'Öcalan'ı kadınlar sahiplenerek mücadeleyi sürdürecek'
DERSIM (DİHA) - “Önderliğime, toprağıma, özgürlüğüme sahip çıkıyorum" kampanyası kapsamında düzenlenen panelde konuşan HDP'li vekil Nursel Aydoğan, Kürt kadının bugün geldiği nokta ve bütünleşme düzeyini Öcalan'a borçlu olduğunu belirterek, "Şimdi ise kadınların tam böylesi bir süreçte tam 17 aydır haber alamadığımız özgürlük alanı açan Sayın Öcalan’ı sahiplenme zamanıdır. O nedenle hep birlikte görüşme sağlanıncaya kadar, sağlığı ve güvenliği hakkında bilgi alınıncaya kadar bu mücadeleyi biz kadınlar sürdüreceğiz” dedi.
Kongreye Jinan Azad (KJA) tarafından başlatılan "Önderliğime, toprağıma, özgürlüğüme sahip çıkıyorum" kampanyası kapsamında Dersim Belediyesi Konferans Salonu'nda panel düzenlendi. “Önderliğime, toprağıma, özgürlüğüme sahip çıkıyorum” pankartının asıldığı panele, HDP Amed (Diyarbakır) Milletvekili Nursel Aydoğan, Dersim Belediye Eşbaşkanı Nurhayat Altun, DBP ve HDP il eşbaşkanları ile çok sayıda kadın katıldı. Saygı duruşuyla başlayan panelin açılış konuşmasını yapan DBP Dersim İl Eşbaşkanı Hülya Yer, Mezopotamya, Kürdistan ve özellikle Dersim’de verilen mücadelenin her safhasında kadınların öncülük ettiğini belirterek, bunu Beselerden, Zarifelerden ve Sakinelerden bildiklerini söyledi.
Dersim’de de Sakine, Zarife ve Zilanları her yerde görmenin mümkün olduğunu kaydeden Yer, kadınların kendileriyle birlikte erkeği de toplumu da özgürleştireceğini aktardı.
'Öcalan ile ilgili tüm girişimlerimiz yanıtsız bırakıldı'
HDP Amed Milletvekili Nursel Aydoğan da, yarın Amed’te başlatılacak olan açlık grevine değinerek, şunları aktardı: "15 Temmuz darbe girişimi ile ilgili İmralı hakkında bir bilgi alamadık. 15-20 gün sonrasında yaşananlara ilişkin farklı kaynaklardan bilgiler akmaya başladı. Bunlardan biride darbe akşamı helikopterlerin İmralı Adası’na gittiği. Orada görevli asker tarafından helikoptere ateş açıldığı ve helikopterin daha sonra adayı terk ederek Yunanistan’a gittiği bilgisi. Daha sonrasından adada dış görevli bir askerin paralel yapıdan tutuklandığını biliyoruz. 16 aydır zaten ilişki ve diyalog kuramıyoruz. Mecliste Grup başkan vekillerimiz ve milletvekillerimizle bilgi almaya çalıştık. Aile, heyet olmazsa da bağımsız bir heyet gönderilsin dedik. Hükümetten yanıt alamadık.”
'Amacımız sadece Öcalan'dan bilgi almak'
Aydoğan, yapılacak olan pek çok eylem şeklinin olduğunu ancak AKP tarafından caydırıcı olanın ise bu eylem olduğunu belirtti. Karşılarında duvar gibi bir güç olduğunu kaydeden Aydoğan, "Bu duvarı kırmak ve yıkabilmek için radikal bir eylem yapamamamız gerekiyordu. 50 kişilik bir grup oluşturuldu. Yarın bu radikal eylemimizi harekete geçiriyoruz. Bu eylemle sadece ve sadece İmralı kapılarının açılmasını ve sağlığından, güvenliğinden haber almayı hedefliyoruz. Bir heyet yarın İmralı'ya giderse ve kamuoyuna bir bilgilendirme yaparsa aldığımız haber doğrultusunda eylemimize son vereceğiz. AKP cephesi bize yönelik bir saldırı içerisindedir. Biz kitlemizi, tabanımızı harekete geçirmek için bir eylem yapıyormuşuz algısı yaratmaya çalışıyor. Kamuoyunda yapılan bu eylemin etki gücünü kırmaya çalışıyorlar. Hayır, bu eylem Öcalan’dan haber almaya yönelik bir eylemdir" diye konuştu.
‘Devrimcilerin kararlı duruşunu AKP biliyor’
2012 yılının topyekûn bir saldırıya karşı topyekûn bir direniş yılı olduğunu hatırlatan Aydoğan, şunları aktardı: "30 Ekim 2012 tarihinde örgütlü olduğumuz her yerde bu imha ve tavsiye politikalarına karşı Kürdistan’ın her alanından hayatı ve yaşamı durdurduk. Bu şüphesiz AKP hükümetini zorlayan bir eylemdeydi. Cezaevlerinde arkadaşlarımız açlık grevine başladığında AKP farklı bir algı yaratmak için çaba harcamıştı. Arkadaşlarımızın eylem yapmadığını, yemek yediklerini hatta kebap yediklerine dair ciddi söylemlerde bulunmuştu. Devrimcilerin ne kadar kararlı olduklarını o eylemin sonucunda gördüler. Ardından AKP heyeti çareyi İmralı’ya gitmekte buldu.3 Ocak 2013’te İmralı’ya gidilmeseydi dünyada ki en büyük cezaevi eylemi olacaktı. 10 bine yakın siyasi tutsağın hep beraber açlık grevine gireceği çok büyük bir eylem olacaktı. AKP devrimcilerin kararlı durumunun olduğunu gördüğünü ve bu eylemi sonlandıracak tek kişinin Sayın Öcalan olduğunu bildiğinden İmralı’ya gitti.”
‘AKP kadını eve hapseden bir zihniyettir’
Kadın özgürlük mücadelesini belli bir noktaya geldiğini kaydeden Aydoğan, bu noktada ise AKP’nin kadın düşmanı politikaları ile karşılaştıklarını söyledi.
AKP'nin ideolojik olarak kadın özgürlüğüne düşman olduğunu belirten Aydoğan, AKP'nin bütün politikalarının kadını eve kapatmaya yönelik olduğunu aktardı. Aydoğan, Kürt kadınının özgürlüğü için atılan bütün adımlarda Öcalan'ın büyük emek ve çabası olduğunu hatırlatarak, “Biliyorsunuz yüzde 40 kotamız vardı. Sayın Öcalan 'bu olmaz eşit temsiliyet' dedi. Eşbaşkanlık sistemini önermişti, hayata geçirdik. Eş belediye başkanlığı önermişti ki dünyada ilkti. Bunların da hepsi Sayın Öcalan’ın önerileri sayesinde gelişmiş ve hayata geçirilmiş şeylerdir. Bunlarında hepsi kadının siyasette, politikada, yaşamda bir irade olmasını sağlayan konulardır. Tabi ki bu anlamda Kürt kadını bugün geldiği noktayı, bütünleşme düzeyini Sayın Öcalan’a, Önderliğine borçludur. Şimdi ise kadınların tam böylesi bir süreçte tam 17 aydır haber alamadığımız bir süreçte özgürlük alanı açan Sayın Öcalan’ı tam da sahiplenme zamanıdır. O nedenle hep birlikte görüşme sağlanıncaya kadar, sağlığı ve güvenliği hakkında bilgi alıncaya kadar bu mücadeleyi biz kadınlar sürdüreceğiz” dedi.
Panel, sinevizyon gösterimi ile son buldu.
(mc/pu)