Demirel: Hükümet aklını başına alsın!
AMED (DİHA) - HDP ve DBP başta olmak üzere demokrasi güçlerine yönelik tasfiye operasyonuna girişen hükümeti "Aklını başına al" sözleriyle uyaran HDP Grup Başkanvekili Çağlar Demirel, Kürtler olarak seçeneksiz olmadıklarını söyledi.
Amed Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanları Fırat anlı ve Gültan Kışanak’ın gözaltına alınması, belediyenin ise polis ablukasına alınmasına karşı iki gündür belediye binası önünde direnişte bulunan halkın arasında yer alan HDP Grup Başkanvekili Çağlar Demirel, her iki Kürt siyasetçinin gözaltına alınmasının anlamını ve Saray-AKP Hükümeti’nin amaçlarını değerlendirdi.
Türkiye’de son 1 buçuk yıldır devam eden bir darbe süreci olduğunu ve demokratik siyasetin gelişmesini engelleyen bir AKP iktidarının sözkonusu olduğunu belirterek sözlerine başlayan Demirel, iktidarın kendisine dönük muhalefet sergileyen tüm kesimlere yönelik baskı politikaları devreye soktuğunu ve bunun da gün geçtikçe arttırıldığı bir durum içerisinde olduklarını ifade etti. Demirel’e göre bu süreç, 7 Haziran 2014’de yapılan seçimlerde demokratik siyasetin başarı elde etmesiyle başladı.
‘Seçimle elde edilemeyenler gasp edilmek isteniyor’
Hazmedilemeyen bu başarı nedeniyle savaş ve siyasi soykırım operasyonlarına başvurulduğunu vurgulayan Demirel, Belediye Eşbaşkanları Kışanak ve Anlı’nın gözaltına alınmasını “Bu seçimle elde edemediğini OHAL ile, kararnamelerle, kayyımlarla gasp etmeye çalışan zihniyetin Kürt halkının iradesine yönelik bir tasfiye operasyonudur, işgaldir” sözleriyle tanımladı.
HDP ve DBP’ye dönük baskıların bugünle sınırlı olmadığını, Amed’in HDP ve DBP’li bütün il eve ilçe eşbaşkanlarının yaklaşık 20 gündür gözaltında olduğunu hatırlatan Demirel, bugün Kürt halkı için büyük anlam taşıyan Büyükşehir Belediyesine dönük bu yönelimin de halkın iradesinin gaspı anlamına geldiğinin altını çizdi. Demirel, irade gaspına şu sözlerle tepki gösterdi:
‘Bu yönelim sadece Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’ne dönük değil!’
“Yüzde 60-70 oy alınan bir yerde, yerel yöneticilere ‘sen kendini yönetemezsin’ denerek gaspa girişilmiş durumda. Bu asla kabul edilemez bir durumdur. Hem Fırat beyin hem de Gültan hanımın siyasi geçmişi ortadadır. 80 darbesine karşı bile mücadele ederek bugünlere kadar gelen iki önemli Kürt siyasetçidir her ikisi de. Onların yaptığı tek şey bu halka hizmet etmektir. Onların şahsında Kürt halkının iradesi gasp edilmek isteniyor. Kabul edilmeyecek durum budur. Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik işgal ve gözaltı süreçleri aslında AB’nin de gündemindedir. AB Konseyi’nin yaptığı açıklama bu durumun kabul edilemeyeceğinin göstergesidir. Kürtleri kendisine muhalefet edenleri, var olan rejimi sitemi kabul etmeyenlere, demokratik çevrelere ve aslında Türkiye halklarına dönük bir müdahaledir. Bu yönelimi sadece Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’ne dönük bir müdahale olarak algılamıyoruz. Biz bunu bir bütünen Diyarbakır halkına, Kürt siyasetine, demokratik çevrelere dönük bir darbe, bir işgal olarak tanımlıyoruz. 80’lerden bu güne bu baskı politikalarına boyun eğmedik, biat etmedik. Dün olduğu gibi bugün de bu faşizan uygulamalara karşı direneceğiz.”
Demirel, geçmişte Cemaat ve IŞİD ile olan ilişkileri bilinen AKP Hükümeti’nin bugün de Kuzey Kürdistan’ın yanı sıra Irak ve Rojava’da Kürtlere yönelik bir saldırı içerisinde olduğuna da işaret etti.
‘Türkiye’de fiili bir darbe sözkonusu’
“15 Temmuz sonrası darbecilere karşı olduğu iddiasıyla ilan edilen OHAL ve kararnameler bugün Kürtlere ve diğer muhaliflere yönelik uygulanmaya çalışılmaktadır. Bunu çok net görmek lazım. Şuan Türkiye’de fiili bir darbe sözkonusu. Bir rejim değişikliğine gidilmek isteniyor” diyen Demirel, darbenin siyasi ayağının halen açığa çıkarılmış olması üzerinde durdu. Darbenin siyasi ayağının mutlaka açığa çıkarılmak zorunda olduğunu vurgulayan Demirel, şayet darbe gerçekleştirilseydi şuan kimin Başbakan olacağını açığa çıkarılması gerektiğini söyledi.
‘Darbenin siyasi ayağının üzerine örtülüyor’
Bu açıdan bugün parlamentoda oturan milletvekillerinin de bunun içerisine dahil olduğunu ifade eden Demirel, “Bunların üstünü kapatmak amacıyla girişilen siyasi soykırım operasyonları ile başta HDP ve DBP olmak üzere demokrasi güçlerine yönelik tasfiye operasyonuna girişildi” dedi.
‘AKP hükümeti aklını başına almalı’
Demirel, bu konudaki sözlerine devamında şunları ekledi: “Gültan hanım Meclis’te darbeleri araştırma konusunda bütün sorulara çok net yanıtlar verip, darbelere karşı mücadele edilmesi gerektiğini söyledi. Gültan hanımın dik duruşu ve söyledikleri onları korkuttu, uçağa binip Diyarbakır’a gelir gelmez gözaltına alındı. Bu organize bir durumdur. Dün yapılan KCK davalarında tutuklanan on binlerce siyasetçiye daha sonra “özür diliyoruz, Cemaat tarafından yapıldı” dendi. Peki, bugünkü soykırımı kim yapıyor? AKP hükümetinin artık aklını başına alması gerekiyor. Bu tasfiye süreci ile hiçbir yere varamazlar.”
‘Kürtler olarak seçeneksiz değiliz…’
Hükümeti bu sözlerle uyaran Demirel, Türkiye’nin demokratikleşmesi halk ve inançların bir arada yaşamasının önünü açan bir parti olsalar da Kürtler olarak seçeneksiz olmadıklarının da altını çizdi.
Bugün Kürtleri, Alevileri, kendisi gibi düşünmeyen gazetecileri, hukukçuları, öğretmenleri düşman olarak gören ve onları tasfiye etmeye çalışan bir anlayışın sözkonusu olduğunu belirten Demirel, “Bizim buna karşı birlikte direniş içerisinde hareket etmemiz gerekiyor. İdeolojilerimiz ne olursa olsun Türkiye’nin demokratikleşmesi için herkes el ele, omuz omuza verip bu mücadeleyi büyütmeli. Artık AKP ve Saray iktidarının Avrupa’da bile prestiji kalmamıştır. Çünkü amaçlanan dikta rejimidir. Biz de bugüne kadar diktatörlere boyun eğmediğimiz gibi direneceğiz ve kazanacağız” diye konuştu.
(öç-vd)