Tuğluk: En büyük zararı Türkiye Cumhuriyeti görür
AMED (DİHA) - AKP Hükümeti'nin Kürtlere dönük baskı ve şiddet politikalarının faturasının çok ağır olabileceğini, "En büyük zararı da Türkiye Cumhuriyeti Devleti görür" sözleriyle ifade eden HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Aysel Tuğluk, devleti birlikte yaşam iradesini kıracak yaklaşımları terk etmesi konusunda uyardı.
Amed (Diyarbakır) Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanları Gültan Kışanak ile Fırat Anlı'nın gözaltına alınması ve belediye binasının devlet güçleri tarafından ablukaya alınmasına tepki gösteren HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Aysel Tuğluk, devletin uzun süredir bunun hazırlığını yaptığını belirtti. Uzun zamandır bunun işaretlerinin verildiğini kaydeden Tuğluk, "Biliyorsunuz daha öncede birçok belediye başkanımız görevden alındı ve tutuklandı. Ayrıca kayyım atanan yerler söz konusuydu. Böyle adım adım geliştirilerek en son Amed Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı'na kadar getirildi" dedi.
Devleti çok iyi tanıdıklarının altını çizen Tuğluk, ırkçı, mezhepçi, farklılıkları ve Kürt'ün iradesini kabul etmeyen bir devlet anlayışının mevcut olduğunu söyledi. Yok sayan bir anlayışa hakim olduğu için Kürt'ün bin bir emek, mücadele ve kanla yarattığı bütün değerlerine saldırıldığını vurgulayan Tuğluk, şöyle devam etti: "Aslında bütün problem şundan kaynaklanıyor. Kürtlerin giderek her alanda hem siyasi alanda hem de diğer alanda gösterdiği ilerleyişi hazmetmemekle alakalı bir durum. Bu kazanımları nasıl yok ederim politikaları içerisinde. Bölgede yüksek oranlarla bu belediyeler kazanıldı. Bu iradeyi yok saymak çok tehlikeli bir durumdur. Yapılması gereken bu iradeye saygılı olmak ve tanımaktır. Ama devlet faşist bir devlet zihniyeti olduğu için bu uygulamaları yapıyor. Faşizmi biliyoruz, tanıyoruz. Bu uygulamalara yabancı bir halk değil bizim halkımız. Buna karşı göstereceğimiz tutum çok net olacaktır. Faşizme karşı bir direniş hattı örmek. Bu mevzileri asla bu devlete bu gaspçılara bırakmayacağız."
'Dur deme zamanıdır'
Devreye konulan uygulamaları "gasp" olarak tanımlayan Tuğluk, belediyelerin halkın olduğunu aktardı. Kayyımların da Amed halkı tarafından tanınmayacağını ifade eden Tuğluk, gözaltındaki Kışanak ve Anlı'nın serbest bırakılmasını istedi. Aksi takdirde bu gidişatın faturasının çok ağır olabileceğini söyleyen Tuğluk, "Kimse bunu kabul etmez buna karşı meşru demokratik hakkımızı her halükarda kullanmak ve gidişatı bir yerde durdurmak zorundayız. Şuana kadar yapılan şeyler yok etme üzerine kurulu şeyler. Kaybedecek bir şeyimiz yok bizim. Hem belediyelere yönelik atanan kayyımlara ve hem de belediye başkanlarımıza yönelik saldırılara karşı dur demenin zamanıdır" diye belirtti.
'Ölümü pahasına da olsa sahiplenen bir halk gerçeği var'
Her defasında "bitirdik", "yok ettik" dediklerinde Kürdistan halkının direniş ve mücadele ile kurumlarına ve kazanımlarına sahip çıktığını anımsatan Tuğluk, ölümü pahasına da olsa kazanımlarını sahiplenme konusunda bir direniş gösteren bir halk gerçeğinin olduğunu belirtti.
Kürt halkının öyle susup boyunu bükecek bir halk olmadığını vurgulayan Tuğluk, şunları aktardı: "Bir yere kadar sabredilebilinir ondan sonrasında artık sabrında sonu gelebilir diye düşünüyorum. Halkımızda çok büyük bir öfke var aslında. Biz bunu detaylı bir şekilde tartışacağız tabiî ki. HDP MYK'sı olarak da tartışıyoruz zaten. Kesinlikle bu tutuma karşı yanıtımız çok net ve sert olacak."
'Sustukça zulüm ve faşizm her yere yayılır'
Geçmiş dönemlerde Kürt halkının yalnız bırakıldığını kaydeden Tuğluk, ancak bugün herkesin bir arada olması gereken bir dönem olduğunun altını çizdi. Tuğluk, çünkü sadece Kürtlerin değil bütün demokrasi güçleri, sol, sosyalist ve herkesin hedef halinde olduğunu dile getirdi. "Sustukça sıra sana gelir" sözlerini hatırlatan Tuğluk, "Sustukça her yere yayılacak bu zulüm ve faşizm. O nedenle birlikte mücadele etmekten başka bir seçeneğimiz yok. Kürtleri bir kopuşa iten bir yaklaşımdır bu uygulamalar. Bunun en büyük zararını da Türkiye Cumhuriyeti Devleti görür. Kürtler bir yol bulurlar nasıl yaşayacaklarına dair. Ama biz birlikte yaşamda ısrarcıyız. Bunu koparacak, birlikte yaşam iradesini kıracak yaklaşımlardan devletin kaçınması gerekiyor. Hiçbir şekilde köleliği ve varlığımızı tanımayan faşist anlayışa boyun eğmeyeceğiz" şeklinde konuştu.
(öç)