Jnessa Kober: Kürdistan’ın gerçeğini gördük
AMED (DİHA) - Dünya Kadın Konferansı'nı temsilen Amed'e gelen heyette yer alan Jnessa Kober, Kürdistan'da karşılaştıkları duruma dikkat çekerek, "Burada sivil insanların çok korkunç bir şekilde öldürüldüğünü ve bu Kürt halkının da ciddi bir baskı altında olduğunu öğrendik. Bunun gerçekliğini burada yaptığımız incelemelerde görebiliyoruz" dedi.
Nepal'in başkenti Katmandu'da 13-18 Mart tarihleri arasında düzenlenen 2. Dünya Kadın Konferansı'nda alınan karar üzerine Amed'e (Diyarbakır) gelen kadın heyeti, birçok sivil toplum örgütü ile bir araya gelerek görüş alışverişinde bulundu. Bölgede yaşanan çatışmalı süreci yakından görmek, incelemelerde bulunmak ve kurumlarla görüşmek üzere kente gelen Jnessa Kober, Ulrike Held, Birgit Schuttenberg, Anne Wilhelm ve Serpil Kaplan'dan oluşan heyet, yaptıkları incelemeleri raporlaştırarak kamuoyuyla paylaşacak.
'Sivil insanlar çok korkunç bir şekilde öldürülüyor'
Heyette yer alan Jnessa Kober, kentte yaptıkları gözlemler sonucunda karşılaştıklarını anlatarak, "Buradaki durum hakkında çok şey öğrendik. Öğrendiklerimiz gerçekten korkunç şeyler. Almanya'da medyada bize yansıtılan durum PKK'nin bir ‘terörist’ örgüt olduğu ve Türk ordusunun da bu örgüte karşı savaştığı şeklinde yansıtılıyor. Halbuki burada sivil insanların çok korkunç bir şekilde öldürüldüğünü ve bu Kürt halkının da ciddi bir baskı altında olduğunu öğrendik. Bunun gerçekliğini burada yaptığımız incelemelerde görebiliyoruz" dedi.
'Kadınlara karşı bir savaş başlatılmış'
Kürdistan’da özellikle Kürt kadınlarına savaş açıldığını vurgulayan Kober, "Birçok kadının tecavüze uğradığını ve birçoğunun saldırıya maruz kaldığını, neredeyse kadınlara karşı bir savaş başlatıldığını gözlemledik. Bu konuda Almanya'daki ve buradaki kadınlarla beraber bir dayanışma içerisinde olacağız. Buradaki kadınların yapılan saldırılar karşısında ne kadar güçlü olduğunu da gördük ve bu bizi çok etkiledi" diye konuştu.
'Hak ihlallerine karşı mücadele edeceğiz'
Başta kadın belediye başkanları olmak üzere birçok belediye başkanının tutuklandığını ve uzun süre cezaevinde kaldığını hatırlatan Kober, bu durumu protesto etmek için bir eylem planı hazırlayacaklarını aktardı. Kober, ayrıca Almanya hükümetine hem Kürdistan'daki savaşın durdurulmasına dönük hem de hak ihlallerine karşı baskı oluşturmak için çeşitli girişimleri olacaklarını söyledi.
Kober, tüm dünya kadınlarına seslenerek "Gelin birlik olalım ve başta kadınlar üzerindeki saldırılar olmak üzere savaşların önüne geçelim" çağrısında bulundu.
'Kadınlar olarak, Kürt halkının özgürlük mücadelesinden yanayız'
Heyette yer alan Serpil Kaplan ise, Kürt halkına dönük çok ciddi saldırılar olduğunu gözlemlediklerini belirterek, "Kürt halkının kendi kaderini tayin etme isteklerini destekliyoruz. Çünkü savaş, çok acımasızca ve vahşice yürütülüyor. Sadece kırsal alanda değil, metropollerde de bu şekilde yürütülüyor. Biz bunların tanıklığını yaşadık. Gerek zindanlarda gerek eylemlerde gördük. Bu açıdan kendimizi Kürt halkının kaderinden ayrı görmüyoruz. Biz kadınlar olarak, Kürt halkının özgürlük mücadelesinin yanındayız" dedi. Kaplan, kadın özgürlük mücadelesinin, Kürt halkının özgürlük mücadelesiyle birleşmeden zafere ulaşmayacağının altını çizdi.
'Kürt kadının en önde savaşması onurlu bir duruşun göstergesidir'
Kaplan, Kürt kadınlarının savaşta en önde yer almasının kadın özgürlük mücadelesine çok şey kattığını belirterek, "Türkiye'deki devrimci hareketler açısından kadının mücadeleye katılma tarihi daha eskidir. Ama buradaki savaşın düzeyi ve geldiği aşama açısından Kürt kadınları çok daha görünür oldu. Bu yönüyle Kürt kadının savaşması çok anlamlı ve onurlu bir duruşun göstergesidir ve dünya kadın mücadelesine çok büyük değer kattı" diye konuştu.
(db/ns)