Kadınlar savaşa karşı ses çıkaracak
İSTANBUL (DİHA) - "Kadın Hareketinin 10 Temel Mücadele Alanı" başlıklı bir deklarasyon yayımlayan Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, tüm kentlerde eş zamanlı olarak savaşa karşı ses çıkarmaya hazırlanıyor.
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, savaş süreciyle birlikte kadınlara yönelik cinsel şiddet, çocuk istismarı ve cinsiyetçi söylemlerin artması ile iktidarın kadın politikalarına karşı geçtiğimiz hafta "Kadın Hareketinin 10 Temel Mücadele Alanı" başlıklı bir deklarasyon yayımladı. Deklarasyonla birlikte önümüzdeki haftalarda "savaş karşıtı mücadele" ve "laiklik" ana temeli eylemlerle alanlarda olacak platform üyesi kadınlar, "Haklarımızdan vazgeçmeyeceğiz, laiklik için direneceğiz" diyecek.
Başlatılan çalışmalara ilişkin bilgi veren Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Temsilcisi Gülsüm Kav, deklarasyonun amacını ve mücadele hattını anlattı.
Kadın cinayetlerini durdurma noktasında mücadele ederken tırmandırılan savaşla birlikte şiddetin faturasının da kadınlara ödetildiğini gördüklerini belirten Kav, böylesi bir süreçte de kadın cinayetleri ve kadına yönelik cinsel şiddette yaşanan artışa dikkat çekti.
'Kadınlar için güvenli hiçbir alan bırakılmadı'
Artan cinsel şiddet vakalarına örnek veren Kav, "Çatışmalı ortamın bize getirdiği yeni sorun alanı, cinsel saldırının her tarafa yayılması ve olabilecek her mekanda yapılır hale gelmesi. Daha önce cesaret edilemeyen merkezi alanlarda cinsel şiddet olayları yaşandı. Örneğin; Bağdat Caddesi ve Metro Turizm'deki cinsel saldırı olayları, butikte kamera yerleştirilmesi, trans kadın Hande Kader'in yakılması gibi olaylar yaşandı. Yani kadınlar için güvenli hiçbir alan bırakılmadı. Tüm bu yaşananlar çocuk istismarına kadar uzandı. Çok skandal çocuk istismarı örnekleri yaşadık. Ve işin içerisindeki işbirlikçilerin yargılanmadığı örnekler yaşayınca 'hem bunlar teşvik edilecek hem de bunların üstü örtülecek' gibi bir ortam yaratıldı" diye konuştu.
'Kadın haklarına saldıran bir siyaset söz konusu'
Kadına yönelik tüm bu bakış açısını DAİŞ zihniyetinden bildiklerini kaydeden Kav, deklarasyonu yayınlama amacına ilişkin de şunları aktardı: "IŞİD'den çok da farklı düşünmeyen bir siyasetin yönettiği ortamda 'kadınlara her şey yapılabilir' gibi bir döneme girdik. Kadına yönelik şiddet olayları sanki taliymiş gibi geri plana atılmaya başlandı. Kadına yönelik şiddetle ilgili yer açılmayan, memleket meselesi arkasında örtülen, geriye düşen halini gördükçe buna izin vermek istemedik. Çünkü karşı tarafta kadın haklarına saldıran bir siyaset söz konusuydu. O siyasetin 'özel dönemi' kullanma ve bundan yararlanarak kadın haklarına saldırma hamleleri hiç bitmedi. Biz kadın hakları mücadelesinde boş bulunduğumuzda iktidar aksine boş bulunmuyor. Olağanüstü zamanlarda örneğin; darbe oluyor memleket yanarken hadım yönetmeliğini çıkartabiliyor, idamı konuşabiliyor, kadınlara ilişkin yeni paketler önerebiliyor. Haklarımıza saldıran taraf boş durmadığı için biz de platform olarak 'asla boş duramayız, boş durmamız büyük bir hata olur ve yaşadığımız sorunlar neyse hepsiyle mücadele edeceğiz. Bunlar araya kaynatılamaz' demek istedik ve deklarasyonu yayınladık."
'Kadınlar mücadeleden vazgeçmedi'
Önemli toplumsal olaylar yaşandığı sırada kadınların gördükleri şiddete karşı çıkma ve kendi haklarına sahip çıkma düzeyinin azaldığını vurgulayan Kav, Kürdistan kentlerinde ilan edilen "sokağa çıkma yasağı" sırasında kadın örgütlerinin kapılarına kilit vurulma durumlarını hatırlattı. Şiddet ortamının kadının sessiz kalması için "asılı bir silah gibi" durduğunu ifade eden Kav, ancak buna rağmen kadınların mücadelelerini bırakmadığını daha çok direndiğini söyledi. Baskı koşullarının farkına varan kadınların artık bir şey yapmak istediklerini dile getiren Kav, "Hakkı gasp edilen kadınlar tüm bunları her gün izliyor. Ve buna rağmen haklarını savunmaktan vazgeçmiyor. Böyle bir direniş potansiyeli olduğunu düşünüyorum" dedi.
'Tüm kentlerde eş zamanlı ses vermek istiyoruz'
Yayınladıkları her bir maddeyle ilgili eylem refleksi göstereceklerini ancak özellikle "savaş karşıtı mücadele" ve "laiklik" meselesi ile ilgili eylemleri planladıklarını söyleyen Kav, şöyle devam etti: "Gündeme gelen her yeni durumla ilgili reflekslerimizi göstereceğiz. Eylemler yapma, sosyal medyada görünür kılma, muhatapları ile görüşmelere zorlama, hak kaybına uğrayan tarafla birlikte hakkına sahip çıkma, kadın cinayetleri, çocuk istismarı, cinsel şiddet davalarını takip etmeyi sürdüreceğiz. Ama laiklik ve savaş karşıtı mücadelemizi böylesi bir süreçte plan ve programlı tüm imkanları kullanarak kamuoyu yaratmayı düşünüyoruz. Zaten bununla ilgili olarak platform tüm illerde toplantılar yapıyor. Tüm illerde eş zamanlı ses vermek istiyoruz. Tam da şu an da onun toplantılarını yapıp son kararlara bağlayacağız."
'Haklı mücadelemize daha fazla kuvvet'
DAİŞ'i durdurarak kadının nefes almasını sağlayan ve çarşaftan kurtulmasının aslında bir tür laiklik mücadelesi olduğunu kaydeden Kav, bunun sadece kadınlar için değil tüm toplum için önemli olduğunu söyledi. Bu anlamda Rojava'nın çok önemli bir örnek olduğunun altını çizen Kav, toplumun tümünü ilgilendiren konularda kadınların direniş sembolü olmasının önemine değindi.
Ağır baskı koşullarında bile kadınların haklarından vazgeçmemesi ve verilen "direneceğiz" mesajının mücadelelerinin var oluş dinamiğini oluşturduğunu aktaran Kav, haklı oldukları için önemli bir kesimin kendilerini desteklediğini söyledi. Kav son olarak, "İşte bu yerden göğe kadar haklı mücadelemize daha fazla kuvvet vermeye çağırıyorum" dedi.
(za-ai/pu)