'Kayyım özyönetime açılmış bir savaştır'
İZMİR(DİHA)- İzmirli kadınlar, kayyım atamalarının Kürt halkının yıllardır talep ettiği demokratik özerklik ve özyönetim modeline açılmış bir savaş olduğunu belirterek, direnerek cevap vereceklerini vurguladı.
İçişleri Bakanlığı'nın 2'si il, 24'ü ilçe ve 2'si belde olmak üzere 28 belediyeye kayyım atamasının ardından 24 DBP'li belediyeye polisler eşliğinde baskın düzenlenerek, yönetimlerine el konulmasına yönelik bir tepki de İzmirli kadınlardan geldi. Kürt halkının iradesinin yok sayıldığını ifade eden kadınlar, kayyım atamalarının Kürt halkının yıllardır dile getirdiği demokratik özerklik ve özyönetim modeline açılmış bir savaş olduğunu vurguladı.
Birleşik Devrimci Parti (Devrimci Parti) üyesi Hazal Dallar, OHAL ile birlikte AKP hükümetinin şiddetinin ivme kazandığını belirtti. Hükümetin tüm baskı aygıtlarıyla Kürt halkı başta olmak üzere tüm muhalif kesimlere saldırdığını ifade eden Dallar, 11 bin 285 öğretmenin açığa alınmasıyla eğitime de darbe yapıldığını söyledi. Şu an ise asker ve polislerle belediyelerin adeta işgal edildiğini dile getiren Dallar, kayyım ile halkın iradesine darbe yapıldığını vurguladı.
'Erk zihniyet eşbaşkanlık sistemine saldırıyor'
Kürt halkının kayyımları tanımayarak belediyeler önünde nöbet tuttuğunu söyleyen Dallar, Kürt halkının iradesine sahip çıkmakta kararlı olduğunun altını çizdi. Kayyım atanan 24 DBP'li belediyenin kadın mücadelesinin bir kazanımı olan eşbaşkanlık sistemi ile yönetildiğini ifade eden Dallar, erk zihniyetin yıllardır en çok kadınların kazanımlarına saldırdığına dikkat çekti. Kadınların tüm işgallere, baskılara karşı sonuna dek mücadele edeceklerini belirten Dallar, "Onlar tüm gücüyle kadınlara ve onların kazanımlarına saldırabilir ama kadınların örgütlülüğüne çarpacaklar. Başta Kürt kadınları olmak üzere, Kürt halkı kayyımları tanımayacak" dedi.
'Yerelden yönetimleri bitiremezler'
AKP hükümetinin iktidara geldiği günden itibaren oy sonuçlarını "milletin iradesi" olarak değerlendirdiğini ifade eden Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) üyesi Gözde Kızılçelik ise, AKP'nin Kürt halkının başarısını "terör demagojisi" ile engellemeye çalıştığını dile getirdi. Bunun hükümetin sürekli dillendirdiği demokrasi söylemine karşın antidemokratik bir uygulama olduğunu vurgulayan Kızılçelik, devletin halkın iradesine kayyım atayarak yerelden yönetimleri bitiremeyeceğinin altını çizdi.
'Kayyım özyönetim modeline açılmış bir savaştır'
Kayyım atamalarının Kürt halkının yıllardır dile getirdiği demokratik özerklik/özyönetim modeline açılmış bir savaş olduğunu vurgulayan Kızılçelik, Kürt halkının kayyıma karşı iradesini savunmasının meşru olduğunu söyledi. Kürt halkının kazanımlarına karşı her türlü saldırıya karşı mücadele edeceklerini belirten Kızılçelik, herkese belediyelerle dayanışma çağrısında bulundu ve ekledi: "Tüm ilerici, demokrat, yurtsever kesimlerle birlikte kayyıma karşı mücadele etmeliyiz. Kürt halkının kazanımlarını kendi kazanımlarımız olarak görmeli ve gasp edilen belediyeleri sahiplenmeli ve birleşik cepheyi örmeliyiz."
'Kürt halkı direnerek cevap verecek'
Kongreya Jinên Azad (KJA) üyesi Dicle Çiftçi de, OHAL ile birlikte Kürtlerin hedef haline getirildiğini belirtti. Hükümetin Kürdistan halkına karşı savaş açtığını ifade eden Çiftçi, kayyım atamalarının Kürt halkının iradesine bir saldırı olduğunun altını çizdi. Buna Kürtçe tabelaları sökmekle başladıklarını dile getiren Çiftçi, 1980 darbesinde yaşanan birçok şeyin bugün OHAL koşullarında halklara yaşatıldığını vurgulayan Çiftçi, "Darbe girişimi başarılı olsaydı da tablo çok daha farklı olmayacaktı. Asıl darbeyi bugün hükümet yaptı. Ama Kürt halkı iradesini kırmaya yönelik tüm girişimlere direnerek cevap verecektir" dedi.
(sg/cb/rp)