Karasu üzerinde HES ve baraja izin yok!
MÜJDAT CAN
ERZÎNGAN (DİHA) - Erzîngan ile Kemah ilçesi arasındaki Karasu üzerinde yapımı planlanan Kemah Barajı ve HES I - II projelerine verilen ÇED olumlu kararına karşı açılan iptal davası Danıştay 14. Dairesi tarafından onanarak kesinleşti. Yine Dersim’in Pîlemûriye ilçesi ve Erzîngan sınırındaki Karasu’da ise yapımı planlanan Sansa HES projesi için köylülerin hukuksal süreci başlatması ile birlikte şirket bölgeden tamamen çekildi.
Erzîngan (Erzincan) ile Kemah ilçesi arasındaki Karasu üzerinde yapımı planlanan Kemah Barajı ile HES I ve HES II projelerine karşı açılan davayı çevreciler bir kez daha kazandı. Avukatlar Barış Yıldırım, Sezai Demirbilek ve Ümit Altaş'ın açtığı davada, Sivas İdare Mahkemesi'nin verdiği iptal kararı, Danıştay 14. Dairesi tarafından onanarak kesinleşti. Karara ilişkin görüştüğümüz Çevre savunucularından avukat Barış Yıldırım, Munzur havzası içerisinde yapımı planlanan baraj ve HES projelerinden Erzîngan sınırları içerisinde kalan kısmında da baraj ve HES projelerinin bulunduğunu belirtti.
Karasu HES ve baraja boğuldu
Erzîngan-Dersim sınırındaki Karasu üzerinde planlanan çeşitli HES projeleri olduğunu söyleyen Yıldırım, Sansa Regülatörü ve HES projesi, Armağan Regülatörü ve HES projesi, yine Munzur dağlarının Erzîngan yönünde 4 baraj projesi olduğunu aktardı. Erzîngan’ın İliç ilçesinden başlayarak Bağıştaş1 Barajı ve HES, Bağıştaş 2 Barajı ve HES, Kemah’ta Eriş barajı ve HES ile Kemah barajı ve HES I-II projelerinin bulunduğunu vurgulayan Yıldırım, bunlardan Kemah Barajı ve HESI-II’ye açılan davanın karara bağlandığını söyledi.
ÇED raporu ikinci defa iptal edildi
Daha önce de AK-EL Kemah Elektrik Üretim A.Ş. tarafından alınan ÇED raporunun Sivas İdari Mahkemesi tarafından iptal edildiğini, ardından yeniden alınan ÇED raporuna ilişkin açtıkları iptal davasını bir kez daha kazandıklarını kaydeden Yıldırım, şunları söyledi: "Karasu (Fırat) Nehri üzerinde daha önce inşa edilmiş baraj ve HES projelerinin nazara alınmadığını, havza planlamasının yapılmadığını, ÇED sürecine konu kararda bölgede inşa edilmiş ve planlama aşamasında bulunan diğer baraj ve HES projelerinin nazara alınmadığını bu yönüyle hukuka aykırı bir durum olduğunu mahkemeye ifade ederek başvuruda bulunduk. Aynı şekilde bölgedeki kültürel mirasın özellikle arkeolojik mirasın (Urartu karayolu gibi) sular altında kalacağını ve bunun da telafisi olmayan zararlara sebebiyet vereceğini ifade ettik. Netice itibariyle bu ve benzeri gerekçelerle açılan davaya ilişkin Sivas İdare Mahkemesi bilirkişi incelemesi ve keşif yaptı. Bilirkişi tarafından verilen raporun davacıların yani bizlerin lehine oldu. Sivas İdare Mahkemesi bilirkişi raporunu dikkate alarak ÇED olumlu kararını iptal etti, bu karara karşı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın yaptığı temyiz başvurusu da Danıştay 14. Dairesi tarafından reddedildi.”
‘Direnişi görünce geri çekildiler'
Bölgede Karasu üzerinde bir bütün olarak inşa edilmiş projeler ve planlama aşamasında olan projeler sebebiyle Fırat Vadisi'nin temel kaynağı olan Karasu ekosisteminin tüketilmiş durumda olduğunu vurgulayan Yıldırım, Dersim’in mülki sınırları içerisinde bulunan Sansa Regülatörü ve HES projesine karşı da dava açtıklarını ifade etti. Yıldırım, "Bu proje aslında Erzincan ili sınırları içerisinde planlanmış bir proje iken bir oldu bittiye getirilerek, proje Pülümür havzasında gerçekleştirilmek istendi. Buna karşı başta Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve onun taşra teşkilatı, Tunceli İl Özel İdaresi olmak üzere çeşitli başvurularda bulunduk. Projenin bu halinin kaçak bir proje olduğunu, projeye ilişkin alınan kararların tümünün Erzincan iline konumlandırıldığının açıkça belirtildiğini ifade ettik. Ve o aşamada inşaat süreci başlayan projenin durdurulmasını istedik. Projeye ilişkin ÇED olumlu kararına karşı dava açtık, tüm bu hukuki ve demokratik girişimlerin bölge halkı ile birlikte çeşitli etkinlikler yaptık. Şirket tüm bu başvurularımız ve demokratik tepkilerimizin ardından proje bölgesinden ayrıldı. Projeden vazgeçtiğini Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na bildirdi” diyerek, o projenin de geçtiğimiz günlerde sonlandığını aktardı.
Yine Karasu üzerinde inşası planlanan Armağan Regülatörü ve HES Projesi’ne karşı da dava açtıklarını söyleyen Yıldırım, buna ilişkin ise hukuki sürecin devam ettiğini belirtti.
‘HES ve barajlara karşı demokratik mücadele yükseltilmeli’
Bölgede Dersim mülki sınırları değerlendirildiğinde Erzîngan, Çewlig (Bingöl), Xarpêt (Elazığ) ve Meletî'ye (Malatya) kadar akarsuların üzerinde baraj projeleri inşa edildiğini aktaran Yıldırım, 1975 yılında inşa edilen Keban Barajı'ndan Peri havzasında inşa edilen Seyrantepe, Tatar ve Pembelik barajına ve şuan Karasu üzerinde inşa edilen Bağıştaş I-II Barajı ve inşa edilen baraj projeleri dikkate alındığında bu bölgelerin ciddi ekolojik kırımlarla karşı karşıya kalacağı uyarısında bulundu. Yıldırım, şöyle devam etti: “Bu nedenle baraj ve HES projelerine karşı duyarlılığın ve demokratik mücadelenin yükseltilmesi gereken çok önemli bir süreçten geçiyoruz. Bu baraj ve HES projelerinin tamamlanmasıyla birlikte Dersim’in binlerce yıllık kültürel ve doğal mirasının sular altında bırakılacak. Bu Dersim inancı, dili, kültürü tarafından telafisi mümkün olmayan bir duruma sebebiyet verecek.”
(mc/fç/pu)