Taş ocakları halkın sağlığını etkiliyor
İSTANBUL (DİHA) - Sultangazi Taş Ocakları'nın doğa katliamı yanında çevrede yaşayan yurttaşların sağlığını da tehlike altına sokuyor.
İstanbul'un Sultangazi ilçesine bağlı Gazi Mahallesi'ndeki taş ocakları ile bir yıl önce yapımı tamamlanan beton santrali, bölge sakinlerinin yaşamını olumsuz etkilemenin yanı sıra doğayı da katlediyor. Taş ocakları ve beton santrali nedeniyle ciddi solunum yolu hastalıklarıyla karşı karşıya kalan 33 bin nüfuslu mahalleliden binlercesi, taş ocaklarının oluşturduğu toz dolayısıyla solunum yolu hastalıklarına yakalanmış durumda. Mahallelinin uzun zamandır taş ocaklarına karşı yürüttüğü mücadele tam sonuç verecekken, yetkili kurumların açıkladığı yeni önlem planlarını "halka sus payı" olarak nitelendiren Sultangazi Kent Savunucularından Ruhi Kara, "Alınan kararlar ne yazık ki sorunu çözebilecek nitelikte değil. Halkın yoğun tepkisi sonucunda 'sus payı' olarak alınmış kararlardır bunlar" dedi.
'Taş ocaklarıyla' alınan önlemler
İstanbul Büyükşehir Belediyesi, İstanbul Çevre Müdürlüğü, Sultangazi Belediyesi gibi birkaç kurum 19 Ağustos'ta bir araya gelerek, yeni kararlar aldı. Alınan kararlarda taş ocakları bölgesindeki hava kalitesini denetim altına almak amacıyla Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından sürekli partikül madde ölçümü yapacak 3 adet sabit istasyon kurulması, sadece kamyon ve iş makinelerinin seyredeceği alternatif bir güzergahın oluşturulması ve yol kenarında biriken tozlar yol süpürme araçları ile günde en az 2 defa temizlenmesine yer verildi.
'Alınan önlemler daha önce de alınmış'
Alınan kararları hiçbir şekilde samimi bulmadıklarını, önlemlerin sonuçsuz kalacağını ve asıl sorunun çözülmeyeceğini vurgulayan Kara, "Buna benzer önlemleri 2-3 yıl önce de almışlardı. Hatta bir haftalığına taş ocakları kapatılmıştı. Ama o dönemden bu yana değişen hiçbir şey olmadı. Çünkü gerçek anlamda bu önlemlerin denetimleri yapılmadığı için sıkıntılar oluşacaktır" diye belirtti.
'Atılan dinamitlerin önlemi nasıl alınacak?'
"Filtre ile toz önlendi peki ya burada atılan dinamitlerin önlemi nasıl alınacak?" diye soran Kara, patlatılan dinamitlere yönelik hiçbir kararın alınmadığını, bunun ise en önemli sorun olduğunu dile getirdi. Kara, her patlamada deprem etkisi yaratan dinamitlerin, mahallelinin psikolojisini bozduğunu, durumu bilmeyen insanların ise her defasında sokağa döküldüğünü söyledi. Yol yapımına yönelik verilen sözün ise bundan bir buçuk yıl önce de verildiğini fakat tutulmadığını hatırlatan Kara, "Bu yüzden vaatleri samimi gelmiyor. Ne kadar önlem deseler de o toz toprak yine bu insanların hayatlarını tehdit edecek, yine o firmaların pislikleri Alibeyköy Barajı'na akıp halkın sağlığını bozacak" dedi.
'Hükümet ile işbirliği içinde'
Kara, "Bu taş ocaklarının firmaları iktidarı destekliyor ve sürekli ilişki halindeler. Hatta 15 Temmuz darbe girişimi sonrası bir grup faşist mahalleye girdiğinde bu taş ocaklarının da kamyonları girmiş ve siren çalmışlardı. Devlet ile araları iyi bunların. İstanbul'un en iyi mıcırı da burada çıkıyorken, devlet kurumları kendi yanlısı firmaları kapatmaz. Bu yaptıkları açıklama bölgede oluşan tepkiden sonra halkın gazını alma amacıyla yapılmış bir girişimden öte değildir. Bu önlemlerin alınmayacağına da eminim" diye konuştu.
'Biz mücadelemizi sürdüreceğiz'
Taş ocakların kapatılmasına yönelik açmış oldukları davanın devam ettiğini hatırlatan Kara, sonucu beklediklerini, alınan kararların yeterli olmayacağını ve kararların kendileri için gerçek bir kazanım olmadığını belirtti. Kara, "Biz taş ocakları tamamıyla kapandığında gerçek anlamda bir kazanım elde etmiş olacağız. Devlet samimi olsa, orada o kadar ruhsatsız çalışan taş ocağı var ki önce onları kapatmak ile başlar işe. Biz mücadelemizi sürdüreceğiz" dedi.
(ai/yk/fç)
