Gerçeğin sesi DİHA KHK ile susturulamaz
Yayın hayatına, 4 Nisan 2002 tarihinde, “Gerçeklerden asla taviz verilmez” sloganı ile başlayan ve geride bıraktığı 14 yılda, Türkiye’deki basın algısına radikal bir müdahale de bulunan, muhalif basın açısından bir markaya dönüşen Dicle Haber Ajansı (DİHA), AKP hükümetinin yeni Kanun Hükmündeki Kararnamesi ile kapatıldı.
Gücünü gerçeklerden alan DİHA, bugüne sayısız kez tamamı AKP iktidarının uygulamaları sonucundaki baskı ve saldırılara uğradı.
Sesi duyulmayanın sesi olan, görülmeyeni gösteren, her mağdura mikrofon uzatan ve bu haliyle de iktidarın her zaman hedefi olan DİHA, ilk büyük saldırıya kuruluşundan sadece 2 yıl sonra uğradı. 2004 yılında İstanbul’da yapılan NATO zirvesi gerekçe gösterilerek, merkezi ve büroları basılan DİHA’nın onlarca çalışanı gözaltına alındı. Buna rağmen çalışmalarından bir an taviz vermeyen ertesi gün abonelerine ve kendisini internet üzerinden takip eden binlerce kişiye gelişmeleri aktaran DİHA, yılmayacağını daha o tarihte gösterdi.
Ardından bir çok muhabirleri engellenen, tehdit edilen, bürolarına baskın düzenlenen, komplolarla devre dışı bırakılam istenen DİHA, bütün saldırılara rağmen yoluna devam etti. Polis, hemen her eylemde gerçekleri saklamak için önce DİHA muhabirlerine saldırdı, bir çok muhabirimiz yaralandı, bir çoğu gözaltına alınıp çoğu zaman tutuklandı.
Çünkü DİHA, Gezi’de oluşturulan komünal değerleri dünyaya duyuruyordu. Özellikle uluslararası kamuoyunun yakından takip ettiği DİHA, başta Özgecan Aslan cinayeti olmak üzere katliama uğrayan, horlanan kadınların, her türlü emeği istismar edildiği halde kimliklerinden dolayı dışlanan ve iş cinayetlerine kurban giden mevsimlik işçilerin, Soma’nın, Ermenek’in, Torunlar inşaatında katledilen işçilerin sesi oldu.
DİHA, kamuoyunda “utanç davası” olarak bilinen Mêrdîn’de 13 yaşındaki N.Ç. adlı çocuğun aralarında polis, asker ve devlet memurlarının da bulunduğu 26 kişinin cinsel istismarına maruz kalması olayını dünyaya ilk duyuran ajans olmuştu. Yayınlandığı ilk günden itibaren büyük infial yaratan olayda, mahkeme, 13 yaşındaki N.Ç’nin “kendi rızası olduğu” yönünde skandal bir karara imza atarak sanıkları aklamıştı.
TSK’ye ait savaş uçakları 28 Aralık 2011’de Şirnex’in (Şırnak) Qileban (Uludere) ilçesine bağlı Roboskî köyünde sınır ticareti yapan aralarında çocukların da bulunduğu sivillere bombaladığını ilk dakikalarda ajasımız servis etmişti. 34 kişinin vahşice katledildiği bombadırmanın ilk fotoğraf ve görüntülerini daha ilk dakikalarında tüm dünyaya duyurmuştu. Türk medyasının büyük iki yüzlülük örneği sergilediği katliamın haberi, ancak TSK’den açıklama yapıldıktan sonra görülmüş ve bunun operasyonel bir hatadan kaynaklandığı üzerinden yayın yapılması büyük tartışma yaratmıştı.
Adana Pozantı Cezaevi’nde 2012 yılında siyasi dosyalardan tutuklu bulunan 7çocuğun, adli tutukluların bulunduğu koğuşa yerleştirilmesi sonucu aylar süren cinsel istismara maruz kalmasının haberini duyuran yine DİHA olmuştu. Cezaevi idaresinin bilgisi dahilinde yaşanan korkunç olayının haberinin yayınlanması sonrası büyük ses getirmişti. Skandalın sorumluları hakkında işlem yapmak yerine cinsel istismar ve işkencenin haberini yapan ajansımızın 2 muhabiri, aynı yıl içinde tutuklanarak cezaevine gönderilmişti.
Colemerg’te onlarca polis tarafından etrafı sarılan ve olay tarihinde 13-14 yaşlarında olan Cüneyt Ertuş’un kolunun kırılması görüntülerini DİHA duyurdu. “Türkün Gücünü göreceksiniz” diye Kürtlere yapılan hakareti yine DİHA duyurdu.
Dünya ve Türkiye kamuoyu 28 Mart 2006 Amed ve bölgedeki Serhildanı, Enes Ata’nın öldürülmesini DİHA’dan öğrendi. DİHA bu yönüyle aynı zamanda bir savaş gazeteciliği yaptığını ve bunun nasıl yapılması gerektiğini de herkese gösterdi. Yerlerde sürüklenen kadınları, tekmelenen annelerin görüntülerini hep DİHA servis etti.
Tüm dünyanın gerçeklere gözünü ve kulağını kapattığı öz yönetim alanlarında yaşanan sivil katliam ve infazları DİHA anı anına deşifre etti. Mêrdîn (Mardin) Nisêbîn'de evinin önünde polislerin açtığı ateşle katledilen hamile, 5 çocuk annesi Selamet Yeşilmen’i de Şirnex (Şırnak) Silopiya’da (Silopi) cenazesi 7 gün boyunca sokak ortasında kalan 57 yaşındaki Taybet İnan’ı da Şirnex’de panzer arkasında cansız bedeni sürüklenen Haci Lokman Birlik’i de vahşet bodrumlarında yakılarak katledilen 200’e yakın insanı da tüm dünya ilk DİHA’dan okumuştu.
DİHA savaş muhabirliği yaptığı gibi, barış gazeteciliği de yaptı. 2009 yılındaki açılımı, en fazla tartışan tartıştıran yayın kuruluşlarının başında yine DİHA geldi. 2013 yılında müzakereler başladığında, barışı toplumsal kabule dönüştüren bir sorumlu yayımcılık yaptı. DİHA, “çocuk da olsa kadın da olsa gereği yapılacak” sözlerini topluma taşırdığı gibi, “Kürt sorunu benim sorunumdur daha fazla demokrasi ile çözülecektir” şeklinde 2005 yılında topluma söylenen sözleri de hep kayıt altında tuttu.
Ancak DİHA’nın bu barış gazeteciliği ve savaş karşıtı yayın politikası, savaş isteyenlerin de saldırılarına maruz kalmasını beraberinde getirdi. 2011 yılında Oslo görüşmelerine karşı çıkan Cemaatin hedef aldığı kesimlerin başında Kürt siyaseti kadar DİHA ve Kürt basını da geldi. Cemaatin 20 Aralık 2011 tarihinde AKP ile birlikte yaptığı, “KCK basın” operasyonunda bir gecede 48 Kürt gazeteci gözaltına alındı. Aralarında onlarca DİHA muhabiri ve editörünün de bulunduğu 35 gazeteci tutuklandı ve yıllarca içeride tutuldu. O gün DİHA muhabirlerini yargılayan polisler, hakim ve savcılar bugün “darbe soruşturması” gerekçesiyle tutuklanmış olsa bile, onların yarım bıraktığı işi bugün iktidar devam ettiriyor.
Takvimler 11 Nisan 2015’i gösterdiğinde, Agirî’nin (Ağrı) Giyadîn (Diyadin) ilçesi Tendürek dağıdan büyük bir provokasyon yaşanmıştı. Çözüm süreci nedeniyle o güne kadar herhangi bir çatışmanın yaşanmadığı bir ortamda askerler fidan dikim festivalinin yapılacağı Tendürek dağına bir gece öncesinden operasyona çıkmış, burada askerlerin açtığı ateş sonucu HDP Diyadin eski İlçe Eşbaşkanı Cezmi Budak, 2 HPG’li yaşamını yitirmiş, biri sivil yaralanmıştı. Arkasından çıkan çatışmada ise 5 asker yaralanmıştı. Askerlerin bile bile ölüme gönderildiği olayda, bölge halkı yaralı askerleri sırtlarında taşımış, bu olayın gerçek yüzünü de ajansımız tüm dünyaya duyurmuştu. Darbe girişimi sonrasında görevden el çektirilen İçişleri Bakanı Efkan Ala ve bir dönem Ala'nın sekreterliğini yapan Ağrı Valisi Musa Işın'ın emri doğrultusunda gerçekleştirilen provokasyon ile hükümet sürece olan yaklaşımını tüm çıplaklığıyla ortaya koymuştu. O günden sonra başlayan çatışmalarda ise bugüne kadar 2 binin üzerinde insan yaşamını yitirdi.
Zira, AKP hükümeti ve Erdoğan yönetimi, Temmuz 2015 tarihinde başlattığı saldırılarda da ilk olarak DİHA’yı susturmaya çalıştı. O tarihten itibaren bugüne kadar 48 kez DİHA’nın sitesi keyfi ve kanundışı bir şekilde erişimi engellendi.
Halen bir çok muhabiri tutuklu bulunan DİHA, bugün yayınlanan Kanun Hükmünde Kararname ile kapatıldı. Ancak DİHA nasılki dün yapılan bütün saldırılara, engellemelere, gözaltı ve tutuklamalara karşı susmadıysa, bugün de “KHK” adındaki bu fermanlara karşı susmayacak, halkın haber alma hakkını herşeyin üzerinde tutarak, bildiği doğruları ve gerçekleri bütün yol ve yöntemleri kullanarak halka ulaştıracak.
DİCLE HABER AJANSI