Savaş balı da vurdu
DİYAR BALKAŞ / DEVRAN TOPTAŞ
ÇEWLÎG (DİHA) - Dara Hêne'de aile geleneği olan arıcılık yapan Abdulkadir Kalkan, savaş politikasının arıcılığı da etkilediğini söyledi. Olaylardan dolayı satış yapamamaktan yakınan Kalkan, bombardıman sonucu insanların, doğanın ve canlıların zarar gördüğünü dile getirdi.
Kara kovan balı üretimi konusunda verimli bölgelerden Çewlîg'in (Bingöl) Dara Hênê (Genç) ilçesine bağlı Karzêl'de (Yazkonağı) hakiki bal üretiliyor. Aile geleneği olarak köyde arıcılık yapan Kalkan ailesi, köylerinin 1994'te yakılmasına ve son günlerde yapılan bombardıman ile askeri operasyonlara rağmen arıcılıkta ısrar ediyor. Kalkan ailesi, 1994 yılında devlet tarafından zorla koruculuk dayatması karşısında evlerinden hiçbir şey almadan köylerini terk etmek zorunda kalanlardan. Ardından askerler tarafından hem evleri hem de 190 yapay arı kovanları yakılan aile, tüm zorluklara karşı hayatlarını Amed ve Çewlîg'te devam ettirdi. Geçen onca yıla rağmen köy hasreti çeken aile, 2004 yılında köye geri dönüşlere izin verilmesinin ardından geri döndü. Kalkan ailesi, döner dönmez de dedelerinden kalan arıcılığa başladı.
'Doğal mum, arının kendi yaptığı mumdur'
Köyde arıcılık yapan 38 yaşındaki Abdulkadir Kalkan, köye yerleştiğinde ilk olarak 25 arı kovanı olduğunu, zamanla bu sayının 200'e ulaştığını söyledi. Arıcılık hakkında bilgi veren Kalkan, arılara yardımcı olmak için yapay mumun kullanıldığını belirterek, "Arı, hazır yapay mumun içini sadece dolduruyor. Mumun üstünü kapatmak için ise ortalama 3 kg bal harcıyor. Bu yapay mumun dezavantajı, balı yediğiniz zaman ağzınızda sert parçalar gelir" dedi. Kalkan, doğal mumun ise arının kendi yaptığı mum olduğunu aktardı.
'Melez arılardan ötürü kışın kaybımız büyük'
Beslediği arıların melez olmasından yakınan Kalkan, "Önceden buradaki arılar Orta Anadolu ırkındandı. Bu ırkın arılarını Kasım veya Aralık ayında üstünü kapatıp, Nisan ayında açtığımızda hiçbir kaybımız olmuyordu. Ancak arılar zamanla yok oldular ve yetkililer bu ırka ait arıları koruma altına almadılar. Şimdiki arılar melezdir. Bu arılar, kışın ufak bir ısı hissettiği zaman kendini kovanın dışına atıp yok oluyorlar. Bu yüzden ciddi anlamda zarar ediyoruz" dedi.
Balın sahtesi nasıl anlaşılır?
Hakiki balın soğuğu gördüğü zaman kendini korumaya alıp donduğunu belirten Kalkan, "Hakiki bal kışın donarak sarımsı bir renk alır. Donan balları, içi ılık su ile dolu bir kaba koyarak çözülmesi sağlayıp yiyebilirsiniz. Gerçek balı, krem sürer gibi ekmeğin üstüne sürebilirsiniz. Ancak sahte balı bu şekilde süremezsiniz. Elinize biraz sürdüğünüzde kum taneleri varmış gibi hissedersiniz ve tadından da anlarsınız" dedi. Kalkan, balı yemek için tabağa alma esnasında kesinlikle ıslak kaşık kullanılmaması gerektiğini de belirterek, "Bir damla su, bir teneke balı bozar" uyarısı yaptı.
'Hakiki balın, Ağustos güneşi görmesi şart'
Kışın arının bal ile beslendiği zaman ilkbahara daha güçlü bir şekilde çıktığını aktaran Kalkan, bu şekilde ortalama her bir kovandan 15 kilogram bal çıktığını söyledi. Balın Ağustos ayından sonrası kovandan çıkartılması gerektiğini belirten Kalkan, "Hakiki balın, Ağustos güneşi görmesi şart. Çünkü Ağustos güneşi balın faydasını arttırıyor" dedi.
Yeryüzünde arı biterse insanın ömrü 3 gündür
Kalkan, arının yeryüzündeki önemine dikkat çekerek, "Yeryüzünde arı biterse insanın ömrü 3 gündür. Ancak insanlar hala bunun önemini görmüyor. Bir yerde ne kadar arı varsa o kadar iyidir ve oradaki insanlar arılardan ötürü sağlıklı olur" dedi.
'Bal piyasası tekelleşmeye gidiyor'
Arıcılık faaliyeti konusunda devletin hiçbir teşvikinin olmadığının altını çizen Kalkan, "Devletin arıcılık konusunda hiçbir politikası yok. Bu konuda bizim beklentimiz piyasada en azından bir taban fiyatı uygulansın. Bu da olmadığı için adeta bal piyasası tekelleşti diyebiliriz" diyerek, devlet politikalarını eleştirdi.
Savaş balı da vurdu
Kalkan, Saray ve AKP hükümetinin Kürdistan'da sürdürdüğü savaş politikasının arıcılığı da etkilediğini belirterek, "Olaylardan dolayı satış yapamıyoruz. Ayrıca son dönemlerde bölgede yapılan bombardımanlardan ötürü hem insanlar hem doğa hem de hayvanlar zarar görüyor. Bombalar yangına neden olduğu için arılar da olumsuz yönde etkileniyor. Bu yüzden artık biz bölgede yapılan bombardımanların bir an önce son bulmasını istiyoruz" şeklinde konuştu.
(fç/kk)