DİHA - Dicle Haber Ajansı

Haberler

DİHA susmayacak !

 
30 Ekim
11:00 2016


Yayın hayatına, 4 Nisan 2002 tarihinde, “Gerçeklerden asla taviz verilmez” sloganı ile başlayan ve geride bıraktığı 14 yılda, Türkiye’deki basın algısına radikal bir müdahale de bulunan, muhalif basın açısından bir markaya dönüşen Dicle Haber Ajansı (DİHA), AKP hükümetinin yeni Kanun Hükmündeki Kararnamesi ile kapatıldı.

Gücünü gerçeklerden alan DİHA, bugüne kadar sayısız kez tamamı AKP iktidarının uygulamaları olan baskı ve saldırılara uğradı.

Sesi duyulmayanın sesi olan, görülmeyeni görünür kılan, her mağdura mikrofon uzatan DİHA, iktidarın her zaman hedefi oldu. DİHA, ilk büyük saldırıya kuruluşundan sadece 2 yıl sonra uğradı. 2004 yılında İstanbul’da yapılan NATO Zirvesi gerekçe gösterilerek, merkezi ve büroları basılan DİHA’nın onlarca çalışanı gözaltına alındı. Buna rağmen çalışmalarından bir an taviz vermeyen, ertesi gün abonelerine ve kendisini internet üzerinden takip eden okurlarına gelişmeleri aktaran DİHA, yılmayacağını daha o tarihte gösterdi.

Ardından birçok muhabiri engellenen, tehdit edilen, bürolarına baskın düzenlenen, komplolarla devre dışı bırakılmak istenen DİHA, bütün saldırılara rağmen yoluna devam etti. Polis, hemen her eylemde gerçekleri saklamak için önce DİHA muhabirlerine saldırdı, birçok muhabirimiz yaralandı, birçoğu gözaltına alınıp çoğu zaman tutuklandı.

Çünkü DİHA, Gezi’de oluşturulan komünal değerleri dünyaya duyuruyordu. Özellikle uluslararası kamuoyunun yakından takip ettiği DİHA, başta Özgecan Aslan cinayeti olmak üzere katliama uğrayan, horlanan kadınların, her türlü emeği istismar edildiği halde kimliklerinden dolayı dışlanan ve iş cinayetlerine kurban giden mevsimlik işçilerin, Soma’nın, Ermenek’in, Torunlar inşaatında katledilen işçilerin sesi oldu.

DİHA, kamuoyunda “utanç davası” olarak bilinen Mêrdîn’de 13 yaşındaki N.Ç. adlı çocuğun aralarında polis, asker ve devlet memurlarının da bulunduğu 26 kişinin cinsel istismarına maruz kalması olayını dünyaya ilk duyuran ajanstı.

TSK’ye ait savaş uçakları 28 Aralık 2011’de Şirnex’in (Şırnak) Qileban (Uludere) ilçesine bağlı Roboskî köyünde sınır ticareti yapan aralarında çocukların da bulunduğu sivillerin bombalandığını, ilk dakikalarda ajansımız servis etti. 34 kişinin vahşice katledildiği bombadırmanın ilk fotoğraf ve görüntülerini de ajansımız dünyaya duyurdu.

Adana Pozantı Cezaevi’nde 2012 yılında siyasi dosyalardan tutuklu bulunan 7 çocuğun, adli tutukluların bulunduğu koğuşa yerleştirilmesi sonucu aylar süren cinsel istismara maruz kalmasının haberini duyuran yine DİHA oldu. Ses getiren haberimizden sonra Pozantı Cezaevi kapatıldı.

Colemerg’te (Hakkari) polislerce 14 yaşındaki Cüneyt Ertuş’un kolunun kırılmasını da, “Türkün Gücünü göreceksiniz” diye Kürtlere yapılan hakareti de, Agirî’nin (Ağrı) Giyadîn (Diyadin) ilçesi Tendürek Dağı’nda yaşanan büyük provokasyonu da DİHA duyurdu.

Dünya ve Türkiye kamuoyu, 28 Mart 2006 Amed (Diyarbakır) ve bölgedeki Serhildanı, 6 yaşındaki Enes Ata’nın öldürülmesini DİHA’dan öğrendi. DİHA bu yönüyle aynı zamanda bir savaş gazeteciliği yaptığını ve bunun nasıl yapılması gerektiğini de herkese gösterdi. Yerlerde sürüklenen kadınları, tekmelenen annelerin görüntülerini hep DİHA servis etti.

Tüm dünyanın gerçeklere gözünü ve kulağını kapattığı özyönetim alanlarında yaşanan sivil katliam ve infazları DİHA anı anına deşifre etti. Şirnex (Şırnak) Cizîr’de (Cizre) katledilen 10 yaşındaki Cemile Çağırga’nın günlerce buzdolabında bekletilen cansız bedenini de, Mêrdîn (Mardin) Nisêbîn'de evinin önünde polislerin açtığı ateşle katledilen hamile, 5 çocuk annesi Selamet Yeşilmen’i de, Şirnex (Şırnak) Silopiya’da (Silopi) cenazesi 7 gün boyunca sokak ortasında kalan 57 yaşındaki Taybet İnan’ı da, Şirnex’de panzer arkasında cansız bedeni sürüklenen Hacı Lokman Birlik’i de, vahşet bodrumlarında yakılarak katledilen 200’e yakın insanı da tüm dünya ilk DİHA’dan okumuştu.

DİHA savaş muhabirliği yaptığı gibi, barış gazeteciliği de yaptı. 2009 yılındaki açılımı, en fazla tartışan, tartıştıran yayın kuruluşlarının başında yine DİHA geldi. 2013 yılında müzakereler başladığında, barışı toplumsal kabule dönüştüren bir sorumlu yayımcılık yaptı. DİHA, “Çocuk da olsa kadın da olsa gereği yapılacak” sözlerini topluma taşırdığı gibi, “Kürt sorunu benim sorunumdur daha fazla demokrasi ile çözülecektir” şeklinde 2005 yılında topluma söylenen sözleri de hep kayıt altında tuttu.

Ancak DİHA’nın bu barış gazeteciliği ve savaş karşıtı yayın politikası, savaş isteyenlerin de saldırılarına maruz kalmasını beraberinde getirdi. 2011 yılında Oslo görüşmelerine karşı çıkan Cemaatin hedef aldığı kesimlerin başında Kürt siyaseti kadar DİHA ve Kürt basını geldi. Cemaatin 20 Aralık 2011 tarihinde AKP ile birlikte yaptığı, “KCK basın” operasyonunda bir gecede 48 Kürt gazeteci gözaltına alındı. Aralarında onlarca DİHA muhabiri ve editörünün de bulunduğu 35 gazeteci tutuklandı ve yıllarca içeride tutuldu. O gün DİHA muhabirlerini yargılayan polisler, hakim ve savcılar bugün “darbe soruşturması” gerekçesiyle tutuklanmış olsa bile, onların yarım bıraktığı işi bugün iktidar devam ettiriyor.

AKP hükümeti ve Erdoğan yönetimi, Temmuz 2015 tarihinde başlattığı saldırılarda da ilk olarak DİHA’yı susturmaya çalıştı. O tarihten itibaren bugüne kadar 48 kez DİHA’nın sitesi keyfi ve kanundışı bir şekilde erişimi engellendi.

Halen birçok muhabiri tutuklu bulunan DİHA, yayınlanan Kanun Hükmünde Kararname ile kapatıldı. Ancak DİHA nasıl ki dün yapılan bütün saldırılara, engellemelere, gözaltı ve tutuklamalara karşı susmadıysa, bugün de “KHK” adındaki bu fermanlara karşı susmayacak, halkın haber alma hakkını her şeyin üzerinde tutarak, bildiği doğruları ve gerçekleri bütün yol ve yöntemleri kullanarak halka ulaştıracak.

DİCLE HABER AJANSI



Paylaş

EN ÇOK OKUNANLAR