DİHA - Dicle Haber Ajansı

İSTANBUL (DİHA) - Kürt illerine uygulanan internet kesintisini değerlendiren RSF Almanya Direktörü Christian Mihr, internetin mobil iletişim ve online gazetecilik için önemli olduğunu hatırlatarak, "Kesintiler basın özgürlüğüne darbedir" dedi.

IPS İletişim Vakfı/ Bianet ile Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Almanya kanadının (Reporter ohne Grenzen) birlikte yürüttüğü Medya Sahipliği İzleme Projesi (MOM) için Türkiye'de bulunan RSF Almanya Direktörü Christian Mihr ile projenin direktörü Olaf Steenfadt gazetecilik yapmanın her geçen gün daha da zor hale geldiği Türkiye'de basını ve ifade özgürlüğüne dari düşüncelerini paylaştı.

'Almanya mülteci meselesinden dolayı sessiz'

Christian Mihr, Almanya hükümetinin Suriyeli sığınmacıların Türkiye'de kalmasında karı olduğu için Türkiye'nin basın özgürlüğü konusuna sessiz kaldığını söyledi. Mihr, "Sadece Almanya değil, bazı Batı Avrupa hükümetleri Suriyeli sığınmacıların Türkiye'de kalması için Türkiye'deki basın özgürlüğü hakkında sesini yükseltmek istemiyor.Fakat biz RSF olarak her zaman eleştirel yaklaştık" diye konuştu.

'İnternet kesintileri basın özgürlüğüne darbe'

Amed Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanları Gültan Kışanak ve Fırat Anlı'nın gözaltına alınmasının ardından Kürt illerine uygulanan internet ambargsonu da değerlendiren Mihr, internet gibi alt yapıların basın ve ifade özgürlüğünün temeli olduğunu hatırlattı. İnternetin mobil iletişim ve online gazetecilik için oldukça önemli olduğunu dile getiren Mihr, "Dolayısıyla bu kesintiyi basın özgürlüğüne ayrı bir darbe olarak değerlendiriyoruz" diye belirtti. Muhalif 23 basın kuruluşunun kapatıldığını ve bunun Türkiye'de bir ilk olmadığını anımsatan Mihr, "Bu durum hükümetin bağımsız medya ve basın özgürlüğüne saygısını gösterir. Bu aslında Fethullah Gülen ya da Kürtlere yakın medya kuruluşu ile ilgili değildir.Mesele gazetecilik" dedi.

Türkiye için iki proje

RSF'in projelerini de paylaşan Mihr, "İki proje yürüteceğiz. ilki Türkiye'de ihtiyaç duyan tüm gazetecilere yardımcı olacağız. Bizim yardım programlarımız, yardım masamız var.Böylece mümkün olduğu kadar ihtiyaç duyan gazeteciler için yardımda bulunacağız.İkinci olarak ise, Türkiye'de basın özgürlüğü sorunlarına dair altyapı sorunları hakkında farkındalığı arttırmaya çalışıyoruz. 27 Ekim'de başlattığımız Medya Sahipliğini İzleme Projesi de bu doğrultuda yapıldı" bilgisini verdi.

Dayanışma mesajı

Basın kurumlarının kapatılması, gazetecilere dönük toplu tutuklamalar ve işkencenin Türkiye'de basın özgürlüğü üzerinde en görünür baskılardan olduğunu vurgulyanan Mihr, Türkiye'de medya sahipliğini izleme konusunda maddi altyapısal sorunları da ön plana çıkarmak için çalışacaklarını sözlerine ekledi. RSF olarak Türkiye'de basın özgürlüğü için mücadele edenlerle dayanışma içinde olacaklarını da sözlerine ekleydı Mihr, Türkiye'deki meslektaşlarıyla dayanışma mesajı verdi: "Derin hürmetlerimi Türkiye'de basın özgürlüğü için çalışanlara sunmak istiyorum. Onlara diyorum ki, biz sizinleyiz. Bağımsız seslerin duyulması için uluslararası desteğimizi sunacağız."

'İnternet kesintisi insan hakkı ihlalidir'

İnternet kesintilerini değerlendiren Medya Sahipliği İzleme Projesi direktörü Gazeteci Olaf Steenfadt da, bilgiye erişimin temel insan haklarından olduğuna dikkat çekerek,"Eğer interneti keserseniz bu, insan haklarına çok ciddi zarar verir. Bunu kınıyoruz" dedi.

'Hükümet RTÜK toplantısına katılmayı reddetti'

RSF'nin bağımsız bir sivil toplum örgütü olduğunu ve hiçbir hükümetle özellikle çalışmadığını belirten Steenfadt, "Bizim hiçbir hükümetle özel bir temasımız yok. Bununla birlikte konu şeffaflık olunca herkesle konuşuyoruz. Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) ile de toplantılar yaptık. Hükümet yetkililerini davet ettiğimizde ise katılmayı reddettiler. Bunun da başlı başına bir mesaj olduğunu düşünüyorum" diye konuştu.

(mk-sde/za/sd)