İlmek ilmek barışı örüyorlar
İSTANBUL (DİHA) -Kürdistan'da yakılıp yıkılan kentler için başlatılan ve "İlmek ilmek barışı örüyoruz" şiarıyla yola çıkan Dayanışma Örgüsüne ilgi giderek artıyor. Yaratılan cinsiyetçi algıyı yıkarak örgü örmenin kadına ait olmadığını da ortaya koyan Dayanışma Örgüsüne hiç örgü örmemiş erkekler de destek veriyor.
Kürdistan'daki savaş ile birlikte yakılıp yıkılan kentler için başlatılan dayanışma kampanyaları devam ederken, bunlardan biri de "İlmek ilmek barışı örüyoruz" şiarıyla yola çıkan Dayanışma Örgüsü oldu. Savaşın en büyük mağdurlarından ve bombalar altında yaşamak zorunda kalan çocuklar için bir araya gelerek hem atkı, bere, eldiven; hem de dayanışma ruhu ile barışı örmeyi amaçlayan Dayanışma Örgüsü Ağı, şimdilerde ise yüzlerce destekçi ve gönüllü ile buluşarak kampanyayı büyütüyor.
Birçok kentten katkı sunanlar var
Yaratılan cinsiyetçi algıyı yıkarak örgü örmenin kadına ait olmadığını da ortaya koyan Dayanışma Örgüsünde, hiç örgü örmemiş ve gönüllü olarak gelen erkekler de yer alıyor. Gencinden yaşlısına, öğretmeninden, öğrencisine, emeklisinden, işçisine herkes dayanışmaya destek veriyor. Başladığı günden itibaren sosyal medyada çokça görülen kampanyaya İstanbul dışında diğer şehirlerden de katkı sunanlar oluyor. Örgü örerken barış dolu mesajlarını videoya çeken destekçiler, ördükleri ürünlerin çocuklara ulaşacağı anın mutluluğunu ise şimdiden yaşadıklarını söylüyor. Bir aylık çalışmayı kapsayacak olan kampanya, ortaklaşa üretilen ürünleri elden dağıtmak üzere gönüllülerden oluşan bir grupla Kasım ayında ise Kürdistan'a doğru yola çıkacak.
Dayanışma Örgüsü üyelerinden Ercan Zincir ve Işıl Özer, neden böyle bir kampanyaya ihtiyaç duyduklarına ilişkin konuşurken, şişlerini ve iplerini alarak örgü ören gönüllüler ise neden dayanışma içerisinde yer aldıklarını anlattı.
'Barışı konuşarak somut bir şeyler yapmak istedik'
Kampanyanın altı kişilik bir grup arkadaşın tartışmaları sonucu ortaya çıktığını söyleyen Dayanışma Örgüsü üyelerinden Ercan Zincir, "OHAL'den kaynaklı sokaklar bize yasaklanmışken, bir araya gelmek bile suç teşkil ederken, bir şeyler yapabilme umuduyla tartışmalarımızı yürütürken örgü örelim dedik. Yapacağımız şey bir anlamda çocukları kışın soğuğundan korumak için faydalı olacak bir şey olsun dedik. Atkı, bere, eldiven gibi malzemeleri örebilir miyiz diye düşündük ve bu fikirle yola çıkarak bunu insanlara anlatmaya başladık. İnsanlarla örgü aracılığıyla bir araya gelip hem barışı konuşmak hem de bunları konuşurken somut bir şeyler yapmak adına örgü örerek üretmek için bu çalışmayı başlattık" dedi.
'Gelin hep beraber barışı ilmek ilmek örelim'
Çalışmaya başladıkları iki haftalık süreçte yaklaşık bin civarında insanla doğrudan iletişime geçtiklerini belirten Zincir, kampanyanın her geçen gün katlanarak büyüdüğünü söyledi. Yaptıkları dayanışma çağrıları ardından farklı şehirlerden de çalışmanın örgütlendiğini ifade eden Zincir, beraber üretilen ürünlerin Şîrnex (Şırnak), Nisebîn (Nusaybin), Cîzîr (Cizre), Gever (Yüksekova) gibi kentlere, çocuklara bizzat kendilerinin giderek teslim edeceğini söyledi. Zincir, "İnsanlardan da talebimiz bu çalışmayı sahiplenmeleri ve kendi bulundukları yerellerde dayanışmayı geliştirip örgütlemeleri. Barışı konuşabilecek alanlar yaratmalarını öneriyoruz. Gelin hep beraber barışı ilmek ilmek örelim" çağrısında bulundu.
'Barış için bir ilmek atmak istedik'
Ülkede var olan baskı sürecinin OHAL ile birlikte arttığına dikkat çeken Dayanışma Örgüsünün bir diğer üyesi Işıl Özer ise, "Eylemlerde, sokaklarda sesimizi çıkarmamız engellendiği için biz de bir tepki olarak savaş ve bombaların mağduru çocuklara dokunmak istedik. İnsanlara nasıl dokunabiliriz, bu savaşa nasıl hayır diyebiliriz, bombalara nasıl karşı durabiliriz şiarıyla yola çıkıp biz de barış için bir ilmek atmak istedik" diye konuştu.
'Barış elimizde üreyen ilmekler gibi büyümeye devam eder'
Haftanın belirli günlerinde bir araya gelen Dayanışma Örgüsü gönüllülerinden Drama Öğretmeni Derya Çelik, örgü örmenin çok eğlenceli ve keyifli bir şey olduğunu söyleyerek, "Elinizde bir şeyin üreyerek büyümesi de keyifli. Şimdi bunu barış için, savaş mağduru çocuklar için yapıyor olmak çok daha başka bir anlam katıyor. Bu dayanışma ve barış ortamı tıpkı bu elimizde üreyen ilmekler gibi büyümeye devam eder" dedi.
'Çocuklara bir nebze de olsa destek için'
Dayanışmaya destek olmak amacıyla dahil olduğunu belirten Elektrik Mühendisi Şükrü Akçadağ da, Kürdistan'da yaşanan çatışmalardan kaynaklı birçok ailenin evsiz yurtsuz kaldığını ve savaşın en büyük mağdurlarının çocuklar olduğunu söyleyerek, "Mağdur olan çocuklara bir nebze de olsa destek olmak için örüyorum. Bu çok simgesel bir çalışma, ama halkı bir araya getirip duyarlılık oluşturmak adına önemli bir çalışma aynı zamanda" diye konuştu.
'Ördüğüm şeyi hangi çocuk takacak diye merak ediyorum'
Emekli Zeynep Özer ise, şunları söyledi: "Örgüyü örerken şu ördüğüm şeyi hangi çocuk takacak diye çok merak ediyorum. Bunlar dağıtılırken onların gözlerindeki sevgiyi, buradaki insanların onları ne kadar hissettiklerini ben de onlarla birlikte orada hissetmek isterim."
(nd/za/ag)