'OHAL değil, özgürlük ve eşitlik'
İSTANBUL (DİHA) - ESP Kadın Meclisi, "OHAL değil, özgürlük ve eşitlik istiyoruz" başlığı ile yaptıkları açıklamada, erkek yargı uygulamaları ve kararlarına karşı kadın dayanışmasını büyüteceklerini belirtti.
Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Kadın Meclisi, yaşanan askeri darbe girişimi ardından ilan edilen 3 aylık OHAL kararını, "OHAL değil, özgürlük ve eşitlik istiyoruz" başlıklı yazılı açıklama ile kınadı. Açıklamada, erkek yargı uygulamalarına ve kararlarına karşı kadın dayanışmasının büyütüleceği vurgulandı.
Kürdistan'da 46 kez uzatılan ve milyonlarca insanın etkilendiği OHAL uygulamalarının hatırlatıldığı açıklamada, "Kadınların çocukların, gençlerin bir kuşağı bu OHAL koşullarında doğup büyüdü. '80'li ve '90'lı yılların OHAL dönemlerinde kadınların, aydınların, öğrencilerin, devrimcilerin, Kürtlerin yaşadıkları hala belleklerdedir. Muhaliflerin ve devrimcilerin yargısız infazları, gözaltında kayıplar, hapishanelere yönelik 'hayata dönüş' operasyonları, köy boşaltmaları, yaşam alanlarının yakılıp yıkılması ve zorla göç ettirilmesi, Devlet Güvenlik Mahkemeleri, kadınların gözaltında cinsel şiddete uğramaları, toplumsal erkek şiddet histerileri bu dönemlerde daha yoğun bir şekilde uygulandı" denildi.
'Cinsiyetçi yüzü bu kez de batıda kendini açığa vurdu'
Açıklamada, yaşananlar ve yaşanacakların toplumsal hak ve özgürlüklere yönelik bir tehdit olarak karşılarına çıkacağı vurgulanan açıklamada şunlar aktarıldı: "Bu sahte 'demokrasi' savaşında şahlandırılan erkeklik ile cihadcılar, DAİŞ'çi yöntemlerle kılıç ve bıçakları kuşanarak sokaklarda ezilenler üzerinde korku terörü sergiliyor. Militarist erkekler tam bir boğazlaşma ve hesaplaşma içinde. Askeri darbeciler ve özel harekâtçılar sivilleri taradılar. Dahası, JÖH/PÖH vari on aylık bebeğe cinsiyetçi küfürler, rütbeli askerlerin kadınlarına "ganimet" gözü ile bakmalar, kadınlar üzerinde psikolojik baskılar ard arda sıralandı. Savaşın, darbenin, OHAL'in cinsiyetçi yüzü bu kez de batıda kendini açığa vurdu."
'Kanun hükmünde kararnamelerle yönetilmek istemiyoruz'
Kadın hareketinin özgürleşme mücadelesini ve kazanımlarını hazmedemeyen AKP'nin bu süreçte oklarını doğrudan kadınlara ve LGBTİ'lere yönelteceği yönünde tespit yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"Adım adım uygulamak istedikleri ama her defasında kadınların direnci ile karşılaşan, cinsiyetçi kadın politikaları yeni yasa ve kararnamelerle uygulamaya konacak. Kürtaj, sezaryen yasağı, yasal olarak yasaklanacak. Kadınların bedenleri üzerinde tasarruf hakkı resmen erkek devletin denetiminde ve direktifinde olacak. 3-5 çocuk doğurun talimatları resmileşecek. Savaşların, çatışmaların, OHAL'lerin yaşandığı dönemlerde, en çok kadınlar gözaltında cinsel işkencelere, sokak ortasında infazlara saldırılara, cinsiyetçi uygulamalara uğradılar. Erkek egemen sistemin en korkunç cinsiyetçi yüzüyle karşı karşıya kaldılar. Bir darbenin olumsuz sonuçlarını en fazla kadınlar yaşadılar. Ama şu da bir gerçek ki, toplumsal mücadelenin en dinamik kesimini oluşturan kadınlar, eşitlik ve özgürlük mücadelesini en zor koşullarda bile sürdürdüler. Erkek egemen faşist düzenler bir bir yıkılırken kazanan kadın özgürlüğü oldu. Kadın hareketi, Dünya ve Rojava kadın devrimi deneyimlerine sahiptir.
Baskıcı ve faşist uygulamaların daha da yoğunlaştığı bu süreçlerde dün olduğu gibi kadın özgürlük mücadelemizi sürdüreceğiz. Birleşik kadın mücadelesi ile dayanışmamızdan güç alacağız. Ve diyoruz ki, başta kadınların iradesini ve sesini Meclis'e taşıyan kadın vekillerin susturulmasına, tutuklanmasına asla müsaade etmeyeceğiz. Bedenimiz üzerinde kurulmak istenen erkek tahakkümüne izin vermeyeceğiz. Kadınların çalışma yaşamının gasp edilmesine, işten atılmalara, toplumsal yaşamın dışına itilmelerine, eve dönüşlerine razı olmayacağız. Kadına yönelik şiddete, kadın katliamlarına, nefret cinayetlerine, çocuk istismarlarına sessiz kalmayacağız. Özsavunma hakkımızın bilinci ve meşruluğu ile hareket edeceğiz. Erkek yargı uygulamalarına ve kararlarına karşı kadın dayanışmasını büyüteceğiz.
Kanun hükmünde kararnamelerle yönetilmek istemiyoruz. Eşitlik özgürlük adalet için, özgürlükçü bir demokrasi için mücadelemiz sürecek."
(nd/pu)