'Mahalle mahalle direnişi yükselteceğiz'
AMED (DİHA) - Tüm engellemelere rağmen Amed'de binlerce kişiye seslenen HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, "90'larda ne telefon vardı ne internet. Mahalle mahalle örgütleneceğiz. Herkes genel başkandır, herkes parti yöneticisidir. Bu faşizme boyun eğmeyeceğimizi göstereceğiz" dedi.
Amed (Diyarbakır) Büyükşehir Belediyesi eşbaşkanlarının gözaltına alınması ve belediyenin polisler tarafından işgal edilmesi ile başlayan protesto eylemleri devam ediyor. DBP merkez Rezan (Bağlar) İlçe Örgütü önünde bir araya gelen binlerce kişi gözaltıları ve belediyenin işgal edilmesini protesto etti. Protesto eylemine DTK Eşbaşkanı Leyla Güven, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, DBP Eş Genel Başkanları Sebahat Tuncel ve Kamuran Yüksek, HDP Grup Başkanvekilleri Çağlar Demirel ve İdris Baluken, HDP milletvekilleri, ilçe belediye eşbaşkanları, belediye meclis üyeleri, sivil toplum örgütü temsilcileri ve üyelerinin yanı sıra binlerce kişi katıldı. Alanı dolduran halk, "Direne direne kazanacağız", "Hırsız katil AKP", "Be Serok jiyan nabe" ve "Belediyeler halkındır halkın kalacak" sloganları attı. Demirtaş'ın konuşması öncesi halkın arasına katılan HDP'li vekiller, halkla selamlaşarak akşam yürütecekleri çalışmalara katılım çağrısında bulundu.
'Haksızlığa karşı direniş meşrudur'
Çocuk yaşlı genç demeden alanı dolduran halk, Demirtaş ve beraberindeki heyetin alana gelmesi ile "Amed halkı sizinle gurur duyuyor" sloganı attı. İlk olarak konuşan Sebahat Tuncel, Kürt halkına karşı dayatılan zulmün direniş karşısında kaybedeceğini vurguladı. Devletin binlerce gücünü Kürt halkının üzerine yığdığına dikkat çeken Tuncel, "Binlerce güçleriyle karşımızda duran polislerden korkmuyoruz. Kürtler üzerinde etnik temizlik yapmak istiyorlar. Kürt işçileri işten çıkarıyor, belediyelerimize kayyım atıyor, belediye başkanlarımızı gözaltına alıyor tutukluyor. Ve 'Size bunu yapacağız siz de sesinizi çıkarmayacaksınız' diyor. Bu haksızlığa karşı direniş meşrudur" dedi.
'Kadınlara nasıl zulüm edildiğini gördünüz'
Tuncel'in konuşması şöyle:
"Gültan Kışanak arkadaşımız Darbe Komisyonu'na gitti ve orada darbeci zihniyeti sorguladı. AKP'nin darbedeki rolünü ortaya koydu. İş başına gelen yeni darbeciler arkadaşımızı havaalanında gözaltına aldı. Fırat Anlı'yı evine yapılan baskında gözaltına aldı. Zannediyorlar ki arkadaşlarımızı gözaltına alınca mücadele bitecek. Siz Gültan Kışanak'ı tanıyor musunuz? O zulme hiçbir zaman boyun eğmedi. Siz bu halkın iradesini bu kadar kolay alabileceğinizi mi sanıyorsunuz? Asıl hedefleri kadın özgürlük mücadelesinedir. Sokakta direnen kadınlara nasıl davrandıklarını gördünüz. Ayla Akat arkadaşımızı nasıl zorla işkenceyle gözaltına aldığını gördünüz. Ceylan Bağrıyanık'a nasıl zulüm ettiğini gördünüz. Onlar bu zulüm karşısında direndiler. Boyun eğmediler.
Mücadele etmeyi öğrenerek geldik dünyaya
KJA Sözcüsü Ayla Akat, iki dönem milletvekilliği yaptı. Halkın yanında nasıl durduğunu kadın özgürlük mücadelesine nasıl katkıda bulunduğunu gördünüz anlatmamıza gerek yok. Bundan dolayı darbe yapmaya çalıştılar. Bununla birlikte KJA'yı bastılar. Gerekçe ne, KJA'ya dava açmışlar. Siyasi kadın hareketini yargılayabilir misiniz siz? Kürt kadınları zindanlarda sokaklarda, Kobanê'de direndi. Rojava'da devrim yapıyor. Siz bu kadınlarla mücadele edebilir misiniz? Mümkün mü? Siz bu kadınların iradesini kırabilir misiniz? Yerlerde sürükleyebilirsiniz ama irademizle onurumuzla dimdik ayakta duruyoruz. Onlar kadın düşmanı. Kadınların nasıl doğuracağına karar veriyorlar. Buna biat etmeyen kadınların ölümüne neden oluyorlar. Biz özgür kadın hareketi olarak kadınlara özgür olmanın ne demek olduğunu anlatıyoruz. Nasıl özgür olabileceklerini anlatıyoruz. 'Kadın özgür değilse toplum özgür değildir' diyoruz. Kadın özgürlük mücadelesi çok badirelerden geçti ama taviz vermedi. Kadınlar olarak devletin zulmünü doğduğumuz günden itibaren yaşıyoruz. Onla mücadele etmeyi öğrenerek geldik bu topraklara. O yüzden kadınlar diyor 'gelsin baba, gelsin koca, gelsin cop inadına özgürlük' diyor.
Bununla Türkiye'yi felakete sürüklersiniz
Ne devlet ne baba ne cop ne tazyikli su kadınları özgürlük mücadelesinden vazgeçiremedi. Burada direnen bütün kadın milletvekillerinin ve kadın arkadaşların şahsında tüm arkadaşları sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Halkımıza çağırımızdır kısa vadeli bir mücadele değildir. AKP hükümeti 'Sonuna kadar saldıracağız, Kürt halkının kazanımlarını gasp edeceğiz' diyor. Biz de sonuna kadar direneceğiz. Numan Kurtulmuş 'Bunlara kimse destek vermiyor' diyor. Numan Kurtulmuş Kürt kadınlarının, Kürt hareketinin ne kadar güçlü olduğunu kendi çok iyi biliyor. Tayip Erdoğan'a biat etmiş olabilirler. Amed'e gelip 'Bana destek verin Tayip Erdoğan'a karşı mücadele yürütelim' dedin mi demedin mi? Sen bütün OHAL, KHK'ler ile ülkeyi açık cezaevine getir sonra gelmiyorlar de. Bakın işte görün halkımız tüm bunlara rağmen burada. Kendinizi kandırırsınız. Bununla da Türkiye'yi felakete sürüklersiniz. Kürt özgürlük hareketi çok önemli kazanımlar elde etti bu kazanımları zafere ulaştırmak hepimizin elinde.
Mesele halkın kazanımlarına el koyma meselesidir
Tüm bu kazanımları bize yaratan Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan'a bir kez daha teşekkür ediyoruz. Kürt Halk Önderi tüm bunlar yaşanmasın, barış olsun diye çabaladı. AKP bunu heba etti. Bu emeklere cevap verme sırası bizde. Sayın Öcalan'ın fikri önünde kenetlenmek, halkımıza dayatılan soykırım saldırılarına karşı kenetlenmek bizim elimizde. Mesele halkımızın kazanımlarına el koyma meselesidir. Bunun için kesintisiz mücadele edeceğiz."
'Bununla adınız gaspçıya çıkar'
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ise, şunları ifade etti:
Başımıza ilk defa gelmiş bir hukuksuzluk ile karşı karşıya değiliz. Eşbaşkanlar, 100 yıldır devam eden gayri meşruluğun sadece başka bir adı ile karşı karşıyalar. TC hükümetleri geçmiş hükümetlerin tamamında bir gayri meşruluk bu halk için reva görülüyor. Ankara'da oturuyor 'Musul'u halk yönetsin' diyorlar. Mevzu burası olunca, Cizre olunca, Şırnak olunca buradaki halkın kendini yönetmek isteyişine karşı hukuksuzluk uyguluyor. Bu halkın kendini yönetme hakkı var. Bir belediye Erdoğan'ın bütün çabasına, hilesine yalanına rağmen oluk oluk kan akıtmalarına rağmen kazanamadıkları belediyeyi kayyımla ele geçirmeye çalışıyorlar. Mardin ve Van'a kayyım atamanın hazırlığını yapıyorlar. Devletin copu, zırhlı aracı olabilir bununla belediyeye el koymuş olabilirsiniz. Bununla adınız gaspçıya çıkar, hırsızlığa çıkar.
En iyi bildikleri yöntem hırsızlık
Burada en eşitsiz koşullarda seçimlere girdik. AKP'nin adayları zorbalıkla bastırarak engelleyerek seçim çalışmalarımızı durdurmaya çalıştılar. Buna rağmen her seçimde desteğimizi arttırarak geldik. Buna tahammül edemiyorlar. Saygı duymuyorlar. Burada fazlalık olan halk değil, HDP, DBP değil sizin işgalci zihniyetinizdir. Fazla olan sizsiniz. Belediyeyi alamıyorlar seçimle alamayacaklarını da iyi biliyorlar. Çünkü her türlü yöntemi denediler. Seçim bürolarının açılmaması için her şeyi yaptılar. Mitingleri yasakladılar adaylarımızı tutukladırlar. Ama başaramadılar. Ellerinde tek bu yöntem kaldı. Hırsızlık. En iyi bildikleri yöntem bu. Biz halka diyoruz ki belediye halkın en önemli iradesidir. Bir hırsız gelip evinizden gelip her şeyi çalarsa siz buna sessiz kalırsanız bu olmaz. Onurumuzdur. Onurumuzu almak istiyorlar. Yoksa dünde söyledim kimsenin suç işleme özgürlüğü yoktur.
Halk meydana çıkmasın diye faşizmi en üst noktaya taşırıyorlar
Suçları varsa adil yargılama olsun. Biz çekinmiyoruz. Sadece siz değil biz de onları yargılarız. Ama iftira atarak, komplo kurarak asla gerçekleştirmediği şeyi komployla iftirayla tutuklamayla ele geçirmeyi doğru bulmayız, buna karşı elimizde ne güç varsa sonuna kadar direniriz. Bunu protesto etmek yasaktır diyecekler. Protesto edenlere barikat kuracaklar akşamda alçak havuz medyasında 'HDP Diyarbakır'da bitti' diyecekler. Bunların yalanlarına alıştık. Fakat bunlara halen inananlar var. Sen Saray'daki zat sen başta olmak üzere. İş adamları, dışarıdan da adam getirebilirsin. Eşit adil koşullarda siz de Diyarbakır meydanına çıkın biz de çıkalım. El mi yaman bey mi yaman görelim. Cesaretiniz varsa çıkalım. Burada yürüme cesaretiniz var mı? Yürüyecek yüzleri yok. Halk meydanlara çıkmasın diye faşizmi en üst noktaya taşırıyor. Her bir arkadaşımız partinin yetkilisi sorumlusu gibi davransın. Mahalle mahalle örgütleneceğiz. Bu faşizme boyun eğmeyeceğimizi göstereceğiz. Ellerinde zor ve baskı araçları dışında hiç bir şey yok.
Kayyım atayacaksan Kadir Topbaş'a ata
Bir iktidar copla ayakta duruyor. Her şey yasak. Konuşmak yasak, yürüyüş yasak, siyaset yapmak yasak. Copla ayakta duran bir iktidar. Sayılıdır günleri. İlk seçim mi olur ilk kriz mi olur bilemiyorum. Biz darbecilerden yana değiliz. Demokratik siyaseti koruyarak iktidarı devireceğimize inandık. En güçlü ilerleyen biziz. Bizi durdurmaları imkansızdır. Demokratik barışçıl çerçevede 81 il ve ilçelerde nerde gücümüz varsa 5 kişi 10 kişi sokağa çıkacağız. Sokağa çıkmak meşrudur. Bu yasak değil. OHAL halka karşı uygulanmaz. Biz bunu kabul etmiyoruz. Konuşmalarım bitmeden soruşturma açıyorlar. Bu ne hız. Madem bu kadar hızlısınız bütün katiller, terör destekçileri Ankara'da onları neden yargılamıyorsunuz? Biz de hukuk okuduk. Yargı çoğunluğu olduğunu biliyoruz. Onlara da sesleniyoruz. Melih Gökçek'in Fethullah Gülen'e yaptığı malikane orada duruyor. Parsel parsel Ankara'nın bütün arsalarını buna peşkeş çekmedi mi? Kayyım atayacaksan Kadir Topbaş'a ata. Adalet bakanı denen zat. Sen değil miydin buradan Gülen'e methiyeler dizen. Şimdi 'aldatıldık' diyor. O zaman istifa et. O zaman 'Ben bakanlık yapamadım saf ve enayi biriydim de' ve istifa et.
Halkçı belediyecilik yapanlar gözaltındalar
Allah bu dünyada da öbür dünyada da hesabını sorar burnunuzdan fitil fitil getirir. Bunların yolsuzluklarının haddi hesabı yok. Bazı belediye başkanlarının Türkiye'de parayı koyabilecek yerleri yok. Çin'de, İsviçre bankalarında aklınızın alamayacağı paraları yatıyor. Bunlar büyük vatanseverler olarak görevdeler. Halkçı belediyecilik yapanlar ise gözaltındalar. Biz bunu sindiremeyiz. Bu soysuzluğu, bu hadsizliği normalleştirmeye çalışıyorlar kabul etmeyin.
Temizliğin olması için uğraşıyoruz araçların önünü polisler kapatmış
Bu savaşın durması için devletin içinde bir sesin yükselmesi lazım. Biz her şeyimizi ortaya koymuşken devlet içinde de ses çıkması lazım. Yarın artık sesinizin çıkacağı fırsatta elinizden gidecek. Bütün mazlumlar el ele verip bu zulmü yenmeli. Biz başkanlarımız serbest bırakılana kadar ev ev mahalle mahalle ilçe ilçe dolaşacağız. Engelleyebilirler. Durmak yok. Şu mahallelerde insanların gözünde öfke var. Belediye başkanlarımız bütün kadrolarımız gece gündüz seferber olacak. Temizliğin sağlanması içinde dünden beri uğraşıyoruz. Bütün makine ikmalin önü polisler tarafından kapanmış durumda. Araçların çıkmasına izin verilmiyor. Sonra diyorlar halkı mağdur ediyorlar.
Türk Telekom ve özel şirketler yaptığınız suçtur
Kaç gündür internetler kesik. Sırf yaptığımız çalışmalar duyulmasın diye. İnsanlar mağdur. Acil hastalar sistem yok diye ilaç alamıyor. Türk Telekom ve özel şirketler sizin yaptığınız suçtur. Size verdiğimiz bütün paralar haram olsun burnunuzdan gelsin. Bir kuruştan bile hayır görmeyin. Fakir fukaradan aldığınız paradan hayır görmeyin. Halka sesleniyorum. Gidin dava açın şikayetçi olun. Acil hastalar sırf HDP'nin sesi duyulmasın diye mağdursunuz. Bunun sorumluluğu Sağlık Bakanlığı'ndadır.
Bu çalışma size emanet
Bütün Diyarbakır halkı şu veya bu şekilde sesimizi duyacak. Biz 90'lardan beri bu şekilde çalışıyoruz. Ne telefon vardı ne başka bir şey. Engelleyemeyecekler. Ancak interneti, sosyal medyayı engelleyebilirler. Herkes genel başkandır. Herkes parti yöneticisidir. Zulme savaşa karşı ayaktayız diyeceğiz ve halkı örgütleme çalışması yürüteceğiz. Bu çalışma sizlere emanettir. Kadına dönük saldırıya da büyük bir çalışma ve direnişle cevap vereceksiniz. Bu çalışma size emanettir."
Konuşmaların ardından halk "Direne direne kazanacağız", "İrademe dokunma" sloganları attı. Ardından ise Selahattin Demirtaş ve beraberindekiler Cuma Namazı'na giderken, halk ise sloganlarla protestosunu sonlandırdı. Buna rağmen alanın etrafını çevreleyen yüzlerce polis iki genci gözaltına aldı.
(ekip/fç/rp)