Şevberk geleneğini metropole taşıdılar
SADİYE ESER
ANTEP (DİHA) - Antep'te yaşayan çoğunluğu Botanlı bir grup kadın, binalara sıkıştırılmış metropol yaşantısından kurtulmak ve kültürel değerlerini yaşatmak adına düzenledikleri şevberklerde acılarını, sevinçlerini ve direniş destanlarını kılama döküyor.
Dengbêjliğin kültür, sanat ve tarihe olan katkısı ne kadar anlatılırsa anlatılsın az kalır. Geçmiş ile şimdi arasında köprü olan dengbêjler, toplumun tüm mirasını günümüze taşıma konusunda büyük görev üstleniyor. Dengbêjler, tüm kültürel soykırım politikaları ve popüler kültür etkilerine rağmen kendini korurken, Antep'teki kadın dengbêjler de insanın ruhunu saran ve etkileyen bir tarzda kılamlarını seslendiriyor.
Antep'in Şahinbey ilçesine bağlı Fırat Mahallesi'nde yaşayan çoğunluğu Botanlı bazı dengbêj kadınlar, düzenledikleri şevberk ile tüm mahalleli kadınları bir araya getiriyor.
Kadınların ulusal kıyafetleriyle daha da renklendirdiği gece de iki de erkek yer alıyor. Gecede yoğrulan çiğköfte eşliğinde kilam ve stranlarını seslendiren dengbej kadınlar herkesi tarihi bir yolculuğa çıkarıyor adeta.
Şırnak'tan Antep'e göç eden 35 yaşındaki Bahar Tekin, çocukluktan beri kilam söylediğini belirterek, "Biz Kürt annelerinin içi yanıyor. Bizler ezgilerimizle bu acılarımızı seslendiriyoruz. Aile içinde düğün ve eğlenceler olduğu zaman kilamlarımızı söylüyorduk. Erkek akrabalarımızdan utanıyorduk, onun için onların yanında bazen söylemiyorduk" diye konuştu.
Kadınların yürek acısını seslendiriyorlar
Kobanê'de yaşamını yitiren oğlu için "Weysi'yê min" kilamını seslendiren Xezem Yalçın (36) ise Kürdistan'da yaşanan soykırımı anlatan kilamlara imza atıyor. Tekin, gibi kendisi de çocukluktan beri kilam söyleyen Yalçın, "Kilam söylemeyi seviyorum. Kilamları bir anne ve kadının yürek yarası, acısıyla söylüyoruz. Ezgileri seslendirdiğimde çok duygulanıyorum" ifadelerini kullandı.
Eskiden oluşturulan dengbêj divanlarını özlediğini söyleyen Xeyal Altürk (52), "Eskiden bütün köylüler bir odada toplanırdı. Dengbêjlerin söylediği kilamlar eşliğinde sabaha kadar eğlenirdik. Şimdi şehirlere geldiğimizden beri o güzel günleri unutmuşuz. İlk defa biz kadınlar Antep'te böyle bir şey yapıyoruz. Devamının gelmesini de istiyoruz" dedi.
'Dengbêjlik yok olursa bizler de yok oluruz'
Geceye yaptığı çiğ köfteyle tat katan Halime Tekin (55) ise ilk defa böyle bir dengbêj gecesine katıldığını ve bundan çok mutlu olduğunu söyledi. Dengbêj kültürünün yaşatılmasını isteyen Tekin, "Eğer bizler bu kültürü yaşatmazsak, o kültürle birlikte yok olacağız" diye ifade etti. Şevberke olan özlemi ile komşularını eve çağırarak şevberki düzenleyen Xebat Gengeç (40) de "Komşunun kim olduğunu bilmediğin metropollerde birbirimizi daha iyi tanıyalım diye böyle bir şey düşündüm. Her ay dengbejleri bir araya getirerek eski günleri hatırlayıp, unutturmayacağız" diye belirtti.
'Kültür en çok Cizre'de köklü olduğu için devlet saldırıyor'
Her kadının kendi başına bir tarih olduğu vurgusu yapan İncil Selçuk (40), "Kürtlerin yazılı bir tarihi yoktu. Bu da dengbêjlik sayesinde bugüne geldi. Kadına fırsat verilmemiş. Kürt özgürlük mücadelesi sayesinde kapı aralandı. Bugün en şiddetli kuşatma ve soykırım Cizre'de oluyor. Çünkü kültür en çok Cizre'de kendini ortaya çıkartıyor, edebiyat orada önemli bir yer edinmiş" dedi.
(aö/mç/fç/öç)