UNESCO Karşı Forum yol haritasını belirledi
İSTANBUL (DİHA) - "UNESCO Neyi Koruyor?" başlığı ile bir araya gelen UNESCO Karşı Forum'u, 9 maddelik yol haritasını açıkladı.
Çevre, hukuk ve insan hakları örgütlerin oluşturduğu UNESCO Karşı Forumu, UNESCO Dünya Miras Komitesi'nin İstanbul'da 10-20 Temmuz günleri arasında yaptığı 40'ıncı toplantısına karşı "UNESCO neyi koruyor?" forumunu 19 Temmuz günü gerçekleştirmişti. Gerçekleştirilen toplantının sonuç bildirgesi, yazılı olarak kamuoyu ile paylaşıldı.
Bildirgede, koruma sorununun aslında politik ve ekonomik bağlamda ülkenin bütün varlıklarını etkilediği, dolayısıyla doğal ve kültürel varlıkların genel kültür politikalarından bağımsız bir biçimde seçmeci bir yaklaşımla ele alınarak korunamayacağı, kültürel ve doğal dokuları bizzat yerinde, halklarla birlikte korumak gerektiği vurgulandı.
Bildirgede şöyle denildi: "UNESCO'nun politikaları bağlı bulunduğu Birleşmiş Milletlerde olduğu gibi, üye devletlerin yaklaşımlarıyla belirlenmektedir. Bu durum, UNESCO'ya bağlı Dünya Miras Komitesi'nde de geçerlidir. UNESCO Dünya Miras Komitesi'nde üye devletler diplomatlar ile temsil edilmektedir. Dolayısıyla üye devletlerin dünya miras alanları ile ilgili koruma sorunlarına ilişkin değerlendirmelerinin esasını uzman kuruluşların bilimsel tespitleri oluşturur, ancak bunların yanı sıra, üye ülkelerin diplomatik çabaları ve finansal desteğinin de değerlendirmeleri etkilemesi kaçınılmaz görünmektedir. Finansal desteğin artması, üye devletin DMK içindeki etkisini de arttırmaktadır. DMK yapısı gereği, Dünya Miras Alanı ilan edilen varlığın yerelinde çalışan uzman kurumların ya da demokratik kitle örgütlerinin çalışmalarını doğrudan referans kabul etmez, sadece taraf devletin ve danışman kuruluşların resmi raporlarını dikkate alır. Bir diğer yandan DMK'nın taraf devletin Dünya Miras Alanı'nı koruyup korumadığını sorgulama yükümlülüğü olduğu halde, koruma sorunlarına diplomasi aracılığıyla yaklaşan DMK'nın bu sorgulamayı tarafsız bir biçimde yapamayacağı açıktır. Örneğin; Diyarbakır Kalesi ve Hewsel Bahçeleri'nin oluşturduğu kültürel peyzajın tampon bölgesinde bulunan Kurşunlu Camii, Dört Ayaklı Minare, kiliseler gibi tescilli yapıların ve yüzlerce yıllık yaşam alanlarının büyük bir bölümü, Roma döneminden kalan tarihi sokak dokusu, devlet tarafından sürdürülen savaş ve yıkım nedeniyle zarar görmüş, aynı devlet Mart ayında operasyonları sonlandırdığını ilan etmiş olmasına rağmen, yerel yönetim ve halkın Sur İlçesi'ne girişini engellemiş, iş makineleri ile tescilli kültür varlıklarından geriye kalan kalıntı ve izleri de yok etmiştir. Bu acil durum karşısında, yerel yönetim, demokratik kitle örgütleri ve hukuk platformları hazırladıkları raporu UNESCO DMK Delegelerine yollayıp, komiteyi çeşitli biçimlerde bilgilendirdiği halde; Türkiye'nin ev sahipliği ve dönem başkanlığı nedeniyle, UNESCO Dünya Miras Komitesi'nin 40. Toplantısı'nda tüm bunlar tartışılmadan, önceden hazırlanmış standart tedbirler içeren taslak karar oybirliği ile onaylanarak geçilmiştir."
Karşı Forum'un yol haritası ise şu şekilde açıklandı:
"*UNESCO Dünya Miras Komitesi'nin kültür varlıklarının korunması hedefiyle belirlediği ilkeler çerçevesinde, büyük bir hassasiyetle değerlendirerek Dünya Miras Listesi'ne kabul ettiği kültür varlıklarının sahibi kabul ettiği devletler tarafından geleceğe yönelik olarak korunmasında etkili ve tarafsız bir denetleme/ yaptırım gücü oluşturamadığını, bu durumun kurumsal yapısına ilişkin sorunlardan kaynaklandığını tespit etmiştir.
* UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde yer almanın önemi yadsınamaz ancak kültürel ve doğal varlıkların korunmasının gerekliliğine inanan ve bu yolda çalışan insanların bu listede var olmanın ve kalmanın koruma açısından da bir anlamı olması beklentisinde haklı olduklarını ortaya koymuştur.
* Bu nedenle bir arada olmaya ve büyümeye devam edecektir.
* Bileşenlerinin etkileşimini artırmak için toplantılarını düzenli olarak sürdürecektir.
* Dünya Miras Listesi'nde olsun veya olmasın koruma altında olan bölgelerde yerel halkla toplantılar yapacak ve dayanışmayı büyütecektir.
* Koruma alanlarında gözlemlerini sürdürecek, sorunları belgelemeye devam edecek ve bunları kamuoyu ile açık olarak paylaşacaktır.
* Uluslararası dayanışmalarla iletişim kurup ortak etkinlikleri arttıracak, kültürel ve doğal varlıklar üzerindeki tahribatlar ve bunlara karşı yürütülen koruma çalışmalarını görünür kılacaktır.
* Kültürel ve doğal varlıkların koruma-yaşatma sorunlarına karşı mücadelede kullanılan hukuki araçlar ve etkili savunma yöntemlerini ülke ve dünya çapında ortaklaştıracak, deneyimlerini kuramsal bilgiye dönüştürecektir.
* Tüm bunları doğal ve kültürel varlıkları, bu varlıkları üreten ve birlikte yaşayan halkları, dolayısıyla somut ve somut olmayan değerleriyle bir bütün halinde ele alarak yaptığı işler üzerinden kurumsal kimliğini örmeye çalışacaktır."
(yk/çk/sd)