dilan Kortak, "çatışma süsü" vererek katledilirken, kadın örgütleri ise katliamlara karşı sessizliğini korudu.
*Eril zihniyetin devamcısı olan AKP’nin erkek yargısı da kadın cinayetleri davalarında bu yıl yine katil erkeklerden yanaydı. Erkek mahkemeler bu yıl, "İyi hal" ya da" haksız tahrik" adı altında 2015’te kadın cinayetlerin davalarının yüzde ellisinde indirime giderken yine, kadın cinayetlerinin “münferit” olaylarmış gibi görerek, "kasten öldürmek" suçu yerine "taksirle ölüm ve yaralanmaya neden olmak" suçlarında davalar açtı.
‘İyi hal’ ya da ‘haksız tahrik’ indirimine birkaç örnek
* İstanbul Bağcılar’da geçtiğimiz yıl eşi Celal Eripek tarafından işkence ile katledilen Remziye Eripek’in 25 Ağustos’ta görülen karar duruşmasında mahkeme sanığa, "kasten öldürmek" suçu yerine "taksirle ölüm ve yaralanmaya neden olmak" suçundan ceza verdi. Mahkeme, sanığa iyi hal indirimi de uygulayarak cezasını 3 yıl 4 aya indirerek sanığın tahliyesine karar verdi.
Mahkeme indirim uyguladı gerekçesi ‘aşırı sevgi’
* Yine aynı şekilde, geçtiğimiz yıl, Ankara Yenimahalle’de evlenme teklifini kabul etmediği Orhan Munis tarafından 16 bıçak darbesiyle katledilen TRT sanatçısı Hatice Kaçmaz davasında 9 Kasım’da görülen karar duruşmasında mahkeme, müebbet hapis talebiyle yargılanan sanığın eylemini, "tasarlayarak öldürme" kapsamına sokmadı ve cezada indirime gitti.
Özgecan’ın katillerine ceza yağdı
Katillere “indirim” uygulayan devlet, Türkiyeli kadınların isyan çığlığı haline gelen Özgecan Aslan cinayetinde emsal bir karara imza attı. Özgecan’ın katilleri Minibüs Şoförü Ahmet Suphi Altındöken’e ağırlaştırılmış müebbet ve 27 yıl hapis cezası, babası Necmettin Altındöken’e ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ve arkadaşı Fatih Gökçe’ye de ağırlaştırılmış müebbet ve 24 yıl hapis cezası verildi.
Kadınları katleden erkeklere indirim uygulayan erkek yargı, kendilerine şiddet uygulayan erkekleri özsavunma yaparak öldüren kadınlara ceza üstüne ceza yağdırıyor.
Özsavunma davalarında erkek yargıya örnekler şöyle:
*Isparta’nın Yalvaç ilçesi Koruyaka köyünde kendisine silah zoru ile tecavüz eden Nurettin Gider'i öldürdüğü gerekçesiyle ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle yargılanan Nevin Yıldırım'a mahkeme "haksız tahrik" indirimi uygulamadı. 25 Mart'ta görülen karar duruşmasında Yıldırım müebbet hapis cezası aldı. Yıldırım'a verilen ceza kadınların öfkesine neden olurken, oyuncu Nurgül Yeşilçay da "Yani siz açık açık, rahat rahat tecavüz edin, merak etmeyin arkanızda devlet var. Tecavüzcüyü teşvik eden bu sistemin değişmesi gerekiyor öncelikle" sözleriyle tepki gösterdi. Yine feminist sanatçılar da, 16 Nisan'da, çarşaflı kampanya başlattı. Sanatçılar, kampanya kapsamında, mesajlarını çarşaflara yazarak binalara astı.
* Adana'da gördüğü şiddet nedeniyle eşinden ayrılan ancak yine de şiddet görmeye devam eden ve kendisini fuhuşa sürüklemek isteyen eski eşi Hasan Karabulut'u 6 kurşunla öldüren Çilem Doğan, "adam öldürmek" gerekçesiyle 10 Temmuz'da tutuklandı.
*2015’in ilk 11 ayında erkekler, 122 kadına tecavüz etti, 190 kadını fuhuşa zorladı, 343 kadını yaraladı, 195 kadını taciz etti.
Transfobik devlet trans cinayetlerine zemin hazırladı!
* 2015 yılında da devlet transfobik uygulamalarına devam etti. 17 Mayıs Uluslararası Homofobi Karşıtı Gün vesilesiyle trans cinayetlerinin yedi yıllık raporunu yayınlayan Transgender Europe'a göre, Türkiye, trans cinayetlerinde Türkiye'de 9'uncu sırada yer alıyor. *Son 7 senede en az 37 transın katledildiği Türkiye'de, bu yıl da tablo değişmedi. En az 5 transın öldürüldüğü ve onlarca nefret saldırısının gerçekleştiği Türkiye'de LGBTİ'lere yönelik hak ihlallerinden bazılar şöyle:
* 4 Ocak'ta maruz kaldığı ayrımcılığa dayanamayan 1992 doğumlu Eylül Cansın adlı trans kadın, Boğaziçi Köprüsü’nden atlayarak hayatına son verdi. Cansın, video yoluyla bir intihar notu bırakarak “Birçok insan benim arkadaşımdı ama arkadaşım değilmiş. Ben artık yapamıyorum, bunu öğrendim. Herkesin istediği gibi istediği şeyi yapıyorum” dedi.
* 28 Haziran'da, "Sen Yoksan Bir Eksiğiz" temasıyla gerçekleştirilen 13. LGBTİ Onur Yürüyüşü'ne polis izin vermeyerek, İstiklal Caddesi'nde toplanan kitleye gaz bombaları, plastik mermi ve TOMA'larla müdahale etti.
* 27 Ekim'de LGBTİ aktivisti trans kadın Kemal Ördek'e şiddet, tehdit ve cinsel saldırıda bulunan 3 zanlının yargılandığı davada sanıkların tutuksuz yargılanma talebi reddedildi.
* 24 Kasım'da İstanbul Maltepe'de nefret saldırısına maruz kalarak ağır yaralanan trans kadın Nilay, yaşamını yitirdi.
* 26 Kasım'da nefret cinayeti sonucu babası tarafından katledilen Ahmet Yıldız davasının Anadolu Adliyesi'nde görülen 21'inci duruşması 1 dakika sürdü.
AKP'lilerin kadına yönelik cinsiyetçi söylemleri şaşırtmadı!
* Geçtiğimiz dönem hükümetin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam 2 Ocak'taki bir etkinlikte kadına yönelik erkek şiddetini durdurma görevini erkeklere ve sivil toplum kuruluşlarına devretti. 18 ayda 21 kadının koruma kararı altında öldürülmesine ise, "Bizdeki bilgilere göre koruma altında öldürülen herhangi bir kadın yok" dedi. Özgecan Aslan'ın katledilmesinin ardından 17 Şubat'ta muhtarlarla bir araya gelen Cumhurbaşkanı Tayip Erdoğan, "Ben kalkıyorum, 'Kadının, Allah'ın erkeklere bir emaneti' olduğunu söylüyorum, bu feministler filan var ya, bunlar da çıkıyor 'Ne demek kadın emanetmiş' diyor, 'Bu bir hakarettir' diyor. Ya senin bizim medeniyetimizle, bizim inancımızla, bizim dinimizle ilgin yok ki" dedi.
* Kamuoyu tarafından da tepki gösterilen, “İç Güvenlik Paketi” adı altındaki polis devleti yasasının Şubat ayındaki meclis görüşmeleri sırasında AKP Grup Başkan Vekili Mustafa Elitaş, HDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan ve İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel’e saldırdı. Buldan ve Tuncel’e yönelik saldırı, kadına yönelik şiddet ve katliamın gücünü nereden aldığını bir kez daha gözler önüne serdi.
* Cumhurbaşkanı 90'lı yıllarda SGK'nin icraatlarını eleştirirken, 'rahimi' dile getirmeye korktu ve "Yanlış iğne ile kolunu kaybeden yavrularımız, affedersiniz rahmini aldıran kadınlar, yanlış tedaviler" sözlerini kullandı. 1 Haziran'da seçim mitingi için Iğdır'a giden Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı Iğdırlı kadınlar sırtlarını dönerek protesto etti. Protestonun ardından, Erdoğan konuşmasında, "Ya sizde zerre kadar nezaket varsa, haysiyet varsa, yani zerre kadar kabiliyetiniz varsa siyasette yer parlamentodur. Orada konuşursunuz. Meydanlarda konuşursunuz. Kalkıp da bu tür tehditlerle bu tür affedersiniz ahlaki olmayan yöntemlerle bir yere varamazsınız" sözleriyle kadınlara hakaret etti.
Medyanın 2015 karnesi
* AKP'nin havuz medyası ve ana akım medya 2015 yılında da cinsiyetçilikte sınır tanımadı. HDP ve Kürt hareketine saldırılarından vazgeçmeyen havuz medya HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ'a ilişkin cinsiyetçi başlıklar atarken ana akım medya da kadın katliamlarında kullandığı başlıklarla yine sınıfta kaldı.
* 11 Şubat'ta yakılarak katledilen Özgecan Aslan için yapılan haberlerde medya, "Fatmagül'ü izledi Özgecan'ı öldürdü", "Meleğimiz", "Namusunu koruduğu için can verdi" gibi cinsiyetçi manşetler attı.
* 14 Mart'ta İstanbul'da haber takibi yapan kadın gazeteci Zuhal Atlan, erkek gazetecinin sözlü şiddetine ve fiziki şiddet tehdidine maruz kaldı. Atlan'a vurmak üzere yumruğunu kaldıran şahıs gazetecilerin "O yumruğun anlamı neydi?" sorusuna "Erkek adam sinirlenince ne yapar?" şeklinde cevap verdi.
* 29 Haziran'da Star Gazetesi, HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ'ın DAİŞ'in Türkiye ile işbirliği yönünde yaptığı açıklamaya, " Susturun şu şirreti" başlığını kullanarak Yüksekdağı hedef gösterdi.
* 13 Kasım'da Yeni Akit, sokağa çıkma yasağının kaldırılması ve saldırıların durması için Silvan'a giden HDP heyetine yapılan saldırı sonrası "Figen Yüksekdağ’ın fönü bozuldu" diye manşet attı.
* Medyanın cinsiyetçiliğini teşhir etmek için ise, marka, medya ve reklamlarda kullanılan cinsiyetçi dile karşı Erktolia isimli bir internet sitesi kuruldu. Erktolia hayatın hemen her alanında kullanılan cinsiyetçi dile karşı kampanyalar başlatarak kadınlara yeni bir eylemlilik alanı açıyor.
(ns)