DİHA - Dicle Haber Ajansı

Kültür Sanat

'Kürdistan'daki ablukayı sanatla yıkabiliriz'

 
25 Aralık
09:10 2015

EVRİM KEPENEK

İSTANBUL (DİHA)
- Bir insanın özgürlüğü kısıtlandığında özgürlük için kendisine yeni bir yol bulabileceğini 9 yaşındaki Azad'ın gözünden anlatan Kürtçe kısa film "Azad"ın yönetmeni Yakup Tekintangaç, filmin Kürdistan'da yaşanan devlet şiddetine kulak tıkayanları uyandırma işlevi olduğuna dikkat çekerek, "Kürdistan'daki ablukayı sanatla yıkabiliriz" diyor.

Çalışan anneniz sizi 9 yaşındayken mecburen eve kilitlemek zorunda kalıyor. Saatlerce evde yalnızsınız ve elinizdeki tek oyuncağınız bir erbane. Ancak anneniz onu da, komşular rahatsız oluyor diye yasaklamış. Sizin için özgürlük kısıtlanmış durumda. Ne yapardınız? Yönetmen Yakup Tekintangaç'ın çektiği "Azad" isimli Kürtçe kısa film bu soruya yanıt arıyor.

Tekintangaç filmi, 7 Haziran seçimlerinden önce İstanbul Esenyurt'ta bir evde çekmiş. Yaklaşık 20 kişilik ekiple aylarca süren bir çalışmaya imza atmış. Mesela sadece filmin çekileceği evin bulunması için bile yaklaşık 2 ay boyunca ev aramışlar. Tekintangaç, filmi sokağa çıkma yasaklarını düşünerek değil, özgürlüğün ihlali üzerinden çektiğini ancak Kürdistan'da yaşanan süreçle filmin bir şekilde birbirine eş düştüğünü belirterek, filme de adını veren Azad'ın hikayesinin gerçek bir hikayeden esinlenerek yazıldığını söylüyor.

'Özgürlüğü olmayan bir özgürün hikayesi'

Filmde Azad karakterine hayat veren 9 yaşındaki minik oyuncu M. Cavit Ak'ı bulmak için çok çaba sarf edilmiş. Yönetmen Tekintangaç, Kürtçe bilen çocuk sayısının az olması nedeni ile zorlandıklarını belirterek, Ak'ı bulduklarında üzerinde Fenerbahçe forması ile top oynadığını ve kamera karşısında da hiç zorluk çekmediğini söylüyor. Azad'ın sahnelerini hiç prova yapmadan çektiklerini söyleyen Tekintangaç, "Çocuk adeta kendisini oynadı" diyor. Filmin adının da özgürlük kavramı ile ilintili olduğunu, Azad kelimesinin Kürtçe'de "özgür" anlamına geldiğini anlatan Tekintangaç, Azad'ın kurmaca evrende kurduğu dünyanın gerçek dünyadan daha özgür olduğuna vurgu yapıyor.

Filmi 3 günde 80 bin kişi izledi

IF Film Festivali'nde gösterildikten sonra festivali düzenleyenlerin kendisini arayarak, "Sokağa çıkma yasaklarını andırıyor, bu dönem gösterilmesi gerek, biz filmi göstermek istiyoruz" dediğini ve kendilerinin de bundan çok mutlu olduğunu belirten Tekintangaç, "Hem bölgede yaşananlara işaret etmesi hem de kısa filmlerin seyirceye ulaşmasının zor olduğunu düşünürsek, izleyiciye ulaşması açısından, net ortamında da gösterilmesi bizim için önemliydi" diyor. Filmi 3 günde 80 bin kişinin izlediğini söyleyen Tekintangaç, bu sayının bir kısa film için çok iyi bir rakam olduğuna dikkat çekiyor.

'Azad bir umut filmi'

Azad'ı izleyenlerin her şeye rağmen bir umut ile filmden ayrıldığını anlatan Tekintangaç'a göre, karamsarlığın en üst seviyeye ulaştığı bu dönemde filmdeki minik Azad'ın direnişinin başarıya ulaşması gerçek hayatta da karşılık bulacak gibi görünüyor. Kürt filmlerinde genelde umutsuzluğun hakim olduğunu söyleyen Tekintangaç, "Biz eziliyor olabiliriz asimilasyona uğrayabiliriz saldırıya uğrayabiliriz, ama, biz şimdi ayaktayız, yaşıyoruz, şimdiye kadar direnişle buraya kadar gelmişiz. Nedir bu direnişin kendisi? Kendisi umuttur. Bu umuttur bu umudun kendisi bizi buraya getirmişiz. Bu umut bölge insanın yaşam şekli olmuş ki biz ona tutunarak direnebiliyoruz" diyor.

'Ablukayı sanatla yıkabiliriz'

Yönetmen Tekintangaç, batıda yaşayan Türkiyelilerin Kürdistan'da yaşanan katliamlara ilişkin duyarsız olmasını da eleştiriyor. Batıda yaşayan insanların Kürdistan'daki şiddet sarmalına sessiz kalmasını kabul etmediğini anlatan Tekintangaç, Gezi'de insanlar özgürlükleri uğruna binlerce kişi olup toplanabildiyse aynı enerjinin Kürdistan'daki şiddete karşı da olması gerektiğini vurguluyor. Tekintangaç, son olarak "Kürdistan'da yaşananlara kulağını tıkayanlara uyandırma görevi görecekse ne mutlu. Sanatçıların buna karşı ses çıkarması gerekir. Ablukayı sanatla yıkabiliriz" diyor.

(rp)



Paylaş

EN ÇOK OKUNANLAR